Sırf bu baskı yüzünden, kimseye deist olduğumu açıklayamıyorum. Müslüman olmayana kız verilmez sonuçta. Müslüman olmayanla alışveriş yapılmaz, dostluk kurulmaz. Halbuki ben müslüman olmak istemiyorum!
durkheim tarafından tanımlanan kişilik yaratıcı unsur.
toplumun da bir çeşit piyasa olduğunu, fakat bu piyasanın geçer sermayesinin törel / ahlaksal (moral) değerler olduğunu iddia eder. buna göre, toplum denen piyasada var olabilmek için, aynen günümüzdeki para piyasalarında olduğu gibi, kurallara göre oynamak ve doğru yatırımlar yapmak gerekir.
insanı yoran yegâne durum. Özellikle Ortadoğu ülkelerinde çok daha belirgin olarak hissedilen bu baskı, kişinin yolda yürürken bile "ulan acaba böyle yürüyorum diye bir şey derler mi?" Sorusunu bile aklına getirir. Özellikle erkek cinsi bu durumdan bir tık daha fazla muzdariptir çünkü ne yaparsa yapsın toplumda bulunan hem cinsleri tarafından "lan erkek adam böyle mi giyinir,erkek adam öyle mi yapar,erkek adam böyle mi olur?..." Gibi tepkilerle karşılaşır. Kadınlarda ise durum erkeklerin durumundan farksız gibidir. "Şuna bak o etek boyu ne öyle, bu saatte kız başına ne işi var burada, kadın dediğin toplum içinde bu şekilde mi davranır?..." Tarzı sorular mevcuttur. Velhasıl kelam kötüdür lan bu toplum baskısı keşke olmasaydı.
türk toplumunda el alem ne der takıntısıyla ortaya çıkan baskıdır. kadın erkek fark etmeden insanlar bir şeylere zorlanır. evlen, iş bul, ev veya araba al, altın al biriktir, yüksek sesle gülme, çocuk yap, torun sev, gece dışarıda dolaşma, sus komşular duyacak, insanlara ne deriz gibi saçma sapan laflarla kişiler birey olmaktan çıkıp toplum için yaşamaya başlar. sonra da özgüvensiz ve pasif kişilikleri oluşur.
bizim toplum kendisi mutsuz ve kompleksli olduğu için herkesi de kendisi yapmaya çalışır. insanların hayatını zehir etmeyi kendilerine görev edinirler. türk insanının empati yoksunluğu bu baskının nedenlerinden biridir.
her zaman bireysellik ve rasyonalite önemlidir. her koyun kendi bacağından asılır nihayetinde.
Toplumun kendi doğrularına aykırı bir düşünce ya da eylemi durdurmaya çalışma halidir. Doğduğumuz andan itibaren bu baskıyı üzerimizde hissederiz. O kadar lanet ve güçlü bir baskıdır ki kişinin karakterinin şekillenmesine ya da değişmesine bile neden olur.