içinde yaşanılan toplumun cinsiyetlere yüklediği anlam, yükümlülük, zorunluluk ve rolleri doğuştan benimsemek şeklinde tezahür ediyor.
Kesişim kümeleri fazla olmakla birlikte, toplumdan topluma farklılık gösteren tarafları da çok oluyor.
Misal:
- kız çocuklar bebek oynar, erkek çocuklar araba.
- kızlar pembe giyer, erkekler mavi.
- kızlar öğretmen olur, erkekler mühendis.
- kızlar ev işlerine yardım eder, erkekler tamirat yapar.
Ben buna özellikle dikkat ettiğim halde, bazen kendi kodlarıma dahi şaşırıyorum.
Genle mi aktarımı okuyor araştırmaları var ki bana da mantıklı gelmeye başladı.
sosyoloji alanında yıllardır tartışılan ve tam olarak oturmamış, içeriği tam olarak oluşturulamamış bir kavram.
toplumsal cinsiyet; toplumun sahip olduğu, toplumsal alanlarda sözü en fazla geçen cinsiyettir. ataerkil toplumlarda toplumsal cinsiyet erkeklikle ölçülür. feminist hareketler ataerkil topluma dolayısıyla toplumsal cinsiyetin erkek olmasına verilmiş bir direniş hareketidir.
başlık altındaki girdi sayısına bakıldığında toplum olarak pek kafa yorduğumuz bir konu gibi durmuyor. bu durum beni üzüyor açıkçası.
kaç kişinin bu konunun hayatımızı baştan sona etkilediğinden haberi var ki? kaçımız bu konuyla ilgili bilgilenmek, diğer insanları bilgilendirmek istiyoruz? ülkede saçma sapan milyon tane olayın konuşulmasına rağmen neden biraz daha önemli fikirlere hayatımızda, günlük konuşmalarımızda yer vermiyoruz? neden biraz daha kafa yormuyoruz? sosyal medyada paylaşılan yazıların, haberlerin altına "yine gereksiz duyar kasıyorsunuz" demek yerine, çevresindeki insanlarla empati kurmayı canı gönülden isteyen kaç insan var bu ülkede? daha kendi aramızda huzurla, barış içerisinde yaşamayı istemezken ya da bu konuda çaba göstermezken, neden dünya'nın bize kucak açmasını, bizi sevmesini bekliyoruz ki?
toplum tarafından biz doğduktan sonra bize atfedilen, bizim davranış şekillerimizi belirleyen iki türü birbirinden ayıran farkların oluşumunu sağlayan kavram.
(bkz: kadın doğulmaz kadın olunur)
(bkz: simone de beauvoir)
bir dönem feministler arasında gereksiz yere abartılmış olgudur. öyle ki toplumsal cinsiyete eğilmeyen feministler küçümsenmiştir.
bir tanımlama getirecek olursak kadınlık ve erkekliği üreten kültürel süreçleri ve bağlamları içeren, kişinin toplumdaki cinsiyetini seçmekte ne kadar özgür olduğunu ortaya koymaya çalışan olgudur. ayrıca ataerkil sistemde kadının ikincilliğinin kaynağının da toplumsal cinsiyet olduğu söylenebilir. fakat bu kavram halen tartışmalıdır. yapılması doğru olan biyolojiyi ve zihniyeti birbirinden tamamen ayırmadan tahlil yapmaya çalışmaktır.