esasında ateist olan ve kendi toplumu/kültürü içinde bir öteki olan bireyin, son yıllarda hızlanan medeniyetler çatışması geyikleri karşısında sahip olabildiği unvandur.
birey islama ve tüm etkilerine karşı olsa dahi, dini toplumsal bir dinamik olarak görür. kanımca toplumsal müslüman olmak tutarlı olmakla beraber güdüktür. zira, şu durumda çoğu ateist, toplumsal müslüman olabilmektedir (bkz: kadir cangızbay) (bkz: martin edilen) ancak doğu dünyasının çok sesliliği sindirebilme sınavında doğulu bir ateist gruba sahip olmalıdır.
neticede, aydın düşünmek, pozitivist olmak batı'nın tekelinden çıkarak, doğu aydını da oryantalizm açmazından kurtulacaktır.
zorunlu edit:
moderasyonun zorunlu isteği ile bu entryimi editliyorum. çünkü bu yazdıklarımın daha iyi anlaşılması için düzeltmem istenmiş. sebep de şu: "hatalı bakınız ya da hatalı link verilmiş" ve bunun sonrasında da "kadir cangızbay" ismi kırmızı puntoya alınmış. bakınız hatalı değil, hocamın adı budur. kendisinin soyadını geyik zannedenlerin de ilgili bakınıza tıklamaları ne kadar hoş olurdu düşünüyorum da. burada sorun türkçe karakter (ı harfi var ya) ise daha da anlamsızdır. ben bu bakınızda hata ne bulamadım. umuyorum benim gözümdem kaçan bu hatayı tespit eden beyinler çöp entryleri temizlerler bir gün.
aynı zamanda toplumsal hrıstiyan olmayan kişidir. hani hayatta bir takım adamlar vardır, her boka söyleyecek lafları vardır. işte o tip adamlardan hazzetmezler.
bu adamlar sanal gerçek dinlemen dünyayı gezmektedirler. işte bir toplumsal müslüman ile bu adamlardan birisinin diyalogunu sunayım:
+ ishal martı, yediği bozuk balıklardan dolayı ishal sıçan martıdır.
- ehe ehe! aynı zamanda ishal güvercindir de.
az önce şevket eygi tarafından televizyonda eleştirilen kavramdır. eygi, kendini toplumsal müslüman olarak niteleyenlerin bir nevi müslümanlığa ve onun değerlerine katılmaya çalışan ateistler olduğunu ima etmiştir.
yanıldığı nokta nedir? toplumsal müslümanlık, türkiye yahut ortadoğu dinamikleriyle ortaya atılmış bir kavram değildir. çünkü tüm ortadoğunun ve haliyle türkiye'nin tek kimliğinin müslümanlık olarak algılandığı bir dünyada yaşamaktayız. bu noktada kendi ülkelerinde batı'nın kucağına itilmek istenen ateistleri zor bir süreç bekler. çünkü batı da onları müslüman olarak görmektedir. arada kalmışlıktan kurtulunmak adına kimlik olarak müslüman ama inanç olarak ateist bir kitlenin varlığı ortaya çıkar. bu varlığı reddetmek gerçekleri inkardır. zaten toplumsal müslümanlar da müslümanlığı bir tercih olarak değil kendilerine batıca biçilen kaftan olarak görürler.