toplum dayatmasının homofobi üzerindeki etkisi

entry2 galeri0
    1.
  1. evet, tespit yapıyorum ama boşuna yapılmış tespit değil elbette. gözlemlerim ve deneyimlerim bu tespit için temel oluşturmuştur. eminim ki; pek çok kişinin karşı çıkacağı bir durum da yoktur. elbette homofobik yazarlar bu girdiyi okuduklarında muhtemelen eksileyecekler ve belki de küfür edecekler ya da (bkz: gizli ibne detected) gibi saçma yollara başvuracaklar. o kadar normal karşılıyorum ki bu durumu, açıkçası dokunmuyor. alıştık diyelim.

    öncelikle, türk milletinin uzun bir tarihi var ve bununla gurur duruyorum fakat ne zaman ki arap toplumuyla kültür yumağı haline geldik, türk toplumunun orta asyadaki kültür yapısı oldukça dejenere olmuş, sığ, bilgiden yoksun sadece mahalle ve insan etiğine dayalı bir toplum olduk. ne zaman ki, kurallar, töreler bir veya birkaç kişinin eline verildi, işte orada bir bozulma süreci başlıyor.

    bu aslında çok çok uzun bir konu ve özünde tamamen tarihsel bir birikim gerektiriyor doğru tespitlerde bulunabilmek için fakat belirtmek istediğim şimdiye uzanan toplum kurallarının temelini aslında yukarıda belirttiğim sebepleri içermek de.

    şimdiki zamana geldiğimizde, her zaman bir noktaya sabitlenmiş düşünceler sebebiyle insanların kafasında yargıları değiştiremiyoruz. çok değil daha birkaç yıl öncesinde, televizyon şeytan icadıdır diyen kişiler vardı etrafımızda, aynı kişi lcd televizyonlarda, ses sistemiyle film izliyordur belki de. bu küçük bir örnekti fakat işin özüydü.

    çok az kişi vardır ki bu gerçeği gözardı etsin. toplumumuz belirli kurallara göre yönetiliyor sosyal anlamda, bu kurallar geçmişten gelme, kesin, değiştirilemezdir bazılarımızın gözünde. değiştirmeye kalkanlar gibi zaman suçlanmıştır, hainlikle suçlanmıştır. neden, çünkü toplumun değer yargılarına ters düşmüştür. fakat acaba ne zaman düşündük, dünya dönüyor, dünya değişiyor ve haliyle insanlar da değişiyor ama kabul edemiyoruz. zamanımızın ihtiyaçları malesef eski dayatmalarla, kurallarla karşılanmıyor. beyinlerimiz zaten örümcek ağıyla örülüyken bunu temizlememize de izin verilmiyor.

    homoseksüellerden nefret etmenin temelindeki sebeplerden biri, doğanın "doğal" işleyişine karşı çıkılmasıdır diye söylenir. çünkü öğretiler bize, kadın-erkek ikilemini sunmuştur. oysaki duruma baktığımızda kadın-erkek ikilemi daha çok duygulardan cinselliğe bir işaret olarak gösterilmiştir. toplum kurallarında duygular hiçe sayılmıştır bir bakıma. kadın-erkek ikilisi birbirine aşık olur, kadın-erkek ikilisi birbiriyle seks yapabilir. doğa, aşkı açıklayamamıştır. karmaşanın da temel noktası budur aslında. homoseksüel insanlar bu sisteme bazılarının gözünde çomak sokmuştur. bir erkek diğer bir erkeğe ya da bir kadın diğer bir kadına nasıl aşık olabilirdi. bu ne demekti?! oysa özünde sadece insani duygulardı, söz geçirelemez duygulardı. sistem ne diyordu; hayır ne aşkı, sizinkisi sapıklık. sistemin pas tutmuş bir parçası olarak da biz toplumun bu değer yargılarıyla yargılanıyoruz çoğu zaman.

    homofobikliğin temelinde ise en büyük pay gizli homoseksüellikten süre gelmektedir. evet çoğu kişi bu düşünceye bile katlanamaz. bir erkek; "ben bir erkeğim, bir erkeği nasıl sevebilirim?" der. Ona çünkü öyle öğretildi, çünkü doğru bir erkeğin yanında kadın olmasıydı. bu erkek belki de evlenecekti içindeki duygulara rağmen, bastırılmış duygulara rağmen. belki de çocukları olacaktı fakat asla tam anlamıyla mutlu olamayacaktı. çoğu kişinin bu düşünceye karşı çıkarken bile "dur yaa evet belki de..." dediği görülmüştür.

    diğer bir düşünce ise; homoseksüelliğin sanki cinsel bir sapıklık olarak gösterilmesidir. temel aynıdır, toplum öğretileri. kadın-erkek ikilisinin dışındaki her şey sapıklıktır ama 60-70 yaşındaki adamın küçük bir kızla evlenmesi, birden fazla kadınla evlenmek, bir bireyin akrabasıyla evlenmesi oldukça normaldir. toplum şartsız, koşulsuz cinsellik temelli düşüncelerle yoğrulmuştur. burdan anlaşılan budur çünkü. öğretiler gösterdi ki, bir erkek başka bir erkeğe asla aşık olamaz çünkü kendisi duyguları yazmış, onaylamış ve sistemi işletmiştir. bu kişi veya kişilerin sisteminde her zaman ara basamak olan insanlar ise bir baş kaldırış sonunda susturulmuştur. çünkü çoğunluğa karşı geliyoruz.

    duygular... hisler... kimsenin belki de göremediği şeyler. hani deriz ya, aşk inanılmaz bir kimya, gizemli bir his, isabetsiz kimi zaman, belirsiz çoğu zaman. fakat öyle ki böylesine gizem dolu tanımladığımız aşkı bile sadece bir ikilinin içine hapsetmişiz, o da; kadın-erkek.

    temennim düşünceleri yargılamak değil, yanlış olduğumuz yerleri gösterip kendimizi sorgulamamızdı. toplumun bu halde gelmesindeki temel sebep, sorgulamamak, araştırmamaktır. nasılsa eskiden belirli kurallar çizilmiştir diye o kurallar çerçevesinde ilerlenmektedir. kabul edelim, dünya değişti ve kurallar da değişmek zorundadır.

    teşekkürler okuduğunuz için.
    4 ...
  2. 2.
  3. çok değerli ve yerinde bir tespit. küçüklükten beri tek yol olabileceğini gösterip bunun dışındaki yolların toplum kültürü tarafından aşşağılanması ile özünde eşcinsel olan bir insan bile homofobi sahibi olmaya çalışıyor. öbür türlü dışlanacağını düşünüyor çünkü. bu dayatma ile insanlar özgürlüklerini yaşayamıyor, iki yüzlü karaktersiz bir toplum ortaya çıkıyor. homofobi bir hastalıktır. Küçüklükten beri çocuklarınızı bundan uzak tutun. bunun yerine insan sevgisi aşılamaya çalışın. yoksa sırf saçı uzun, lens takıyor diye öldürülen çocuklarımızın haberleri bitmek bilmeyecek böyle giderse.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük