geçenlerde halep pasajı'nda karşılaştık (çünkü ses tiyatrosunda çekiliyor bilirsiniz ki) , şöyle bir baktım. görünüşü pek mütevazi fakat 'ulan laf sokmasın şimdi' korkusu var. yavaştan yaklaştım ve akabinde gelişen diyalog:
+ hocam merhaba.
- merhaba yahu. (şüppp! çay içme efekti)
+ resim çektirmek için saldırmayacağız. ya biz sizin hangi takımı tuttuğunuzu pek bi merak ettik de. var mı gönlünüz de bir renk ?
- var tabi, kırmızı.
+ (gülümsemeler) pek anlayamadık da.
- mençıstır yunaytıd ya.
+ ama ama. yapmayın, gerçekten hangi takımlısınız ?
- galatasaray'lıyım fakat pek sıkı takip etmem. tafarrel'in gittiğini bile bu sene öğrendim. (tekrar gülüşmeler ve alakasız devam eden sohbet)
bu da böyle bir anımdır, beşiktaş'lı diyenlere saygılar...
komedi dükkanında defalarca galatasaraylı olduğunu açıkca belirten söylemlerde bulunmuştur. yönetmen fenerli tolga çevik galatasaraylı olduğu için bir çok kez bu konuda diyaloglar olmuştu. bunu bilmek için tolga çevikle karşılaşmaya gerek olmadığını düşündüğüm önerme. sadece komedi dükkanını izlemek yeterliydi.