parfümün dansı, ağaçkakan ve sıska bacaklar gibi kitapların mistisizmi benimsemiş amerikalı yazarıdır. yazar olmaya, henüz gazetecilik yaptığı zamanlarda bir gün the doors konserini izlemek ve kritiğini çıkarmakla görevlendirildiğinde konseri izlerken beyninde çakan aydınlanma kıvılcımları ile karar vermiştir. 'edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık ifade içeren ifadeler, ara sözler, robbins'in anlatımının başlıca özellikleridir. panteizm, mistik doğu dinleri ve yeni fizik gibi çeşitli alternatif düşünceleri bir araya getirmiştir.' tom robbins okumak demek, camel içmek demektir; kurabiyeyi kahveye batırmak, sevgilinizle öpüşmek ve sonra da yok olup gitmektir. ayrıca bir rüzgarın arsızlık yapması ve de çürümüş olması gereken bir pagan tanrısının sizin yolculuğunuza katılmasıdır.
an itibariyle ağaçkakan adlı eserini okuduğum, müthiş, her kitabı okunası yazar. hayatı bir deney olarak görmez ve öyle insanlara seslenmez. mizahi, edepsiz, saçma sonuçlu, zıtlık dolu anlatımları kişiye haz verip farkında olmadan da düşündürür. yüzeysel okuyucular için sadece bi dolu garip olay gibi görünse de romanları, derinlerdeki hazineler araştırılıp bulunmayı beklemektedir.
her bir kitabını okuduğunuzda bunu yazan kişinin beynini ve yaşayışını sorgulamanıza sebep olan bizatihi şahıs. parfümün dansı, yazarın tüm kitapları okunduktan sonra golden shot olarak okunmalıdır kanımca.
bütün kitapları ayrı şahanelikte olan, ancak parfümün dansı, dur bir mola ver ve sıcak ülkelerden dönen vahşi sakatlar * isimli romanlarında dehasına daha da hayran kalınan güzel insan.
--- alıntı --
tom robbins, insanın acı çekmesini, özgür ve mutlu olamamasını doğadan kopmasına, kazanma hırsı, kaybetme kaygısı ve ölüm korkusu gibi 'doğa dışı' gerginlikler edinmesine bağlıyor. ve bütün bunlara neden olan otoriter, teknolojiye tapınan ve ekonomiyi sağlıktan, sevgiden, hakikatten, güzellik ve seksten üstün tutan modern medeniyeti suçluyor. emir, sansür, ödül ve ceza ile sistemi ayakta tutan politikacıların, askerlerin ve din adamlarının doğadan, dolayısıyla hayattan korktuklarını belirtiyor. özgür ve neşeli bir hayat yerine 'istikrar'ı amaçlayan bir hayata maruz kalmamızda dinin rolünü deşiyor. en istikrarlı toplumların polis devletleri olduğunu, doğanın ve hayatın istikrarlı olmadığını, istikrarın doğal olmadığını vurgulayarak dinin cennet ödülü ve cehennem cezası ile istikrarı sağlamaya çalıştığına dikkat çekiyor. nesneyle özne, ölümle hayat, doğal olanla doğaüstü, uyanmakla rüyalara dalmak arasındaki hiçbir sınırın kalmadığı bütünlüklü hayat tarzını kaybeden insanların da korkuya kapılarak, dine sığındıklarını, böylece yaşamaktan vazgeçtiklerini söylüyor...
-- alıntı ---
"insan mutsuzken dikkati hep kendine döner. Kendini çok ciddiye alır. Mutlular, yani kendilerini gerçekten severlerse, pek düşünmezler kendilerini. Mutsuzu neşelendirmeye çalıştığında, istemez, karşı çıkar. Çünkü dikkatini kendinden ayırıp evrene yöneltmek zorunda kalacaktır."
tom robbins, insanın acı çekmesini, özgür ve mutlu olamamasını doğadan kopmasına, kazanma hırsı, kaybetme kaygısı ve ölüm korkusu gibi 'doğa dışı' gerginlikler edinmesine bağlıyor. ve bütün bunlara neden olan otoriter, teknolojiye tapınan ve ekonomiyi sağlıktan, sevgiden, hakikatten, güzellik ve seksten üstün tutan modern medeniyeti suçluyor. emir, sansür, ödül ve ceza ile sistemi ayakta tutan politikacıların, askerlerin ve din adamlarının doğadan, dolayısıyla hayattan korktuklarını belirtiyor. özgür ve neşeli bir hayat yerine 'istikrar'ı amaçlayan bir hayata maruz kalmamızda dinin rolünü deşiyor. en istikrarlı toplumların polis devletleri olduğunu, doğanın ve hayatın istikrarlı olmadığını, istikrarın doğal olmadığını vurgulayarak dinin cennet ödülü ve cehennem cezası ile istikrarı sağlamaya çalıştığına dikkat çekiyor. nesneyle özne, ölümle hayat, doğal olanla doğaüstü, uyanmakla rüyalara dalmak arasındaki hiçbir sınırın kalmadığı bütünlüklü hayat tarzını kaybeden insanların da korkuya kapılarak, dine sığındıklarını, böylece yaşamaktan vazgeçtiklerini söylüyor...
(d. 22 Temmuz 1932), Amerikalı roman ve kısa hikâye yazarı.
Robbins, "Oyunculuk, uçarılık değil bilgeliktir" görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık derecesinde oyuncul romanlar yazmaktadır. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkar etmez; "her şeye rağmen mutluluk" ilkesinin savunuculuğunu yapar. Bu ilkenin içerdiği mesajı, romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda da incelikli yazı biçimiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözler, Robbins'in anlatımının belli başlı özellikleridir. Romanları yalnızca edebi uzlaşımları değil, insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir.