doğrudur gerçenten de yaşamak bir manada ölmek demektir. bir taraftan yaşarken diğer taraftan habire ölürsünüz. hücreleriniz düşünceleriniz sevdik ve saydıklarınız birer birer ölürler yaşarken.
ölmeden önce duymak isyeteceğim son şarkı. cenazemde çalınması da gayet uygun olacaktır, 4'49"daki akustik soloda beni sevenlerin içlerindeki ürperti, sözlerde gözlerinden akan birer damla yaş, hayatımı boşa harcamadığımın ispatı olur...
When a man lies
he murders some part of the world
These are the paled deaths
which men miscall their lives
All this I cannot bear to witness any longer
Cannot the kingdom of salvation take me home
bir adam yalan söylediginde
dünyanın bir parçasını öldürür.
Bunlar insanların yanlışlıkla yaşam sandıkları solgun ölümlerdir.
Tüm bunlara daha fazla tanık olmaya dayanamıyorum.
Kurtuluşun krallığı beni evime götüremez mi?
kurtuluşun krallığına bir gün ulaşacağım elbet. o güne kadar yalan yok hayatımda, o günden sonra da...
Gecenin bu saaatinde, bilgisayar başındayım... Berbat bir günden sonra, uzun zamandır yapmadığım bir şeye niyetliyim, sadece içimden geçenleri yazmak. Belki benden başka kimse anlam veremeyecek yazdıklarıma, "Gecenin bu saatinde neler saçmalamış bu kütük" diyecekler.
Desinler.
Her zaman düşündüğüm, nihilizme beni çeken bir şey var: Ya hayat sadece kötü bir şakaysa? Ya gerçekte hayat diye bir şey yoksa, sadece uzun bir ölüm varsa? Ya yaşamak ölmekse?
Üniversiteye başladığım dönemlerde bir gün, daha önceleri yaptığım kötü tercihleri düzeltmeye karar verdim. Doğduğumdan beri üzerimde olan duygusal zırhımı çıkarmaya, insanlarla aramdaki duvarları kaldırmaya, insanları gerçekten sevmeye, birkaç gerçek dostum dışında insanlara bağlanmaya...
Önceleri bağlanmak çok güzeldi, yeni dostlar edinebilmeye bir yoldu. Fakat son zamanlarda kendimi sürekli yanlış hissediyordum. Farkettim ki bu yolda yürüdükçe anladım zırhım yüzünden hissetmediğimi sırtıma vuran okları. Arkadaşların (!) önüme kurduğu bariyerleri duvarlarım yüzünden görmüyormuşum meğer, insanlar da sevmeye değmezmiş. Meğer hemen hemen tüm insanlar, kesin ölümlerini ulaştıracak "kahraman savaşçı"larını bekleyen zombilermiş, yaşamları aslında ölümleriymiş...
Artık söylüyorum sözlerimi:
Ne zaman ki bir adam yalan söyler,
işte o vakit dünyanın bir parçası cinayete kurban gider.
Bunların hepsi; hepsi solgun ölümler
ki insanlar bunları kendi yaşamları saymakta beis görmezler.
Tüm bunlara tanıklık etmeye dayanamıyorum daha fazla,
10 dakika boyunca niye yaşıyorum ben dedirten, dinledikçe insana acı veren şarkıdır. bu da demek oluyor ki metallica bu şarkıdaki amacına hayli hayli ulaşıyordur.
ortadaki akustik bölümü daha doğrusu clean gitar bölümü sanki ölümün geleceğini hisseden birinin daha sonra kendisi için ağlanılması için yazılmış bir şaheserdir.
metal müziği bilmeyen insanların (suç onların değil metal adıyla gürültü yapan yeni yetme grupların) o kafa gürültüsünü nasıl dinliyorsunuz sorusuyla karşılaşıldığında cevap olarak dinletilmesi gereken şarkılardan biridir.
9 dakika 40 saniye boyunca hayattan kopmanıza sebebiyet veren aşmış metallica parçası. üstüste dinlenilmesi bünyede ciddi hasarlara sebebiyet verebilir.
başında ve sonunda bulunan soft kısımlar doğum ve ölümü temsil eder. bize aslında ikisininde birbirine ne kadar benzediğini anlatmak isterler bu şarkıda. cliff in anısına albüme koyulmuştur. sözlerinin cliff burton tarafından yazıldığı bilinmektedir.
huzurun saklı olduğu yere insanı bir nebze yaklaşatırabilen aşmışların aşmış parçası, dinleyenleri de aştıran bir şey! içine kendinizi bırakın ve her bir soloda, ritm'de bir şeyleri birdaha keşfedin.
işte bu! yaşamak ölmek içindir.
o anki ruh halinize göre ya ağlamanızı ya da öfkelenmenizi sağlayan gaz metallica şarkısı. intro'daki riff'in aynı şekilde fakat farklı bir tonda orta bölümlerde de duyulur. o an beni bitiren andır.
metallica'nın "hadi daha iyisi yapılamayacak bir şarkı yapalım." deyip ortaya çıkardığı müthiş eseri. her türlü duyguyu içinde barındırır, dinlemekten bıkılmaz. öyle bi şarkıdır.