toplu taşıma araçlarında gelen sahiplik duygusu

entry8 galeri0
    1.
  1. bilim insanlarının tez elden araştırması gereken konu.

    iddia ediyorum, toplu taşıma araçlarında halkımıza yerleşen sahiplik duygusu, hayatın başka alanlarında gelsin tüm dünyayı türkleştiririz şerefsizim.

    otobüs, metrobüs, minibüs, tramvay, tren ve aklınız ne gelirse. bunlara binenler, eğer oturacak bir yer bulamazsalar ki özellikle istanbul'da ilk duraktan sonra binip de oturarak yolculuk etmek pek olası bir şey değildir. her neyse araca kendini atan vatandaşımız hemen bir bölgeyi sahiplenir, orda kendini sabitler.

    istedikleri kadar birileri ilerleyelim beyler diye bağırsın, istedikleri kadar birileri diğerlerini hafif grokomen güreş sayılabilecek stilde itmeye, ordan harekett etirmeye çalışsın, ı ıhh. beceremez.

    bizim insanımız kendi alanını öyle bir korur ki, kendi evini kendi bahçesini böyle koruyup, savunmaz. bu kadar mücadeleyi babasından kalan köydeki taralası için bile yapmaz.

    işte bilim burada devreye girmeli. nedir bu toplu taşıma raçlarındaki iki adımlık alanı sahiplenme ve bu uğurda onlarca kişi ile mücadele etme duygusu. nasıl bir psikoloji bizi bu kadar savunmacı yapıyor.

    bunu çözsünler, hayatın diğer alanlarında da bu duyguyu bizlere yaşatabilsinler, bir kaç seneye kalmaz tüm dünyaya hükmetmezsek başka bir şey bilmiyorum.
    6 ...
  2. 2.
  3. toplumun diğer bireyleriyle etkileşim içinde olan bireyin, hayatın hiçbir alanında tutunamamasının acısını bir koltuktan çıkarması ve kendisi gibi oturmak isteyen insanlara üstünlük kurarak ego tatmini sağlamasıdır.
    başarı onundur artık.
    2 ...
  4. 3.
  5. kendisi için en uygun yeri bulduğunu düşünen kişi psikolojisidir. yerleşmiştir. inene kadar yerinden ayrılmayı düşünmez.
    1 ...
  6. 4.
  7. aynı sahiplenme duygusuna politikacılarda da rastlıyoruz. zira oturdukları koltuktan, en az 80 yaşına gelmeden kalkmıyorlar..
    2 ...
  8. 5.
  9. bir de sürekli aynı hatta çalışan otobüs kullanılıyorsa yerleşen sahiplik duygusu vardır.. sanki o otobüs sizin.. ola ki başka hatta binmek zorunda kalırsanız kendinizi yabancı bir dünya da başka insanlarlaymış gibi hissedersiniz.
    0 ...
  10. 6.
  11. odedigi vergileri dusunen insanlarin, aractaki koluklara isimlerini kaziyanlara ve olmadik yerlere ayaklarini uzatanlara karsi besledikleri nefrettir.
    1 ...
  12. 7.
  13. erkek birey, kız arkadaşı ile birlikte toplu taşıma aracına binmişse, akbili bastıktan hemen sonra gelen duygudur.

    bu duyguyu yoğun yaşayan insanı nasıl fark edebiliriz?

    üstün bir gözlem yeteneğine gerek yok, yeni mersedes otobüsler için orta kapının açıldığı yerdeki düzlüğün köşesi, eski model ikaruslar için en arkadaki köşeye kız arkadaşını yerleştirip, kollarıyla kenardaki boruları tutan adam var ya, hani yüzü sevgilisine, götü bize dönük olan, sevdiğine kelimenin tam anlamıyla kol kanat geren delikanlı, işte o civan toplu taşıma aracında gelen sahiplik duygusunun sahibi.
    3 ...
  14. 8.
  15. empati eksikliğinin başta getirdiğini düşündüğüm durumdur. kişi o kadar şahsına münhasır davranır ki, etrafında ne olup bittiği umrunda bile değildir. hele bu denli sahiplenme duygusu yüksek kişiler gelip niye memleket bu halde diye eleştiri yaparsa yuh artık dedirtir. Suratına şöyle haykırmak isterim:

    arkadaşım, sen başlı başına ekonomiye zarar yazıyorsun. kimse senin keyfin için araca zor binmek ya da binememek zorunda değil. kimse senin kıçına başına sürterek araçta ilerlemek zorunda da değil. sen de, sonradan araca binen de aynı ücreti veriyorsunuz, senin özel arabanmış gibi davranma lüksün de yok. senin yüzünden araç geç kalktı, birileri işine geç kaldı, gıcık ettiğin birileri de gün içinde senin hıncını başka birinden çıkartacak. senin gibi 100.000 adam olsa ülke batırmaya yeter, ama maalesef bundan çok daha fazlasınız. ööf öf!

    Başlığı açan arkadaşın yazısına kısa bir referans verip geçecektim, sinir patlaması yaşadım be sözlük! bunun başka bir versiyonu için
    (bkz: toplu taşıma araçlarında gelen yayılma duygusu)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük