bülent arınç'ın seçimlerden önce söylediği ve "eskiden öyle değildi" diye tamamladığı sözüdür.
yandaşlardan bir çoğunun bülent arınç'a ve ali babacan'a uyarıları sebebiyle kızdığını biliyorum. keza abdullah gül'e kızanlar da var..
işte sizin sorununuz bu!.. akp'nin 2002-2008 dönemindeki performansı ortadadır. içinde şikayet edeceğimiz bir çok nokta bulunsa bile, benim gibi müzmin muhaliflerin bile hakkını vereceği bir performanstır. akp'nin 2008 sonrası performansı(!) da ortadadır...
"neden böyle oldu?" diye sormuyorsunuz kendinize...
öncelikle rte'ye neden "sucukçu muhasebecisi" dediğimi bir kere daha hatırlatayım: rte, kıytırık bir okulu kazanıp, onu da ancak 7 yılda bitirebilen, okuma yazmayla alakası olmayan kifayetsiz bir şahıstır. başta "basiret" olmak üzere, "devlet adamı" olmak için lazım gelen niteliklerden çoğundan yoksundur. güçlü yanı, üstün hitabet ve demogoji yeteneğidir. siyasete atılmadan önceki hayatında kayda değer tek bir başarısı yoktur. muhtemelen siyasete atılmasaydı, ömrünü sucukçuda muhasebecilik yaparak geçirirdi. bu ülkenin sıradan insanlarının (ki ben de onlardan biriyim) bir çoğu (bu grupta değilim) söz konusu şahsa sırf kendilerine benzediği için hayranlık duyuyorlar. oysa vatansever ve aklı başında insanlar olsalar şöyle düşünmeleri icap ederdi: bu ülke daha iyisine layık değil mi? keza eğer sıradan insanların bu mevkilere gelmesi makulse, neden aramızda kura çekmeyip, seçim yapmaya zahmet ediyoruz?
evet, akp, 2008 öncesi oldukça başarılıydı zira rte parti içindeki aklı başında, kifayetli insanları dinliyordu. rte'yi sapıttıran paraleller oldu. sırf rte'yi korkutmak, kendilerine muhtaç hissettirmek için, askerden gelen tehlikeyi fazlasıyla abarttılar. daha önce asker korkusuna ab yolunda ilerleyen rte, paralellerin desteğiyle askere karşı zafer kazanınca ab'yi bir kenara itti ve de necip fazıl gibi şeytanların biçimlendirdiği kafasında kurduğu hayalleri gerçekleştirebileceği yanılgısına kapıldı. basiretsizliğinin cezasını paraleller kirli çamaşırlarını ortaya döktüğünde çekti... yine de üstün hitabet yeteneğiyle o vartayı atlatmayı başardı.
fakat girdiği yol çıkmaz bir yoldu. aslında akp zihniyetiyle pek uyuşmadığı halde, ab hatırına kendisini destekleyenleri de kaybetti.
diğer bir basiretsizliği doğu'yu ve güneydoğu'yu pkk'ya teslim etmek oldu (bkz: akp yi çökerten teslimiyetçiliği oldu)... sandı ki açılım, saçılım yapmazsa oradan oy gelmez!... isteyen 1999 seçimlerine ve önceki seçimlere baksın... söz konusu bölgelerde bölücüler dışında oy almayı beceren ilk parti akp filan değildir. o bölgelerde bir kısım devlet yanlısı insan her zaman bölücüler dışında oy verecek partiler buldular... anap'a verdiler, dyp'ye verdiler, dsp'ye verdiler... üstelik devlet bölücülere yapmadığını bırakmadığı halde verdiler. fakat ne zaman ki devlet yanlısı aşiretler satıldıkları hissiyatına kapıldılar, birer birer bölücü saflarına geçtiler.
velhasıl kifayetsiz muhteris dünya liderimizin basiretsizliği, tarihleri boyunca birleşememiş kürtlerin birleşmesini, dindar kürtlerin bile ateist hdp'ye oy vermesini sağladı. dahası türkler arasına fitne, kin, nefret soktu... dahası bir kısım türklerin bile hdp saflarına geçmesine sebep oldu...
diğer bir basiretsizliği malum dış politikası ve kamu malını çarçur etmesidir. o konularda kapsamlı izahat yapmama gerek yok... yaptıklarının sonucunu hep yanlış tahmin etti...
ey yandaşlar, rte'yi sevebilirsiniz ama sevginiz gerçekleri görmenize engel olmasın artık: rte kifayetsizdir, basiretsizdir. yanında aklı başında parti kadroları olmadıkça, belki kısa vadede bazı işler başarabilir ama orta ve uzun vadede hiç şansı yoktur. zira ilerisini doğru görecek birikimi yok...
hasılı, rte'nin artık işlere fazla burnunu sokmaması ve türkiye'nin acilen ab yoluna dönmesi icap ediyor vesselam..
