işsizler koç ve sabancıya ortak edilecek, arta kalanlar da karamehmet ve doğuş grubunda murahhas aza olacaklardır. böylece türkiye'de işsizlik kökünden çözülecektir.
ayrıca darphane 7 gün 24 saat para basacak, işçi-emekçi-memur maaşları 20 bin tl'ye çıkarılacaktır. et, süt yumurta ise bedava olacak, çiftçi ve esnaf ise sikimi yiyecektir...
herkesi işe alırlar, böyle üç beş ay giderler, tabi deniz bitince, merkez bankasına para bastırırlar, sonra gelsin paranın yanına sıfırlar, ekonomi dediğin şey sihirli değnek değil ki, senin kaynağın ne ki ne veriyosun, bütün devlet kurumları tekel gibi yatış yeri olur.
gereğinden fazla uzun olan çalışma saatlerini kısaltarak vardiyalı çalışma sistemi ile kolaylıkla halledilebilir bunu tkp.
(bkz: ben onda bu ışığı gördüm)
gereğinden fazla uzun olan çalışma saatlerini kısaltarak vardiyalı çalışma sistemi ile kolaylıkla halledilebilir bunu tkp.
(bkz: ben onda bu ışığı gördüm)
--spoiler--
çalışma saatlerinin kısaltılması sosyalist iktidarın en elzem ihtiyaçlarındandır. çünkü çalışma saatleri dışında emekçilerin eğitilmesi, sıınf bilinci kazandırılması sağlanacaktır. 7 8 saat olan çalışma saatlerinde işsiz olan yurttaşlar da fabrikalarda çalışma haklarını kullanabileceklerdir.
--spoiler--
demek ki bir fabrika var ortada bu fabrika ürettiği ürünleri kime satacak ?
birine satıyor diyelim. çalışma saatleri azaltılıp yeni çalışan alıp işsizliği düşürmesi için kapasitesini artırması gerekiyor. bu kapasite artırımı nasıl olacak?
ürün satıldığına göre rekabetçi bir oratm var. bu rekabetçi ortamda hem kapasite artırıp yeni personel alabildiğine göre rekebetçi bir fiyattan ürünü satıyor.
rekabetçi bir fiyattan ürünü satıp bu kapasiteyi artırıp çalışma saatlerini azaltıp işsizliği nasıl düşürüyor.
daha iyi bir açıklama lazım.
belki gerçekten tkp'nin içinde olanlar cevap verebilirler.
ekonomi denen şey sınırlı kaynakların kullanımı ve paylaşımı değil mi. sihirli değnek mi var bu tkplilerin elinde. hadi devlet fabrikasını açtın, oraya işçileri yerleştirdin, işçilere güvence de verdin, o işçi o güvenceyle artık ne kadar kaliteli üretim yapacaksa, hadi yaptı diyelim, sen bu ürettiğin malı süs olarak mı kullanacaksın, illa ki satacaksın, kime satacaksın türkiyede veya dünyadaki alıcılara, bu alıcı malı nasıl almak ister, en ucuza almak ister, senin ürettiğin maldan dünya piyasasında varsa senin rekabet etmen lazım, bu durumda malı ya zararına satacaksın ya da mallar elinde patlayacak.
işsizliğin önlenmesi için devletin şeker fabrikası kurmasından ziyade, yatırımın ve üretimin artması, yurtdışından yatırımcı çekilmesini savunsa daha mantıklı olacak çözümlerdir. işsizlik ancak yeni fabrikaların açılmasıyla azalır, o fabrikaları devlet açar, hakemin maça dahil olmasına benzer, hakemin oynadığı maçta adalet de olmaz, mücadele de olmaz.