simdiki picler gibi oyun oynarken kufur etmezdik. herseyden once, kavgalarimiz bile dostca olurdu.
simdi bakiyorumda, suratlar kan yara bere icinde... aileler sorumsuz, kapiya cocugun babasi hesap sormaya geliyor, pezevenk hic mi cocuk olmadin sen amk.
yalnızlığın doruklarını yaşayan, zavallı futbol hastası yavrumuzdur.* bizim mahallede var bir tane çocuğun biyografisini biliyorum da ondan öyle dedim.
çocukluğumdur. ben hep şotaydım. şota arveladze. evet memleketi trabzon olmayan bir trabzonspor taraftarıyım. hala eski arkadaşlarımdan bana şota diye seslenenler var. duygulandım la!
müco bir çalım yaptı evet evet top mücoda kale boş ilerliyo müco, ve ve ve tam gol olacakken akşam ezanı okunmasıyla bir anne sesi "mücahiiit koş 2 ekmek al da gel, çabuk baban geldi, yemek yiyoz".
hemen herkesin çocukluk dönemlerinde bir mahalle futbol takımı geçmişi olmuştur mutlaka istisnalar haricinde. benim de vardı tabi eheh ama ben spikerlik yapmazdım, o zamanlar da komik geliyordu. şu an eskisi kadar rastlamıyorum eskiden mahalle futbol turnuvalarında her futbolcu mutlaka kendi spikerliğini yapardı. yeni nesil o kadar değil ama gördüğümde yine de bir tatlı, hoş görünür bana o ronaldo diye bağıran minik futbolcular.
(bkz: hagi)
kendisi bir messidir. yolun karşısına taşlarla kurdukları kaledeki arkadaşı ise başarılı bir kaleci... akşam ezanında yine ahmet, mehmet olarak yola devam ederler.
new castle united'a: nivkesılyunaytın
ona çalım atmaya çalışan arkadaşının: mençıstırşınaytıd diye kendini gaza getirdiğine şahit olduğum vaka-i vakvakiyedir.