2011 yılında çıkardığı kendi adını taşıyan albümünde ölüdeniz isimli güzide bir parça bulunur. yolu oralara düştü de ilhamı depreşti herhal.
her albümü ayrı deryadır. nasiplenmek lazım.
manyak bir virtüöz. ulan bir insan hem gitarı hem de pianoyu bu kadar iyi çalıp dahası bu kadar iyi harmanlar mı? her albümü özenle dinlenmeli ve incelenmelidir. en sevdiğim müzisyenlerdendir kendisi. teknik, sürat ve özgünlük iç içedir.
disco kralı adlı programda hayko cepkin'in canlı performansını bana övüp ''bak böğürmeden de müzik yapabiliyor, süper çaldı.'' diyenlere ''bakın da süper çalmak neymiş görün'' diyerek videolarını izlettiğim müzik dehası. klasik müzik etkilerini fazlasıyla barındıran besteleri ile apayrı bir yeri vardır bende bu adamın ki zaten müziğe de piano ile başlamıştır yanılmıyorsam.
tüm bestelerinde hemen hemen aynı metod vardır. baştan sona tekrarlarla devam eden bir melodi ve o melodinin üzerine serpiştirilmiş süratli gitar ve klavye soloları.
not: burada amacım hayko'ya çamur atmak değil müzikle ilgili girdiğim hemen hemen her entryde belirttiğim gibi benim derdim hayatında üç tane gitarist tanıyıp ondan sonra metin türkcan'a vitüöz diyen zihniyetle.
steve vai ile birlikte çalar taping tekniği çok ilginçtir penayı sürekli parmakları arasında değiştirir. gitar ve piano konusunda kendini çok iyi geliştirmiştir.
29 ağustos 1960 doğumludur. sahneye gitarla çıkar deli gibi çalar, sonra gitarı bırakıp klavyeye geçer ve onu da deli gibi çalar. gitar virtüözü denir ama piano virtüözü de denir. öyle manyak bir abidir kendisi. steve vai ile birlikte takılıyorlardı en son.
piyano ve gitar çalımı konsunda nirvana' ya ulaşmış müzik adamı. zamanında chopin bestelerinin en iyi ve en hızlı çalan kişi olmuş tek çok kişilikli, tek kişilik orkestra. o piyano çalarken piyanoya çikolata dökülüyor gibi bir efekt olurmuş, izleyenlerin yalancısıyım.
