kimdir nedir bilmem hatta tipini de bilmem ama sesi kurban olunasıdır.
yok böyle birşey ya.
adam o tok sesiyle nasıl da rahatlatıyor. dinleyesim geldi şimdi.
kendisini tanıdığım kadar türkülerini bilmem , hatta hadi söyle bi tane bile demem , ama dünyada ki en komik en geyik insanlardan biridir. hayatı da kendisi gibi eğlencelidir.
geçen sene didim de aynı otelde kalma şansına eriştiğim sanatçı. pek tanımaz etmezdim fakat, mizahi üslubuyla, insanlara yaklaşımıyla, etrafındakilerden ''iyi akşamlar'' ve ''günaydın'' larını esirgemeyişiyle takdirimi kazandı kendileri. ayrıca festivalde yapmış olduğu sahne şovu pek bi güzeldi. sadece odun gibi şarkı söyleyip giden satancılardan ziyade, olayı biraz stand up tadına getirerek dinleyicilerine hem kahkaha attırdı, hem de hüzünlendirdi. ****
sadece sesinin güzelliği ve şarkılarıyla göz doldurmuyor,aynı zamanda oldukça iyi bir espiri anlayışına sahip.bi nevi yöre insanı... yapıveecen,ediveecen vb.
ilk dinlediğim andan itibaren beğenerek takip ettiğim,aynı zamanda hemşerim olan türkücü
gerizler başından hoplayamadım,mapushane çeşmesi favori türkülerimdir...
küçük yaştayken; babam dinlerken kulağıma çalındı sesi, sazı. hala ve hep kulağımda o ses ve kucağımda o zamandan beri saz. güzel yürekli insan, güzel yüzlü insan ve adam gibi adam tolga çandar. seza kırgız da varsa eğer yanında. ne istenir başka?
zamanında birgün gazetesinde köşe yazarıydı bu abimiz. sonra bir yazı yazdı, yazının özeti şuydu: "herkes milliyetçilik yapıyor, avrupalı arkadaşlarım ben kültürümü sahipleniyorum diye beni milliyetçilikle suçluyor, milliyetçiyim ulan" tadında bi' şeylerdi.
--spoiler--
ben her iki deli gömleğini de giymeyi reddediyorum. anadoluluyum, türküm ve bağımsız bir yurtseverim. üstelik ne "döner"i, ne "kahve"yi, ne türkülerimizi, ne güzelim anadolu masallarını, destanlarımızı, efsanelerimizi, ne çağdaş yaşama biçimini, ne de anadolu'nun tüm uygarlıklarını vermeye hiç niyetim yok.
yani işi, "türklerin de bu ülkede kendi kaderlerini tayin hakkı vardır" noktasına mı getirmek istiyorlar, anlamıyorum.
halka rağmen siyaset olmaz. olur diyenler, 27 şubat günü doğumunun 60. yılını kutladığımız deniz gezmiş ve arkadaşlarının, samsun'dan 19 mayıs"ta başlayan yürüyüşlerini, ellerinde türk bayrakları, dillerinde türkülerimiz, sol göğüslerinin üstünde mustafa kemal"in sol yumruğu havada rozetiyle yaptıklarını unuttular mı, yoksa hatırlamak işlerine mi gelmiyor.
hamaset yüklü ve birgün'de yayımlanmayan bu yazıyla ilgili yorumlarımı sitesine de yazdım. kendisi benim danışmanımın da öğrencisiymiş zamanında odtü'de, içip demlenip keyiflendiğinde ararmış hocamı.
sonra bir yardım konseri münasebeti ile birebir haşır neşir oldum. çok hazzetmiyorum siyasi duruşundan. odtü kkm'deki konser öncesi kulis'te şöyle bir lâfı oldu, kendimi zor tuttum gülmemek için:
"keşke kanaltürk'e haber verseydiniz. onlar sürekli yayınlardı görüntüleri, kampanyanızın da ismi duyulmuş olurdu."
biz herhangi bir çevreye yakınlaşmamak için 40 takla atarken, zamanında birgün'de köşe yazarlığı yapmış tolga abimiz kanaltürk'ü konsere çağırmamızın iyi olabileceği fikrini veriyordu. bir tuhaf oldum o an, güzel sazının tıngırtılarını ve güzel sesini dinledim bir tek, söylediklerine boş verdim.
konserde bir can yücel portresi çizdi ki şaşırdım. can yücel bir gün bir yurtdışı gezisinden geliyor sonra da kendisini rakı içmeye götürmeyen içinde bu abimizin de bulduğu ekibe "türkiye'ye şeriat mı geldi, neden rakı içmeye gitmiyoruz lan" diyor. garip bir rüya gibiydi, hatırlayınca tuhaf oldum gene.
bir ses hem nasıl bu kadar tok ve bu kadar naif olabilir. anlayamıyorum. insan, hele bir de egeli ise o insan tolga çandarı dinleyip şöyle bi yerlerinnin yanmaması, içinin cız etmemesi sözkonusu değildir. ayrıca gayet esprilidir. medyamızda ne yazıkki fazla yer bulamayan ege türkülerini kendi insanından dinleme zevkini bize yaşatan insan. saygı ile önünde eğilip dinlemek gerekir.
turku soylemek bir tavır isidir,yurek isidir. tekduze, mıymıymıy diye turku okunmaz.
tolga candar da bu isi hakkıyla yapanlardan biri. orhan hakalmaz ve benzerleri kusura bakmasın. eskileri bir yana bırakırsak yeni jenerasyondan bir de kubat var guzel yorumcu. onun da yorumu olmasa bile bazı duzenlemeleri abartılı olabiliyor.
sozlukteki islamcı tayfa, hep ilahi dinliyorsunuz. biraz adam gibi turku dinleyin de
ruhunuz arınsın-yucelsin, ruhsuzluktan kurtulun.
bizdendir; bizim şarkılarımızı bizim ağzımızla okur, kalitedir; popülerliğin kalite olmadığının bilincindedir, ses tonunda erkeklik ve asillik vardır ; çünkü o egeli'dir
hic kimse ege turkulerini onun kadar guzel soyleyememistir. sesinde ege'nin tarihini, cografyasini, havasini, suyunu, topragina ayak basmis, o topragin altindaki, ustundeki butun kulturleri duyabilecegeniz insan. her sesini duydugumda icimdeki efe harmandaliya durur bozdag'larda .