Şansı yok demeyelim de yok denecek kadar az diyelim.
Uluslararası alanda satabilmek için marka oluşturmak lazım. Tabi marka ile de kalmıyor bu durum, markanın güvenirliliğini ispat etmek lazım.
Sattığın aracın bir yıl sonra bozulup bozulmayacağını mesela anlatman lazım. Fiyat politikası da önemli tabi, sen benzer fiyatlara bu aracı satarsan adam gider tesla alır zaten yurt dışında.
Elektrikli araçlarda bildiğiniz gibi dünya üzerinde ilk olarak tesla akla gelmekte. Peki tesla araçlarının yada başka markaların batarya problemi kaynaklı kaç tane aracın yandığını biliyor musunuz ?.
Tesla yılların deneyimine sahip olan bir marka iken bu sorunlar yaşandı. Togg araçların benzer veya daha kötü sonuçlarla karşılaşıp karşılmayacağını bilebilir miyiz ?.
Yurt dışında satmak için güvenilirliğini ispat etmesi gerek anlayacağınız.
Tamam bir şeyler üretmek gerçekten iyi hoş da, Yok şu kadar satacağız, yok dünya devi olacağız...
abartılı, hatta ütopik düşünceler bunlar.
Yurt dışını geçip yurt içine bakarsak, bu aracın fiyatının çok pahalı olacağını öngörebilmek mümkün.
Yurt dışında minimal da olsa şansı olabilecekken , yurt içinde hiç şansı yok da diyebiliriz kısaca.
yazmayayım, boşver ya, cahillere bir şeyleri anlatmak-öğretmek aptallıktır diyorum ama dayanamayıp yazacağım...
1 milyon satış rakamı, dünya markası (dikkat ediniz, model ile marka arasında ki farka bile değinmiyorum) yerli milli söylemi yapanlar zekamızla herhalde dalga geçiyorlar.
örn: volkswagen...
72 yıldır araba üretiyor.
volkswagen şu an 14 ülkede 50 fabrikada 60 çeşit otomobil suv pickup vb segment de araba üretiyor.
72 yılda volkswagen markasının ürettiği araba sayısı (2017 rakamı) 150 milyon adet.
volkswagen sıfır emisyon projesinde seri üretim olarak elektrikli araç üretimine geçeceğini açıkladığı 2017 yılında açıklanan volkswagen hedefi I. D. konseptlerine dönme elektrikli araç seri üretimine geçirilmesi oldu.
Sırasıyla I. D. hatchback, I. D. Crozz ve I. D. Buzz modelleriyle başlayacak olan elektrikli model atılımı spor modeller ve daha farklı gövde tipleriyle devam ederek, Volkswagen'in EV kanadında hedefi ise 2025'e kadar onlardan 1 milyon adet satmak olduğu açıklanmıştı.
dikkat ediniz, 72 yıldır araba üreten, fortuna global 500 listesinde 26 yıldır varolan ve ilk 10 sırada (7. sıra) olan, 2021 de 282.760.000.000 dolar (anlamayan embesiller olacak, yazıyla ikiyüz sekseniki milyar yediyüz altmış milyon dolar) ciro yapan ve 671.205 çalışanı olan, 2020 de net kar 15.540.000.000 dolar olan (onbeş milyar beşyüz kırk milyon) bu markanın ı. d konseptinde 2025'e kadar elekterikli araç satmak planı hedefi 1 milyon araç.
ekonomik güç, işletme, ar-ge, yatırım, finansman, teknoloji, know how, marketing açısından ele alırsak; togg'un dünya markası olma, 1 milyon araç satacağız demek elinde döner bıçağı satırı kılıç, kafasında tencere kapağını miğfer olarak görüp televizyon karşısında osmanlı dizisi izlemek gibi bir durum arz ediyor.
haa!
diyebilirsiniz ki "sen yerli ve milli otomobile karşı mısın? togg dünya markası olmasını 1 milyon araç satmasını istemiyor musun?" diye höykürebilirsiniz.
ne alakası var canım? kim istemez bu ülkede bir katma değer yaratılmasını?
sadece söylediğiniz ve istediğiniz şeyin fizibilitesini anlayabilmeniz için basitleştirerek örneklemek istedim.
sadece bizi kendi kendi zeka seviyenizde görmeyiniz.
burada yapılan eleştirilere bakıp ülkeye katma değer sağlayacak bir markanın-projenin kötülenmesini veya başarısız olmasını mı istiyoruz, bu projeyi kötülüyoruz mu sanıyorsunuz?
eğer böyle bir algı hasıl olmuş ise ya embesil ya da kötü niyetli insansınız ki; burada yapılan eleştiriler tamamen projede ki bilinmezlikler, türkiye ve dünya açısından pazar-satınalma gerçeklerine uymayan marketing yaklaşımlardır.
