ingiltere'de seçim zamanı iken bir arkadaşıma bakalım blair seçilecek mi? dedigimde blair cadısımı aa hangi film ödülü bu cevabını almama neden olmuş kişi.
bill clinton'in ayak izinden giderek, hatta daha da oteye giderek komedi parodilerinde rol almaya baslamis ve dizilerden karakterlerle agiz dalasina giren basbakani oynayarak takdirimi kazanmis ingiltere basbakani.
97 de büyük umutlarla göreve gelen, amerikanın köpekliğini yapmayı kendine ilke edinmiş velakin bu amacının kendisinin sonu olacağını düşünmeyen kaz kafalı, altından son model jeepi götünden vibratörü eksik olmayan, dingiltere başbakanı.
hugo chavez den ayar yiyen şahıs. olay şöyledir;
chavez; blair, siz utanmıyor musunuz amerika' nın uşağı olmaya?
blair: eğer bu devlet başkanı uluslararası siyasette ciddiye alınmak istiyorsa, laflarına dikkat etmeli.
chavez: cehenneme git blair!
jp morgan'ın yeni başdanışmanı olan sabık ingiltere başbakanı. bu adam da hep "baş"lardan gidiyor. hiç bişey olamasa, sikimin "baş"ı olacak, o derece. **
bi keresinde tv de bir haber programında konuşmasını dinlediğimde, söylediği her kelimeyi anlayıp, her cümleyi çevirebildiğimi farkettim ve inanılmaz bir tepki verdim:
adama bak ne güzel ingilizce konuşuyo!? hönk..!^^
kendi söylediğime gülerken, kendimden utanmama sebebiyet veren iki durum keşfettim:
1. adam zaten ingiliz, ingilizce anadili
2. her anladığım ingilizce nasıl olurda mükemmel ingilizce olur ben mükemmel ingilizce bilmiyorum. *
işte böyle bir anım var kendisiyle. *