toplumun kanayan yarası hadi evlen artık baskısı

entry42 galeri0
    1.
  1. 2.
  2. 25'li yaşlara yaklaşırken hafif tempoda, 25 yaşından sonra, koşar adım yaşınızla doğru orantılı olarak artan baskı.
    5 ...
  3. 3.
  4. özellikle erkeklere diretilen,mütemadiyen diretilen. evin kızına söylemek zordur. düşünsene bir annenin hadi artık evlen de yuva kur dediğini! o an o kızın gözünde bitersin zannımca. alan olduda gitmedi mi? evde kaldı işte bariz,çok net değil mi?
    ama erkek öyle değildir. ona rahatça söylerler,yüksekten atarlar anneler. hatta haddini aşar konu komşuyla toplaşır kız bakmaya giderler falan fıstık. bir yaşa geldikten sonra daha da işitirsin bu cümleyi. bir ara bir pazar günü anne otomatiğe bağlar artık bu konuyu. içerik aynı sürekli bir şeyler söyler. hadi evlen ne zaman evlenecen yok mu şöyle güzel biri. artık yapacak bir şeyin yok. sevdiğinle olmadıysa evde kamış bir kızı alacan. o da kurtulacak sende!
    5 ...
  5. 4.
  6. aile ekabirinin duygu sömürüsü de eklendi mi ya evleneceksin ya da evi terk edeceksin.
    1 ...
  7. 5.
  8. her düğün,nikah,nişan gibi bilumum günlerde eee (bkz: psikosomatik) artık sıra sana da geldi.'yok okulum devam ediyor var daha' diye ardına sıgındım cümlem var okul bitince bahanemde kalmayacak.
    kimi insan da 'yeter be yeter,ben anamın evini temizlemek zorundamıyım gidip kendi evimi temizlerim mutlu mesut yaşarım' cümlesini kurmasını sağlayan iç baskı.
    1 ...
  9. 6.
  10. bunaltıcı, sinir bozucu bir yaklaşımdır.
    2 ...
  11. 7.
  12. semptomların özellikle iş bulma, askerden dönme arifelerinde ve akran arkadaş/akraba düğünlerinin 1. ila 3. saatleri arasında tavan yaptığı hastalık.

    Bu hastalıktan korunmak elinizde, alacagınız basit önlemler ile evlilik baskısı sendromunu önleyebilirsiniz.

    1) askerliği erteleyebildiginiz kadar erteleyin

    2)iş bulmayın, bulursanız "yeeaa bilmiyorum abii yeaa bırakabilirim her an yeaa ne uğraşacam" gibi sorumsuz/salak konuşun, bu bir baltaya sap olamaycagınız imajını oluşturup potansiyel kayınvalidelerde bir soguma yaratacaktır.

    3)düğün ortamlarından uzak duru, illa gidecekseniz doğrudan gelin damat yanına gidip gorunup kaçın, 3 saat de kalsanız o kadar gorurler zaten sizi.

    4)bayram ziyaretlerinden uzak durun.

    5)düzenli spor yapın (niyeyse bilmiyorum, bugune kadar okudugum her türlü fiziksel/psikolojik/sosyolojik sorunu önlemek için yazılan tavsiyeler arasında vardır bu, ben de yazmak zorunda hissettim)

    6)çok sıkışırsanız hemen karşı koymayın, çunku karşı koyacagınızı zaten bildiklerinden onlarca karşı tezi hazırlamışlardır, inşallah diye zikredin. yerine göre para biriktiriyorum biriktirmeden kimseyi bulmam gibisinden ilkeli adammış gibi yapın konuyu "vay be ne adam" a çekip abi ne olur haftasonu Fener maçı? kıvamına döndürün.

    7) ilk nöbeti atlatmanın ne kadar önemli oldugunu unutmayın, atağın semptomları tavan yaptıgında geçiştirebilirseniz bir sonraki ana kadar kurtulursunuz.