örn: 1 milyon araç üreteceğiz, elektrikli aracımızı (ev araçlar) yurt dışına açılacağız-satacağız yaklaşımını düşünün. 2020 yılı rakamı tüm avrupa da satılan elektrikli araç sayısı 1.340.000 ve covid salgını chip krizi tedarik zinciri aksaklıkları vb etkenlerle 2022 yılı için öngörülen avrupa da satılan ev araçlar (elektrikli araçlar) en az 1.500.000 adet olması öngörülüyor.
avrupa pazarını tesla volkswagen hyundai kia ford renault volvo bmw fiat domine etmiş durumda.
ülkelerin ev (elektrikli araçlar) için örn: ingiltere elektrikli araçlar için 3.000, motosiklet için 1.500 van modeller için 8500 pound-sterlin (artı, vihicle excise duty-ved vergisi muafiyeti) almanya araç segmentine göre 9.000 euro, fransa 6.000 euro, norveç de kdv muafiyeti, amerika da 7.500 dolar vb teşvik destekler vergi indirimleri muafiyetleri varken...
dünya'nın en büyük elektrikli araç üreticisi ve otomobil parçaları üreticisi (chip batarya başta olmak üzere) çin avrupa pazarına giremezken (üstelik volvo gibi markanın otomotiv bölümünü de satın almış çin de üretim yaparken) avrupa kendi sanayisi üretim hattını markasını pazarını gümrük duvarlarıyla korurken, bazı kişilerin sosyal medya ortamında" kalkıp 1 milyon araç üreteceğiz avrupa'ya satacağız" demesi (nasıl yapacaklarına dair bir eylem planı sunmadan) en basit tabirle ripley syndrome yansımasıdır.
volkswagen seat markasıyla ispanya, skoda ile çek ve slovakya pazarını domine ederek batı avrupa doğu avrupa açılıyor.
renault kalkıp %25 hissesini aldığı lada ile rus pazarına giriyor.
bu iki örneklemeye bakarak togg ile siz balkanlara avrupa'ya asya'ya mı açılmayı düşünüyorsunuz? otomotiv şirketleri adeta akraba evliliği gibi aralarında katolik nikahı kıymış durumda ve pazarlarını genişletmeye korumaya çalışırken örn: avrupa da herhangi bir ülke sana "gel, benim ülkemde araba sat. sen bu arabayı ver vatandaşıma. ben de vatandaşıma vergi indirimi yapacağım, 3-5 bin euro da cebimden senin arabanı aldı diye ona para vereceğim" mi diyecek?
yoksa kendi pazarını kendi katma değerini koruma yaratma mı peşinde olacak?
aslında hükümetler vatandaşını düşünerek, istihdam ve katma değer, markalarını koruma düşünceleriyle ya da otomotiv lobilerinin baskılarıyla rüşvetleriyle koyduğu gümrük duvarları aşılabilir.
nasıl bir pazarlama satış politikası olmalı değinirim, yazı uzamasın...
edibüdü: embesilite- embesillik, bir hakaret değildir. genetik olarak veya yetersiz sağlıksız dengesiz beslenme (hamilelik, anne, bebek, büyüme çağında) döneminde oluşan-ortaya çıkan zeka geriliğidir. nörolojik veya psikoljik rahatsızlık mı, yetersizlik mi, hastalık mı tartışmaları hala yapılıyor ve tedavisi şimdilik yok.
edibüdü2: ripley syndrome, hastanın yalanlar üzerine kurduğu hayali bir dünya ve gerçeği red ettiği psikolojik bir durumdur. iletişim bilişim çağının vebası, internet ve sosyal medya bunda en büyük etkendir.
hadi biraz teknik konulara (kalite-pazarlama-satış-garanti-servis-ticaret ve tüketici hukukuna-ithalat-ihracat-gümrük-vergi-pazar payı-ekonomik güç-satınalmaya-tüketiciye yapılan, elektrikli arabayı alana yapılan devlet teşviğine iadesine) değinelim.
1 milyon araç satacaksınız ya...
araba hakkında yerli ve milli söylemini dilinden düşürmeyen, arabayı övenlerden, dünya pazarı 1 milyon üretim vs dillendirenlerden (burada gerçekten amiyane tabirle; tezgah başında işi yapanlar kast edilmiyor) bu 1 milyon satış, 1 milyon araç üretimi hakkında bir söz duydunuz mu? nasıl yapacaklarını nasıl olacağını söyleyen açıklayan biri var mı?
ben sağır değilim ve duymadım.
duyan varsa yazsın.
1 milyon araç satmak ne demek farkında mısınız?
ben şimdi köşe başına bakkal açıp 2-3 sene içinde türkiye de tüm avm'ler, tüm şehir ilçe mahallelerde market zinciri kurup migros carrefour a101 bim şok vb marketlerle aynı seviyeye geleceğim demem gibi.
bu olabilir mi?
tabi ki olur, ihtimal dahilinde ve aklın hayal gücünün sınırı yok.
ama bu marketlerde satılacak konserve et yağ tuz vb gıda içecek vb tüketici ürün markalarını benim markam olacak demek...
işte bunun sınırı var. akıl ve hayal burada devre dışı kalıyor demektir.
neyse, bu konuları az çok bilen ve tecrübesi olan yazsın da öğrenelim.