bir başka işçinin nedeni de çok farklı değil:
"15 sene oluyo tesizat işleri işi yapıyom, üç guruş paraylan 15 yıldır ne borcum ne garibanlığımız bitti. Çalış dıyolar çalışıyom, bi de her gün patrondan azar yiyom sonra her gün eve sopa yemiş gibi yorgun dönüyom. Aha o sopa da bir gün benim elime geçsin diye oyum kominis partiye. Ben bugün kominist partinin farkına ulaştım. Yayınlamasanız da olur okuyun yeter kardeşım"
(vasfı reşad- tesisat işçisi)
neden tkp'ye oy vereceğini bir kadın emekçi, partinin internet sitesinde bunun için açılan bölüme şöyle ifade etmiş:
"insan gibi yaşamak istiyorum.işverenim benim sırtımdan tonlarca para kazanırken,ben yatağa aç girmek istemiyorum.Zengin iş adamları çocuklarına lüks arabalar,kıyafetler alsın diye anamız ağlayana kadar çalışmak istemiyorum.Geç saatlere kadar çalışmaktan gözlerimiz kan çanağı olduğu halde hala hareket bereket diyen patronumuzun sesini duymak istemiyorum.Türkiye kominist Partisi bende tıpkı sizin gibi boyun eğmiyorum ve 500 bin kişiden biri olmak istiyorum.Oyum TKP'ye.."
Ey atam Ey Türkçü Ey Turancı atam,Senin gençliğin senin partinden "Türklüğün En büyük Düşmanı" dediğin Komünizmi savunuyorlar.Eminim Yaşasaydın tekrar kurardın istiklal mahkemelerini.Bence senin dediğin gibi yıktılar bütün heykellerini ama taştan olan heykellerini değil ilkelerini yıktılar.
ey çok partili hayatı, hayata geçiren önder, ne güzel ki gençlerin düşünüyorlar, sorguluyorlar, soruyorlar, öğreniyorlar. iyiyi kötüyü ayırt ediyorlar. bir zamanlar özgürce düşünülebilen, özgürce yaşanılabilen, özgürce konuşulabilen bir sosyal hayat vardı; içinde saçma olan hiçbir şey olmayan. artık yok atam. saçma kelimesiyle donatılmış hayatlar var.
düşüncelerini özgürce açıklayabilen insana ne mutlu. oyum tkp'ye.
ama hayır, diğerleri gibi sadece oy vermiyorum partime. aklımı, vicdanımı ve enerjimi, emeğimi de veriyorum. ben siyasetten yalnızca seçimden seçime oy vermeyi anlamadığım için, sokağa, emeğin en yüce değer olduğuna ve aslolanın mücadele olduğuna inandığım için, hep beraberim partimle. bir gün sansür yürüyüşünde, bir gün işten atılan işçilere destek için dayanışmada, özelleştirmelere karşı mitingte, bir gün gericiliğin saldırılarına karşı ahmet şık'ları ilhan cihanerler'i savunmada, bir gün türk olmadığı için baskı gören kişi ve kurumlara sahip çıkmada, bir gün 1 mayıs'ta alanda, bir gün üniversiteden patronları kovmada ve bu toprağa ter akıtanların yaşadığımız düzenle daha nice çelişkisini, isyanını paylaşmak ve örgütlemek için partimle beraberim.
o yüzden benim için oy vermek, "işte burdayız!" demek oluyor aslında. o akşam ülkenin dört yanından yüzbinlerce komünist oyu egemenlerin suratına çarpmak için ekranlardan, o sabah "burdayız!" diyeceğiz.
bu dönem daha güçlü daha birikimli, tkp ve sosyalizm hakkında halka atılan yalanların sayemizde daha az tuttuğu bir 12 haziran'a giriyoruz. 12 haziran akşamı ilan edilecek "yeni", "sipsivil", islamcı, amerikancı, patronların cumhuriyeti'nin meclisini kuşatacak toplumsal bir direniş odağı yaratmak için boyun eğmeyen 500 bin kişi arıyoruz.