bebeğin ne zaman anne sütü alması gerektiği konusunda bir ayarlaması yoktur. bebek ne zaman acıkırsa ya da susarsa emmek ister ve bunu kimse engelleyemez. yeni doğan bebeğin tek gıdası ve içeceği anne sütüdür.
hiçbir anne çocuğunu toplum içinde emzirirken memesini göstermez. üzerine bir şey örter kaldı ki örtmesede bebeğin ağzı ve suratı memeyi kapatır.
bu iftirada ve ithamda bulunan kişi kadınsa ve bebek sahibi olursa bir kamu kurumunda işlemlerini halletmeye çalışırken bebeğinin kendisini yırtarcasına bağırarak meme istemesi durumunda bebeğini emzirebilmesini diliyorum ben yine de Allah'tan...
iyisini yapan kadınlardır. derisi şişmanlayıp zayıflamaktan parça parça olmuş, ağzı burnu sağa sola gitmiş, gözlerinin altı uykusuzluktan kokainmana dönmüş, bir kadını görüp, eve gelip mastürbasyon yapmak sigmund freud'e fazla mesai çıkartmaktır ki, yapmayın adamcağız yaşlı başlı adam, aragones'ten bile yaşlı o kadar diyim.
annedir mannedir ama ar damarı da çatlamış olmamalı. bebek çıldırmadıysa bir mağazaya kadar idare edilir orada doyur ama arkanı dönerek yine de. bu, inek memesi değil ki uluorta salıyorsun. bu ne banallık, ne sakillik anlamadım gitti. insan bu kadar rahat nasıl olur yahu.
kesinlikle teşhirci değildirler. annedirler, acıkan çocuklarına kıyamazlar, ard niyet düşünmezler, salt annelik duygusuyla hareket ederler. anne olmayan bilemez, bazı hırtlar da teşhirci damgası vururlar. oysa ki o memeye bakıp da bir yerlerini hareketlendiren öküzün önde gidenidir.
hadi kadın teşhirci olacağını düşündü, emzirmedi çocuğunu. çocuk başladı ağlamaya. çocuğunu emziren anneye teşhirci gözü ile bakan beyinsiz, -vay amk kaşarına bak bir çocuğu susturamadı. -ne ses var be kardeşim çocukta vs.. gibi şeyler söyler. bu insanlar her ne olursa olsun, karşısındaki insanda illa ki bir kusur bulurlar. ayrıca; bir anne çocuğu varken insanların kendisi hakkında ne düşündüğünü pek düşünmez. önemli çocuklarıdır. eğer işin sapıklık yönünde çok annenizin gözü ile bakar, annenizi anlamaya çalışırsanız, ne demek istenildiğini anlarsınız.
emzirecek başka yer yok muydu? sorusu sorulduğunda,alacağımız cevap hayır ise; bu kadını teşhirci sınıfına sokmak;
benim annemin de teşhirci olduğuna işarettir. ki böyle bişeyse ima ettiğin, bende senin ananı diycem ama kötü söz de sahibinindir, demiyorum.
çocuğunu emziren genç annenin de, anaçlıktan gelen cazibesini ve seksapelitesini görmezden gelmek, daha doğrusu olmadığını varsaymak, bu anneye hakaret olur.
şimdi kimse bana "çocuğunu emziren kadın kutsaldır, bundan tahrik olan abazadır, seksomanyaktır", "o bir annedir, nasıl teşhirci dersiniz", "cinsellikten başka bi şey düşünmüyorsunuz, ıyyy iğrannnç" diye bık bık bık konuşup takiyye yapmasın. böyle bir kadın görseniz eminim siz de içine düşersiniz, hayaller kurarsınız, "o çocuğun yerinde ben olsam keşke" dersiniz. tabii gay değilseniz. sonra da kalkıp bana "herşeyi cinselliğe yoruyorsunuz, sapıksınız" falan diye hikaye anlatmayın...
bu tip insanların yaklaşma biçimi olarak :
- bir fırt versene .
- çohh susadım be ablağğğ .
gibi abuk cümleler kurulabilir . yakılarak imha edilmeleri gerekir .
yeni doğum yapmış bir kadına bile bu gözle bakan , abazanlığı mallıkla sentezlemiş bir bünyenin yorumudur.
aynada götünü gördüklerinde ereksiyona geçer bu zihniyetteki insanlar. bir sonraki aşamaya yazamayacağım...
annenin çocuğunu emzirmesi değil de, ona bakıp, cinsel istek duymaktır bana kalırsa ayıp olan. annedir, çocuk açtır. doktor ile hasta arasında nasıl bir mahremiyet yoksa, bu durumda da aynı şekilde ayıp birşey yoktur. saygı duyup, görmezden gelmek, başını öne eğmek, kendi anneni aklına getirip, bir zamanlar senin de meme emdiğini hatırlayıp, bu olayın ne kadar doğal olduğunu birkez daha içinden tekrar etmek gerekir. bunun tersi olan, anneyi ayıplama durumu, aklının kafatasında değil de başka bir yerinde olması ayıptır.
yeni doğum yapmış oldukları için ahlak ve görgü kurallarını delme hakkına sahip olduklarını düşünen teşhirci, görgüsüz kadınlardır.
kadınların, özellikle de türk kadınlarının mahrem yerlerini gizlemek konusunda oldukça hassas oldukları bilinen bir gerçektir. kırk kat giyinmeden dışarı çıkmayan kadınlar azıcık kısa etek giydilerse eteği çekiştirmekten bir hal olurlar frikik vermemek için. eğilmeleri gerekse bir elleriyle mutlaka yakalarını tutarlar ki göğüsleri görünmesin.
ama yeni doğum yapmış kadınların davranışları biraz farklıdır. kucağında yeni doğmuş bebek bulunan kadınlar canlarının istediği yerde, ulu orta emzirirler çocuklarını. etrafta erkek mi var, yabancı mı var demezler. isterse yüz kişinin içinde olsun hiç farketmez. süt güğümü gibi memeyi ani bir hareketle çıkarır ve meraklı bakışlara aldırmadan çocuğun ağzına verirler.
yahu kadın! yeni doğum yapmış olunca kadınlıktan mı çıkıyorsun? lohusalıkta meme kimsenin dikkatini çekmiyor mu sanıyorsun? bu ne vurdumduymazlık, ne boşvermişliktir anlamak mümkün değil.
bu tip dağınık kadınlar, toplumun yozlaşmasında, ahlaki yapının çökmesinde birinci dereceden sorumluluk sahibidirler.
