tolstoy un aman aman bir yazar olmaması

entry5 galeri0
    1.
  1. 2.
  2. savaş ve barış'ı yazan adamdır neticede.boru değil...
    1 ...
  3. 3.
  4. kendisi an itibariyle bu başlık sebepli yaptığı efkardan votka içmeye başlamıştır. buyrun yanlarındaki masadan çektiğim foto;
    https://www.facebook.com/..._n.jpg&size=500%2C350
    0 ...
  5. 4.
  6. eserleri 70e yakın dile çevrilmiş yazarı, uludağ sözlükten eleştiren aman aman yazarcık beyanatı.

    (bkz: fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış)
    3 ...
  7. 5.
  8. genel anlamda bir stefan zweig görüşüdür.

    zweig, tolstoy eleştirilerine yer verdiği "tolstoy üzerine" adlı kitabında onun için aynen şu ifadeleri kullanmıştır;

    "Tolstoy, hiçbir zaman anlatım sanatını öğrenemediği için, unutması da mümkün olmamıştır. doğuştan gelen dehası, ne ilerler, ne geriler, ne de çöker."

    kimi fransız yazarlar haricinde, bir edebiyatçının başka bir edebiyatçıya karşı bu denli keskin ifadelerle eleştiride bulunması hiç de alışık olunmadık bir durumdur. bu tarz ifadeler kullanılıyorsa çoğu kez taraflar arasında bir husumet aranır. ancak, herhangi bir husumetin olabilmesi için de tarafların yaşam dönemlerinin birbiri ile örtüşmesi gerekecektir. oysa tolstoy öldüğünde, zweig henüz 28 yaşındadır ve çevirileri hariç kendine ait basılı bir kitabı bulunmamaktadır.

    öyle anlaşılmaktadır ki Tolstoy'un ahlaki öğretileri onu öfkelendirmektedir. Hatta Zweig, bunlardan bir Avrupalıya özgü tiksintiyle söz etmekte, Tolstoy'un düşünce biçimini "sahtekarlık" olarak adlandırmaktadır. öyle ki, bu sayfalarda kültürlü bir Avrupalı'nın doğulu bir barbar karşısındaki korkusunu yansıtan bir duygu hali göze çarpmaktadır;

    "Düşünce ve tekniğin kazandığı zaferlerin hiçbirinden, Batı mirasının bize bıraktığı hiçbir şeyden, ne kitaplarımızdan, ne tablolarımızdan, ne şehirlerimizden, ne bilimimizden, ne de elle tutulan, gözle görülen gerçeğimizin en küçük parçasından, en ufak kırıntısından, bir filozof uğruna, özellikle de bizi steplere ve ruhsal boşluğa sürükleyecek olan gerici, baskıcı bir öğreti uğruna vazgeçmeyiz".

    edebiyat otoritelerince, "bir edebiyatçıdan ziyade siyasetçi edasıyla yazılmış karalama kitabıdır" söylemi ile bizzat ciddi eleştiriler alan bu kitapta, kurgulama prensiplerine ters düşen önemli hatalar da göze çarpar. örneğin, kitabın "tolstoy'un yaşamından bir gün" adlı bölümü, felsefi bölümlerden sonra yer alan bir tablo, hatta alelade bir resim değil, çalakalem çizilmiş bir karalama izlenimi uyandırmaktadır ki bu, belki de yazın olarak en katı kuralların hüküm sürdüğü 'deneme' kitaplarında hiç rastlanmayan bir uygulamadır.

    kaldı ki bu kitapta tolstoy, eşi Sofya Andreyevna'nın, "aile mutluluğu" adlı romanının kopyalarını temize çektiğini anımsayarak ona teşekkür etmektedir. oysa tolstoy'un "aile mutluluğu" adlı kitabı 1859'da yani evlenmeden 3 yıl önce basılmıştır. önemsizmiş izlenimi veren bu detay, eleştirilere yer verilen ve iddia sahibi bir 'deneme' için ciddi bir hata ve dahası önemsenmesi gereken bir ciddiyetsizlik göstergesidir.

    hemen her edebiyatçı gibi leo tolstoy'un da edebi yaşamında dönemsel değişmeler ve bu değişimlere bağlı olarak eserlerinde değişken anlatım teknikleri gözlenir. o, alexandre dumas başta olmak üzere birçok yazarın anlatım tekniklerinden etkilenmiş hatta günlüklerinde bu yönde analizlere de yer vermiştir. ancak bu durumu, zweig'ın da açıkça kabul ettiği gibi onun, "vücudun usta betimleyicisi", dostoyevski'nin ise "ruhun usta çözümleyicisi" olduğu gerçeğini değiştirmez.

    tolstoy'un eserlerini okurken karakterleri gözünüzde canlandırmak için çaba harcamanıza gerek yoktur. insan tasvirleri o denli güçlü ve detaycıdır ki karakterlerle aynı odayı paylaşıyor ve o anı birlikte yaşıyor hissine kapılırsınız.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük