Üstat Nietzsche'yi almanca aslından okuyabilecek kadar gayretli ve anlayış sahibi olup da hala kekolarla muhattap olduğunu belirtmiş yazar.
Ben işin keko kısminda değilim de niçe'yi almancadan 'okuyabiliyor' olmak önemli ölçüde anladığımız iddiasını da taşır. Taşımalıdır.
Burda yazar ne anlatıyor bize?
Almanyada doğup büyümek hatta alman olmak da konu felsefeye geldiğinde hiçbir şeyin garantisi sayılmaz.
Vurgu burada sadece dil bilgisine değil, yazarın üstün anlayış yeteneğine, soyut kavramları anlamlandırabilme becerisine duyduğu güvenedir.
Tebrik ediyoruz kendilerini.
Büyük faydasını göreceğine inanıyorum bu türden gayretlerinin.
Ama kendini över gibi görünmenin sevimsiz bir tarafı da yok değildir hani.
Not: bir daha sakın nickalti filan girme diye uyarmışlardı. Bağışlasınlar artık.
muhtemelen birazdan muhendislik sececegim diye giristigi uni secimlerine isletme secerek final yapacak yazar kisisi. kafasini oyle karistirdim ki adini unuttu. asdfggasdf.
alp er tunga'nın torunu ilk kadın hükümdar tomris hatun!!
perslerin korkulu rüyası yiğit türk kadınıdır. ki türk mitolojisinde alma hatun savaş tanrıçasıdır. türk mitolojisinde kadın asla evde saklanan birisi olmamıştır.
Iskitlerde hükümdarlık yapmıştır ve dünyanın ilk kadın hükümdarıdır. Iskitlerde ayrıca amazon adı verilen savaşçı kadinlarda vardı.
Görüldüğü gibi eskiden kadına verilen değer göz kamaştırıcı.
Şimdilerde elinin hamuru diye bir kavram çıkartmışlar düşman başına bile demeye dil varmıyor.
Hayatı dramatize etmeği seviyor. Çünkü kendini çok sevdiği ve önemsediği için bunu seviyor.
Hayattaki tüm şikayetçi olduğu nedenler, kişiler ve durumlar sırf kendini konunun öznesi halinde görme alışkanlığından kaynaklaniyor.
Bilmesini isteyeceğim şeyler var, Kimsenin ona özür borcunun olmadığı gibi.
Birilerinin onun tarafından af edilmeyi veya edilmemeyi önemsemesinin dahi aslında önemli olmadığı gibi mesela.
Kimseyi suçlayarak, başka başka hayatları baz alarak yorumlamamalı insan olayları.
Hayat bize bir çok Obsiyon sunmaz. Bütünen başkaları tarafından Mahvedilmiş bir hayatımızda olamaz.
iki ordu arasına kurulan çadırda kolayca şarap ve kadın tuzağına düşen oğluyla ilgili kendisini hiç sorguya çekmeksizin büyük kiros'un cesedine işkence etmiştir. Belki iyi bir kraliçeydi, ama iyi bir anne olamamış, oğlunu ahmak yetiştirmiştir. kiros'a öfkesinin bir kısmı da hatalarının sonucuyla karşılaşmasının dayanılmaz ruh halidir. Kan dolu kaseye soktuğu kesik kafanın bir gözü, bir kulağı kendisinindi.
Pers hükümdarının saçmasapan meydan okumalarına ilkin sabretmiştir. Yalnız pers hükümdarının oğlunu yakalaması sonucu oğlunun bırakılmasını istemiştir. Aynı zamanda oğlu kendisine gelince halini görüp intihar etmiştir. Bunu duyan Tomris iyice öfkelenmiş ve pers hükümdarına:
- Sen kana doymadın ama ben, seni kana doyuracağım
demiştir ve Ceyhun Irmağı'nın kearında yapılan savaşta iskitler, persleri hezimete uğratmıştır ve bu savaşta pers hükümdarı öldürülmüştür.
Tomris'e getirilen cesedini görünce Tomris ibreti alem için kana doymadığından dolayı ve sözlerinin üzerine onun kafasını kestirerek kan dolu bir kaba atmıştır.
Sen bilmem hangi saçmalığın nesli değilsin senin özün budur.