Hele ki Türkiye'de çok gerici olan olgudur. Sürüden farklı birşey giymeniz dedikodu konusudur. Farklı düşünceleri savunmanız, komşuların yüzünüze bakmamasıdır. Değişik saç stiliniz, ailenize şikayet edilme hatta arkadaşlık bağlarınızın koparma sebebidir.
Bütün bu dayatmalarla beraber ''Yeter yahu!'' diyerek siz de onlara benzemeye başlarsınız bir süre sonra. Onlar gibi giynirsiniz, mini etekleri ve kısa şortları çöpe atıp, uzun kapri ve eşofman giymeye başlarsınız. Saçlarınızı onlar gibi kestirirsiniz. Ülkülerinizden vazgeçersiniz, inancınız kalmaz ve sadece kendinizi onlardan biri olduğunuza inandırsınız.
Peki nedir ki bundan kaçmanın yolu? Şüphesiz ki kaçmanın bir yolu yok; tek çözümün daha da üstüne gitmeniz olduğu aşikârdır. Velhasıl bu, kendinizi geliştirmeniz, ufkunuzu genişletmeniz; sabahtan akşama kadar televizyon izleyen bu kişilerin topundan daha da üst seviyeye gelmenizle gerçekleşebilir.
türk toplumunda kadınlara baskın olan ahlaktır.
nedeni aterkil, erkek egemen toplum olmasıdır.
erkek herşeyi yapmakta serbesttir.
evlilik dışı ilişkiler ve bu ilişkilerden doğan bebeklerin sorumlusu sadece kadınlar olarak görülür.
erkek bu durumdan daha kolay yırtar.
hatta zafer bile kazanmıştır.
bekaret kadın için elzemdir.
erkek dilediğiyle oynaşır, aldatır.
kadın aldatsa hafifmeşrep olur.
daha da uzar gider bu liste.
uzun lafın kısasına gelirsek toplumun dayattığı ahlak aslında çifte standarda tabidir. cinsiyete göre değişir.
toplumdan topluma değişir ama insanların yüzde 90ı çevresine diğer çevreleri hiç sorgulamadan uyum sağladığı için şüphesiz doğru ahlak odur. tabi internet küreselleşme falan derken biraz daha yumuşuyor gibi bu ahlak kuralları. ama bir yandan da ülkemizdeki akape etkisiyle sertleşiyor da diyebiliriz. öyle karışık bir şey işte bu şey.
