ineceğim durağa göre oturacağım koltuk, elimdeki yüklere göre alacağım pozisyon, ayakta gidecek olsam bile otobüsün neresinde bulunmam gerektiği; bunlara cidden kafa yoruyorum.
bir işkencedir. kendi aracınla istediğin yere istediğin saatte gidebilirken, toplu taşıma araçları ile; bilet al, saati bekle, orda in, burda bin, bayan gelince yer ver, o sıcakta ayakta dur... dediğim gibi tam bir işkencedir.
yazın ter ve yapış yapış apış arası kokulardan kaçamadığımız,kışınsa şapır şapır damlayan sularla ıslandığımız,topluca binilen,fakirliğin gözü kör olsun dediğimiz halkın vasıtası.
hayatımıza yeni giren metrobüs. metrobüsü ilk duyduğumuz günlerde "aa bu da nesi" derken şimdilerde millet olarak uzman olduk bu alanda. metrobüs ne kadar yakar, fiyatı nedir, ne kadar eğimde çalışabilir, kapasitesi nedir falan fişmekan herşeyi biliyoruz artık. iett'ye teşekkürlerimi iletmeyi bir borç bilirim.