Sırf bu baskı yüzünden, kimseye deist olduğumu açıklayamıyorum. Müslüman olmayana kız verilmez sonuçta. Müslüman olmayanla alışveriş yapılmaz, dostluk kurulmaz. Halbuki ben müslüman olmak istemiyorum!
durkheim tarafından tanımlanan kişilik yaratıcı unsur.
toplumun da bir çeşit piyasa olduğunu, fakat bu piyasanın geçer sermayesinin törel / ahlaksal (moral) değerler olduğunu iddia eder. buna göre, toplum denen piyasada var olabilmek için, aynen günümüzdeki para piyasalarında olduğu gibi, kurallara göre oynamak ve doğru yatırımlar yapmak gerekir.
cinsiyeti olmayan baskı. erkek ve kadına farklı yönlerden baskılıyor. toplum baskısı ahlaktan,adaletten,dinden ve cehalletten beslenir. bu baskı tabii olmalı ama fazla da olmamalıdır.
ve biz bu baskıyı oluşturuyoruz.
türk toplumunda el alem ne der takıntısıyla ortaya çıkan baskıdır. kadın erkek fark etmeden insanlar bir şeylere zorlanır. evlen, iş bul, ev veya araba al, altın al biriktir, yüksek sesle gülme, çocuk yap, torun sev, gece dışarıda dolaşma, sus komşular duyacak, insanlara ne deriz gibi saçma sapan laflarla kişiler birey olmaktan çıkıp toplum için yaşamaya başlar. sonra da özgüvensiz ve pasif kişilikleri oluşur.
bizim toplum kendisi mutsuz ve kompleksli olduğu için herkesi de kendisi yapmaya çalışır. insanların hayatını zehir etmeyi kendilerine görev edinirler. türk insanının empati yoksunluğu bu baskının nedenlerinden biridir.
her zaman bireysellik ve rasyonalite önemlidir. her koyun kendi bacağından asılır nihayetinde.
Toplumun kendi doğrularına aykırı bir düşünce ya da eylemi durdurmaya çalışma halidir. Doğduğumuz andan itibaren bu baskıyı üzerimizde hissederiz. O kadar lanet ve güçlü bir baskıdır ki kişinin karakterinin şekillenmesine ya da değişmesine bile neden olur.