Biliyoruz ki, ülkenin gidişatından hiç ama hiç hoşnut değilsin.
... Ekonomik büyümeyle ilgili rakamlar, istanbul borsasındaki hareketliliğe ilişkin haberler işsiz sayısını azaltmıyor,
temel gereksinimlere yapılan zamları geri aldırmıyor, borç yiyen halkın gelecek kaygısını gidermiyor. "Ekonomi iyi
gidiyor" diyenler, toplumun büyük çoğunluğunun yoksullaşması pahasına zenginliklerine zenginlik katanlar. 1 Mayıs
günü onların sesini bastırmamız, "sömürüye, adaletsizliğe hayır" diyebilmemiz gerekiyor.
Türkiye sınırları içinde, komşu Suriye'ye karşı saldırılar düzenleyen silahlı terörist gruplar besleniyor, hükümet
Suriye'de yönetimin devrilmesi gerektiğini açık açık söylüyor, askeri bir müdahalenin zemini hazırlanıyor. Herkes
biliyor ki, Türkiye kanlı bir savaşa Amerikan planları doğrultusunda sürükleniyor. 1 Mayıs günü savaş narasını
atanları susturacak kadar güçlü söylenmeli barış türküleri.
Siyaset tamamen dinselleştirildi, eğitim sistemi gericileştiriliyor, medya cemaatlerin elinde, kamusal alanda
haremlik-selamlık hazırlıkları yapılıyor, sanat eserlerine müdahale ediliyor, "her eve bir imam" projesi uygulamaya
konuluyor, 4+4+4 sistemi ile çocuklarımızın geleceği karartılmak isteniyor. itiraz edene "halk böyle istiyor" deniyor.
1 Mayıs günü gericileşmeye boyun eğmeyeceklerin ne kadar da kalabalık olduğu gösterilmeli, halkın
sindirilemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmalı.
Türkiye Komünist Partisi 1 Mayıs'a tamamen bu ve benzer kaygılarla hazırlanıyor.
Zengin sınıfların, Amerikancı işbirlikçilerin, gericilerin ülkeyi teslim alma girişimleri karşısında halkın umudunu
yeşertmenin yolu, tutarlı, eğilip bükülmeyen bir tavır sergilemekten geçiyor.
Sömürülenlerle sömürenlerin mücadelesidir bu. Sömürülenlerin sömürenlere, onların baştemsilcisi padişah
bozuntusuna karşı sözünü söylemesi gerekiyor.
Yurtseverlerle işbirlikçilerin mücadelesidir bu. Yurtseverlerin işbirlikçilere, emperyalist planların eşbaşkanı padişah
efendiye karşı dik durması, tavır alması gerekiyor.
Türkiye umutsuzluğa düşülecek bir ülke değildir. Türkiye örgütsüzlük, tepkisizlik nedeniyle bu hale gelmiştir.
1 Mayıs'ta, ezilen, hor görülen, aşağılanan, yok sayılan, hafife alınan halkın "ben buradayım" demesi, birçok şeyi
değiştirecektir.
Türkiye Komünist Partisi, bütün dostlarını, 1 Mayıs'a daha fazla kişinin katılması için çaba harcamaya, bu mektubu
elden ele dolaştırmaya çağırmaktadır.