Karacabey otogarında var bir tane Kemalpaşa tatlısı satıcısı. Her zaman tazeymiş ve adam satsada satmasada bütün şehirlerarası otobüsleri bir turlar ve iner. Adam kendine görev edinmiş .
Şehir hatları vapurlarında kaçacak yeriniz olmadığı için daha bir sırnaşırlar. bilirler ki öyle beş on durak yok, sıkılırsan inemeyeceksin, anca martıların ortasına atlarsın; hemen değerlendirip yılıştıkça yılışırlar, fenalık geçirtirler.
ekmek parası için sabahtan akşama kadar dolmuşları, otobüsleri, garları, istasyonları
dolaşan adamdır. ekmeğini taştan, alın teri ile çıkarır. buram buram emek kokar.
insanımızdır, candır can.
küçükken ilgiyle ne sattıklarını anlatırken ki ciddiyetini ve önemliliğini mest olarak dinlediğimiz satıcı abilerdir. genelde piyasada her an bulabileceğiniz ama vakit ayırıp alamadığınız şeyleri satarlar.
sattıkları malın yanında birde hediye olarak verdikleri ürünler vardır,mesele cüzdan satan balon,limonluk satan düdük hediye eder,ürün ve hediyenin bir biri ile neredeyse alakası yoktur.
kansızlığa, şekere, kansere, vereme, cüzzama, kızamığa, böbreklere, dişlere hatta ve hatta ailevi akdeniz ateşine bilenem iyi gelir diyerek elindeki ürüne methiyeler sıralar.
"şu elimde görmüş olduğunuz ..." kalıbıyla başlayıp sattığı mala göre devam eden, insanda sinir gerginliği ve strese neden olan canlı türü... söz konusu satılan ürünün cığırtkanlığını, satın alabilcek üç beş kişi dışında, ürüne ihtiyacı olmayan diğer pek çok kişinin de dinlemek zorunda kaldığı olay.
en meşhuru devamlı şehir hatları vapurlarında karşılaşacağınız ve hemen her istanbulda yaşayanın tanıdığı "burhan pazarlama" isminde şirketi de olan burhan isimli şahıs olan satıcılardır *