toplum icinde konusamamak

entry1 galeri0
    1.
  1. bir toplum, bir komünite, bir insan topluluğu, bir 3-5 kişi arasında iyi bir şekilde konuşamama durumu.

    ayrıca başıma sıklıkla gelen bir durum.

    efendim ben ne zaman tanıdığım bir insan görsem onun yanına gidip konuşmak, bir şeyler anlatmak isterim ama konuşma yeteneğim olmadığı için bu girişimlerim kafadan başarısız olur.

    bu topluma karşı konuşamama durumum tanımadığım veya az tanıdığım bir insana karşı da gerçekleşir.

    ha bu arada sanmayın ki tanıdığım insanlar arasında süpersonik konuşuyor, harika espriler patlatıyor, ortamı süper yönlendiriyorum. bunların hiçbirini yapamıyorum ve galiba yapamayacağım. sadece tanıdığım insanlarla daha rahat konuşuyorum. ama içime de hep bir şüphe düşüyor. sanki ben ortamda bir şey söyledikten sonra konuştuğum insanlar benim görüş alanım dışında bana bıyık altı gülüyorlar, "he koçuma he aslanıma" deyu benimle dalga geçiyorlar gibi geliyor sıklıkla. öyleyse bile yapacak bir şey yok tabii ama hoş değil bu hareketler, insanı üzen hareketler bunlar...

    neyse konuyu dağıttım yine. ne diyordum? ha toplum içinde konuşamamak...

    evet ben hayatım boyunca hiçbir zaman bir kürsüde önümdeki yığınlara konuşuyor olarak hayal etmedim kendimi... çünkü yapayacağımı biliyorum.

    hep şöyle bir şey geliyor aklıma:

    ben bir topluluğa konuşuyorum ama cümlelerim bir araya gelmekten çekiniyor. ve bir süre sonra önce baskın karakterli dinleyenlerden sonra ise herkesten "bilmeyen adamları çıkarıyorlar oraya" (mesela bunu baskın karakter söyler), "yuh" (buradan itibaren baskınlık azalır), "in ulan oradan", "bok herif" (karaktersizlik) gibi nidalar yükseliyor ve ben tomatolar eşiliğinde iniyorum yükseklikten.

    işte bu gibi olaylar aklımı kurcalıyor ve ben nedenini sorguluyorum. galiba olay yaşadığım çevre ve kenar mahalle kültürü. ben bursa'nın kenar mahallerinden birinde yaşıyorum ve insanlar buralarda kötü bir hayat sürüyor. kimsenin insanın gözünün içine bakarak bir şeyler demeye ihtiyacı yok. çünkü çoğumuzun hayatı çizilmiş kenar mahallelerde. okuyan adam, okumayan eşek olur, bir insan bulunur onunla evlenilir. olay, hayat budur.

    ---------------

    mesela ben geçen gün maçta çekirdek çitliyorum. ve yanımda da benden yaşça büyük bir abi duruyor, hayat boyunca büyük ihtimalle ilk ve son karşılaşmamız o anda olacak. ve tek konuşmamız - o çekirdek yemediği için o an- benim çekirdek teklifim sayesinde olacak.

    ben teklifi yapacağım ve o da ya alacak çekirdeği ya da teşekkür edecek.

    benim demem gereken cümle: "çekirdek ister misin(iz)?". bu kadar sonra herkes mutlu ve maçı izlemeye devam.

    ama ben konuşma özürlü olduğum için korkuyorum acaba ne diyeceğim diye...

    bu düşünceler arasında ağzımdan saçma harfler döküldü: "çekisdek istermin?".

    işte böyle saçma bir şey dedim. allah'tan o sıra pozisyon oldu da "hadi oğlum", "vur be yusuf", "yusuf at çalımı" sesleri arasında duyulmadı saçmalığım...

    ---------------

    mesela bu bir örnek ve hayatımın çoğu aşaması böyle konuşamayarak geçti, geçiyor.

    ne yapacağım bir fikrim yok...
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük