mahallenin mızmızıdır, iyi de top oynayamamaktadır bu çocuğumuz, çocukken adam alma diye tabir ettiğimiz eşleşme de kendine yer bulamayıp topun kendine ait olmasından dolayı ibnelik yapmak isteyendir.
hadi biraz acıtasyon yapalım, çekingen bir çocuktur. diğer çocukların arasına koşarak karışanlardan değildir. bir köşede oturup izlemeyi tercih edendir. uzaktan uzağa 'gel' diye kaş göz edenlerin tavrı onu cesaretlendirmeye yetmez maalesef. kolundan biri sürüklesin ister ki diğerleriyle oynayabilsin.
arkadaşı olmadığından sebep genellikle evde oynar oyunlarını. topu varsa mesela atar duvara, duvara çarpan top tekrar ona, o duvara, duvar ona.. yani demem o ki daha çok evinin duvarıyla haşır neşir olan topunu kucakladığı gibi cesaretlenir dışarı çıkar bazen. vesile olur sanar belki de katılmak için diğerlerine. hoş zaten diğerleri sokakta oynamaktadırlar kimin belli olmayan top ile. bizimki gene oturur bir köşede, bakar öylece kafa hafif eğik vaziyette. seyreder bir süre.
hal böyleyken bir süre sonra; alıngan, kırılgan çocuğumuz biraz hayalkırıklığı biraz da can sıkıntısı ile kucağından bırakmadığı topunu da yanına alarak kös kös gidecektir tekrar evine.
top onun oldugundan oyunu baslatanın, bıtırenın, kuralları koyanın kendısı oldugunun farkındadır. derhal topu patlatılmalıdır.bakalım ozaman neyını alıp eve gıdecektır.*