sen nasıl bakarsan, sana da öyle bakarlar. mesele şu;
hayatta insanın başına her şey gelir zulüm edersen şayet, zulme uğradığında avaz avaz bağırma. bu dünya etme bulma dünyasıdır. parayla değildir hayat sırayladır, sırayla.
boşanmış kadınlarda artma olunca olay değişecektir. avrupa´nın bir çok ülkesinde boşanmış kadın sayısı evli kadın sayısından fazladır. toplum bazı şeyleri yavaş öğrenir. ama öğrenir.
çalışmayan bir kadın ise bir de çocukları varsa çifte eziyettir.hem çocuklarına bakması için çalışması gerekir hem de "namus"unu korumak için evinden çıkmaması. yaşayacağı iğrenç teklifler, mücadele etmek zorunda kalacağı kadınlar ve adamlar.
dul kadınlar arasında da şöyle bir ayrım yapar canciğer toplumumuz. kocası ölmüş olanlar ki bunlar görece namusludur. boşanmış ya da terk edilmiş olanlar kesin "orospu"dur.
şu toplum aynası sözlükte bile espri konusu yapılabilse de kadınların çoğu bu iğrençlikleri yaşamamak için iğrenç kocalarına, şiddete katlanır.
var olan sığınmaevleri sanki eş bulma kurumu mubarek. arayan karısını bulup keyfince öldürebiliyor.
hayır dul değilim. mutlu bir evliliğim var ve ama empati kurma yeteneğim var çünkü insanım.
erkeklerin direk bakış açısı şudur; kadın boşanmış olduğuna göre zaten cinsel tecrübe sahibidir,dolayısı ile herşeyi özgürce yaşayabilir. Bir çok erkek saygısızca, iğrenç gözlerle, iğrenç fanteziler kurarlar bu kadınlar üzerinde. Evlenmediği halde bir çok duldan daha tecrübeli olan kadınlar üzerine bile bu kadar fantezi kuramazlar.
Toplumun bu konuda bir bakış açısı falan yoktur,bakamazlar çünkü. Tek gördükleri dul bir kadındır,normal bir erkek arkadaşı dahi olamaz, herkes hakkında bir konuşuluyorsa onun hakkında bin konuşulacaktır,zaten dedikoducu olan toplumumuz için; boşanmış olan dul komşu yada akrabaları 'akşamları onların çay keYfi yaparken sohbet malzemeleri olacaktır'.
Benim gözümde güçlü kadınlardır dul kadınlar. Sırf insanlar ne düşünür diye mutsuz ve yalandan bir hayat sürmek yerine yeni bir hayat kurma çabasındadırlar.
duyarlı toplumlarda genç yaşta dul kalmış bayanın temel ihtiyaçlarından olan sex ihtiyacı ile alakalı yakin cevre abazalar telaşa girer ve şu şekilde " ya bu karı,bu yaşta kocasız kalmış,şimdi yanıyordur o,ne de olsa açık kapı,alışmış kudurmuştan beter bilirsin,acaba yangınını söndüre biliyor mu ,kadın cağız " muhabbetler ceryan eder.Fakat muhabbet çok iğrençmiş gibi dursa da altındaki yardım sever,niyeti göz ardı etmemek lazımdır.şöyle ki aman sex bir ihtiyaç,çay kahve gibi nasıl çay bitince komşudan istersin, vay mahmut abi ben yanıyorum diye bir telefon da oradayımdır alimalllah şeklinde bir yardım severlik söz konusudur.
bu rezil bakış açısından dolayıdır ki yaşlılar ne olursa olsun boşanmadan yana olmazlar. şimdilerde insanlar boşanma şansına sahip en azından, öyle ki bu memlekette yıllar önce boşanamıyordunuz bile, hakim bile 10 sefer soruyor barıştırmaya çalışıyor.ulan hakim, zaten olayı çözebilsek senin yanına gelmezdik, buraya kadar geldik sen mi döndüreceksin. neymiş efendim çocuklar kötü olurmuş boşanınca, yok arada kalırlarmış. tecrübe ettiklerimden yola çıkarak şöyle söyleyebilirim; hiç bir boşanma, ev içindeki huzursuzluk kadar bir çocuğun psikolojisini bozamaz.
kadın boşanınca ne oluyor ?
orospu oluyor efendim. arkasından bir de zaten gözü dışardaydı deniyor. açık kapı oluyor salyalı ağızlara. bir eli sikinde, diğer eli göğsünde bireyler içli içli 'aman bu karı mahallenin ahlakını da bozdu' diyorlar, çünkü o kadından istediğini alamamıştır.
kadın çalışırsa patron sarkıyor, çalışmazsa komşu sarkıyor. sevgilisi olursa kahpe oluyor. ikinciye evlenirse çocuğuna üvey baba getirdi deniyor.
ama unutyoruz ki. o kadında bir annedir, bir abladır, bir kardeştir. ve yine unutmayalım ki ablamız da, annemiz de, kardeşimiz de var.
(aslında bu karşılaştırmayı sevmiyorum ama, ancak bu şekilde anlatabiliyorum. toplum olarak bir şeyi anlamamız için ancak ucunun bize dokunması lazım).
"adam geceleri dula gidiyomuş " , " dul kadın ayol kim bilir nerelerde sürtüyor?" , " aman bi şey varki koca bunu bıraktı baksana " cümleleri herşeyi özetler.
dul diye nitelendirip kadının tüm hareketlerini a dan z ye incelerler. kendilerince yanlış olan en ufak bir hareketinde kadının namusuna kadar dil uzatma hakkına sahipler. ve ne yazık ki bu baskı altında kalan kadınlar sürekli kendilerini ifade etme çabası içindedirler. bir erkekle konuştuklarında hemen bir başkasına açıklama yapma ihtiyacı duyarlar çünkü onların toplum gözünde artık hiçbir şey yapmaya hakları kalmamıştır. halbu ki ne "dullar" vardır etrafta evlenmemiş ve dolayısıyla boşanmamış olan.