bölgesine göre nisan-ekim aylarında tavan yapan ter kokusudur. özellikle toplu taşıma araçlarının yoğun olduğu sabah ve iş çıkışı saatlerinde inanılmaz derecede kendini hissettirir. ayakta giden ve kolunu tepedeki tutamaçları yakalamak için kaldırmış sıcak hava müzdaribi genç afili delikanlılar, kokoş teyzeler ve niceleri bu kokuya insanüstü bir çaba ile katkıda bulunurlar. bir çok insan bu kokuya sebep olmamak için önlemler alır ancak tüm bu önlemler bir yere kadar yeterli olur. toplu taşıma aracını kullanacak kişi eğer şanslı ise kendisini açık bir pencerenin kenarına atar ve yol boyunca kokuyu minimum düzeyde hisseder.
aslında bu durum vatandaşlar arasında eşitliğin ispatıdır. rengine, cinsiyetine, yaşına başına bakılmaksızın herkes aynı kokuyu bilir, hisseder, derinliklerinde yaşar. tabi kadir gecesi doğmuş bir kesim * bu eşitliğin dışında kalır.
yanınızda mutlaka kolonyalı mendil taşımanızı gerektiren ve taşıdığınız bu mendilleri oksijen maskesi olarak yolculuk esnasında kullanmanıza neden olan durumdur.
cami pencereyi acmak da spartakus gibi bi devirici yurek istedigi icin o koku cigerlere cekilir ha cekilir mecburiyetten. kimi zaman dayanamazsin o tavandaki asirlardir acilmamis kapaa acmaya calisirsin, daaaaaaan diye bi ses cikar, kimisi korkar, kimisi ki bu kimisi kesmi kizlar olur cogunlukla gulerler. iste boyle.