    8)içinde bulundugunuz baskı ortamını kabullenin, bununla yaşamayı öğrenin.
    6 ...
  13. 8.
  14. evlenmenin değil yürütmenin önemli olduğunu bilmeyenlerin anlamsiz baskısı.
    5 ...
  15. 9.
  16. gerçekten kanayan yaradır. genellikle kızlara yapılır. baskı görmüş 2 insan birbirinin bulur ve elalemin ağzını kapatmak için evlenirler. onların oğlu olur oğullarına da baskı yaparlar böyle gider. ama sonuçta kalan yine mutsuz ailelerdir ve bozulan toplum düzenidir.
    3 ...
  17. 10.
  18. tüm evlilik masrafları ve ilk 5 yıllık geçim parası talep edilerek, kaldırılabilecek baskıdır. bir de sorunuz efendim, bunu ne için istiyorlarmış. kendileri mutluluktan, bulutların üzerinde mi yürüyorlarmış? bazı mutsuzlukları, o kişilerin aileleri bile bilmez. saklarlar. utanmayın, çekinmeyin, sorun. onlar hadlerine düşmeyen baskıyı yapmaya utanıyorlar mı?
    2 ...
  19. 11.
  20. kendilerine bekarlığın sultanlık olduğu hatırlatılır.
    (bkz: bekarlık sultanlıktır.)
    1 ...
  21. 12.
  22. 13.
  23. yasıtların evlendı çoluk çoçuğa karıştı olarak devam eden büyüklerimiz sürekli dillendirdiği insanın sinir kat sayısısı arttıran baskı.
    1 ...
  24. 14.
  25. 15.
  26. yaşadığınız şehri değiştirerek en az 3 yıl boyunca hissetmeyeceğiniz baskıdır.
    0 ...
  27. 16.
  28. kanayan bir yara olduğuna katılmadığım baskıdır.

    not: ulan bana niye böyle baskı yapılmıyor benim başım kel mi? anne beni evlendir.
    0 ...
  29. 17.
  30. evliliğin bunalttığı bazı kimselerin yanlarına kaderdaş toplama çalışmasıdır.
    0 ...
  31. 18.
  32. Zina algısının beyinlerinde oluşturduğu paronaya sebebi ile türlerin devamlılığını sağlamak adına üreme faaliyetini ahlaki yasalara göre düzenleme isteğinden kaynaklanır. Bir de yaşlıların torun sahibi olmak gibi daha bıktırıcı istekleri de vardır.
    1 ...
  33. 19.
  34. zordur azizim zordur. bi kere derdini anlatamazsın karşındakine...
    mesela, evlilik kurumuna karşı olduğunu ideolojik temellere dayandırarak akademik bi ağızla anlatırsın. sana orta çağda "dünya yuvarlaktır!" diyen insan muammelesi yaparlar. saçmalama derler. en fenası bu fikirleri savunduğun için korkaklık ile suçlanmak. "sorumluluk almaktan korkuyorsun, özgürlüğüne düşkünsün" bik bik bik...

    hayatın her anında hissedersiniz bu baskıyı. tv dizileri, filmler (ki bazıları hollywood yapımı olur), kadın programları, yarışmalar hatta ana haber bültenleri hep evlilik olgusu aşılarlar insanlara. bu da psikolojik bir baskıdır ve de en fenasıdır. toplumun içine nakış gibi ince ince işlenir bu güzide "kutsal" kavram. muhafazakar toplum sağlam bir zemin üstüne oturtulur. tabular oluşturulur. tüketim kitleleri daha çok büyümeye başlar. bu da zaten global kapitalizmin işine fazlasıyla gelir.
    4 ...
  35. 20.
  36. evlendikten sonra da bebek ne zaman baskısı gelir ardından. evlensen bir dert evlenmesen başka bir dert. komşu kadınların baskısından kurtulmak zordur nitekim.
    2 ...
  37. 21.
  38. gerçekten toplumun kanayan yarasıdır efenim..
    şimdi 30' lu yaşların sonlarına gelir kişi anlarım.. üstüne bende sorarım kardeş daha neyi bekliyon diye .. şimdi gerçekten evlenmek isteyen bir insan evladı için , bu soru 20' lerin
    ortasında geliyorsa işte o zamana küfür gibidir.. hatta gel küfür et bana daha az kızarım o derece.
    tabi ek olarak bir de yüzsüz gibi erkek arkadaşının yanında soruluyorsa bu ,
    kıvırmak için binbir türlü yalan söyleyeceğinden karşınızdakinin size
    olan kini daha bir artar.
    bu kezde sağa sola, '' yazık ayol kaç yıl oldu oyalıyo kızı, hala gelip isteyecek ''..
    gibisinden sözler sarfeder..
    e peki kuzum sen evlendinde başın göğemi erdi diye sorarım, aman sakın ola evlenme der bu tipler.
    madem evlenme dersin , niye o zaman hadi evlen, evde kaldın, yazık gidiyo gençliğin dersin be çelişkin insan demezlermi adama. bak sinirlendim gene .
    4 ...
  39. 22.
  40. toplumun kanayan bu yarasını sosyolojik açıdan deşmek isterim, bunu güzel annelerimizi masaya yatırarak inceleyelim.

    baskı yaratan ana faktörler:
    - kız çocuk anası
    - erkek çocuk anası

    iki farklı sınıfta inceliyoruz kendilerini zira bu annelerin (30 unu geçmiş bekar evlat sahibi) olay ve kişilere yaklaşımları farklı.

    yan faktörler:
    - baba
    - akraba
    - eş dost
    - dıdısının dıdısı

    öncelikle belirtelim; toplumun kanayan yarası falan hikaye, hayırlı kısmet çıkmayagörsün anaların yüreği kan ağlar. onu bırak ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.

    15- 16 yaşında "boyum kadar evladım var" diye gururlanan anneler sen 20 li yaşlarındayken "evlenme çağında çocuğum var" diye böbürlenirler. "ben senin yaşındayken" ile başlayan cümleler kurdular mı anlaki başlamıştır çeyiz yapmaya. burda kız annelerini tenzih ediyorum zira doğar doğmaz kızlar, başlar anneleri alıp saklamaya.

    bu annelerin ortak özellikleri:

    * kızdılar mı kurdukları cümlelerden biridir: "evlenecek yaşa geldin hala"...
    * 30 unu geçtin mi başlarlar kendileri münasip bir eş aramaya.
    * bulduklarını beğenmedin mi yaranamamaktan şikayet ederler.

    20 li yaşlarda bacakları kırmaya meyilli kız çocuk anneleri ileriki yıllarda başlarlar söylenmeye. söyleyemedi mi belli ederler işte bir şekilde.

    * yolda gördüğü her bebeği sever. (torun istiyorum demektir bu)
    * düğüne gidersiniz. gelini görür gözleri dolar.
    * akraba sohbetlerinde evlenmek isteyen bir gençten bahsedilirse kol dürter anlamıyorsan çimdikler.

    erkek çocuk anneleri daha soğukkanlıdırlar kanımca. her ne kadar mürüvvetini görmek istediğini belli etse de kaçınırlar oğullarının canını sıkmaktan, hem bakma bilirler de milletin ağzını kapamayı.

    * okulu var daha.
    * yeni iş kurdu oğlum, bi otursun düzeni.
    * hele askere gitsin eveririz elbet.

    ha bak işini kurdun, askere gittin geldin mi nerde eli yüzü düzgün, hanım hanımcık bir kız görse süzer baştan aşağı, lafın arasına sıkıştırıp anlatır sana kızı.

    bunun yanısıra baba, eş dost, akraba sıkıştırırlar anneleri "var mı bir şey" diye. tık yoksa sende, duyarsın "gözüm açık gidecek" gibi lafları. e bundan ala baskı var mı?
    18 ...
  41. 23.
  42. anne babaların gözleri bakarken evlendirmek mevzulu, dayanılmaz aile baskıları.
    0 ...
  43. 24.
  44. allah'tan beyazıt öztürk var da bize sıra gelmiyor henüz. sanki benimle birlikte girecekler gerdeğe. ulan nasip kısmet diye bişey duymadınız mı siz? bakın işinize, gidin esra erol falan izleyin.

    ayrıca burdan nazife anne'ye de bi çift lafım var;

    - evlen evlen dedin, polat'ın başını yaktın. bak ihtiyarlar evlendiği gece diktiler iskender'i başına. '''nahı o ameliyattan çıkama emi''' diyeceğim ama anasın, varmaz dilim.
    1 ...
  45. 25.
© 2025 uludağ sözlük