tokat gibi cevaplar

    1.
  1. sokrates bir gün yürürken , tek kişinin geçebileceği kadar mesafe olan bir mevkiide dönemin soylularından biriyle karşı karşıya gelir ve ikisi de durur...kısa bir süre bakıştıktan sonra :

    soylu: " ben senin gibi pis bir zavallıya yol vermem!"
    sokrates: "ben veririm..."
    147 ...
  2. 28.
  3. show tv'deki ateş hattı programında reha muhtar prens charles'ın müslüman olduğu yönündeki söylentileri eleştirmektedir. konuyu diyanet işleri başkanıyla tartışmaktadır:
    -efenim prens charles'ın müslüman olduğunu söylüyorlar. peki ama öyle bir adamdan müslüman olur mu?
    -olur tabi neden olmasın?
    -ama efenim nasıl olur?
    -reha bey siz müslüman mısınız?
    -tabi müslümanım efendim.
    -siz namaz kılıyor musunuz?
    -hayır.
    -oruç tutuyor musunuz?
    -hayır.
    -içki içiyor musunuz?
    -evet.
    -e sizden nasıl müslüman oluyorsa, ondan da en az sizin kadar müslüman olur.

    reha abimizin surat ifadesini tahmin etmek pek zor değil bu tokattan sonra.
    140 ...
  4. 4.
  5. 6.
  6. tugba ekinci: askerler beni seviyo
    juri uyesi bayan: onden mi, arkadan mi?
    (bkz: buzda dans)
    133 ...
  7. 14.
  8. anne kız arasında yaşanan bir diyalogtur:

    +kızım, güzelsin hoşsun, hayatında hiç kimse yok mu?
    -benim hayatımda bir sürü hiç kimse var anne...

    annenin gözlerinden hayal kırıklığının boyutunu ve aldığı tokat gibi cevabın kalpte yarattığı üzüntüyü görmek mümkündür..
    144 ...
  9. 18.
  10. Bir ingiliz bayan gazeteci Ataturk 'e sorar ;
    -Size dikdator diyorlar , dogru mu ?
    Ataturk cevap verir ;
    -Diktator olsaydim siz bana bu soruyu soramazdiniz .

    abla apisip kalir haliyle .
    135 ...
  11. 24.
  12. ODTÜ'de yemekhaneye giren öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip profesörlerin
    bulunduğu masaya oturmuş. Prof. Kaşlarını çatarak:
    "Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz" deyince öğrenci:
    "O zaman ben uçuyorum... "
    Profesör cevaba çok sinirlenmiş. Sınavda öğrenciye takmış ve sınavının başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış.

    Yalnız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel cevaplamış. Prof. öğrenciye: "Sana son bir soru soracağım" demiş:
    "Yolda yürürken iki torba bulduğunu hayal et. Birinde akıl var, diğerinde ise para var.
    Hangi torbayı alırsın?"
    Öğrenci: "Para dolu torbayı seçerdim."
    Prof. : "Ben olsam akıl olanı torbayı seçerdim."
    Öğrenci: "Normal, kimde ne eksikse onu seçer"

    Prof. Çok sinirlenmiş. Öğrencinin not defterini alıp içine "öküz" yazmış.

    Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış: "Sayın profesör imzanızı atmışsınız fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz.. " (fıkradır)
    108 ...
  13. 12.
  14. arkadaşlarla yeni açılan bir dersaneye bilgi almaya gidilir* ve haliyle öğrenci işleri bölümüne uğranır. daha sonra durum anlatılır ve bayan bilgi vermeye başlar.

    ...
    bir süre sonra konuyu dersanenin kalitesine getiren bayan nedendir bilinmez:
    - dersanemiz iso 9000* belgelidir. der ve arkadaşımızdan şu yanıtı alır.
    - ne yani, boruda da var o belge...
    98 ...
  15. 93.
  16. "Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı.
    Telefondaki ses annesine aitti. Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?

    Annesi, "nasılsın oğlum iyi misin?" diye sordu.
    Oğlu şaşkın bir ifadeyle, "iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi
    misiniz?" dedi.

    Annesi, "biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim" dedi. Oğlu da "anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında konuşabilirdik" deyince annesi de "rahatsız mı ettim oğlum?" dedi.

    Oğlu "evet anne rahatsız ettin" deyince, annesi de "30 sene önce sen de beni bu
    saatte rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun oğlum" der.
    79 ...
  17. 25.
  18. Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
    - Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya
    başlayınca, Sokrat:
    - Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi öldürülseydim!
    ---
    Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. ikisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek
    mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara
    çekilerek gayet sakin bu karşılığı verir:
    - Ben çekilirim!!
    ---
    Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için Sheaksper' a gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:
    - Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın..
    ---
    Meşhur bir filozofa:
    - Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz? diye sorulduğunda:
    - Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.
    ---
    Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui' ye:
    - Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalağı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle
    bir vergiyi seve seve öder.
    Kral, alaylı alaylı gülerek:
    - Hakikatten enteresanbir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.
    ---
    Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarınından biri:
    - Efendim, demiş. Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?
    Galile: - Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?
    ---
    Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon' un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
    - Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon: - Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
    ---
    Bir toplantıda bir genç M. Akif küçük düşürmek için:
    - Afedersiniz, siz veterinermisiniz? demiş. M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş:
    - Evet, biryeriniz mi ağrıyordu?
    ---
    Diyojen e sormuslar: -Bir adamin akilli oldugunu nerden anlarsin?
    -Konusmasindan, demis
    -Ya hic konusmuyorsa ?
    -O kadar akillisi daha dunyaya gelmedi.
    ---
    Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
    - Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir: - Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
    - Bende bilirim.
    ---
    Sultan Alparslan 27 bin askeriyle bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
    - 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der. Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
    - Bizde onlara yaklaşıyoruz.
    ---
    Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanırmısınız?
    Filozof: Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle açıklardım.
    77 ...
© 2025 uludağ sözlük