tiyatroların özelleştirilmesine direnen sanatçılar ve sanat severler 16 haziran cumartesi günü kadıköy selamiçeşme özgürlük parkında başlayıp 24 saat sürecek sanat maratonunda bir araya geliyorlar. Etkinlikte konserler, kısa film gösterimi, söyleşiler, paneller gerçekleştirilecek. tüm etkinlikler ücretsiz olarak sergilenecek ve sabaha kadar sürecektir.
atatürkün kurduğu devlet sanatı koruyup yaşatmaya yönelik bir politika izlemelidir. bu hareket atatürkçü düşünceye ters düşmekle beraber doğal olarak her türk vatandaşına da ters düşmelidir. anasına özel ilgi bekleyenlerin özelleştirmeyi abartmasıdır.
ulan tiyatrocu nasıl devlet memuru olabilir ki? nasıl sabit maaşlı çalışabilir? ayda 1 tane oyun çıkarıyor mu bu tiyatro? hadi çıkardı diyelim. bütün memurların rolü var mı? yok. yan gelip yatmak isteyen tiyatrocu olur oldu. bir de bu tiyatronun temelinde terim var diyen mallar var. sözde üstad adamlar. senelerdir sahne almayan üstadlar. kendilerine rol yazılınca triplere giren adamlar.
en doğru karardır bence. tiyatro bir sanattır. ve sanat hiç bir şekilde devlet ya da başka bir kuruma bağlı kalamaz. kalmamalıdır.
Tüm gelişmiş ülkelerde böyleymiş... biz gelişmiş ülke miyiz?
Şimdi erzurum devlet tiyatrosu özelleştirilecek mi? Ya kar etmediği için kimse almazsa? Ya oyunlar daha pahalı olursa? Üniversite öğrencileri bilet fiyatları yüksek olursa tiyatroya çok daha az gidebilecek. Devlet tiyatrollarının o ciddiyeti, o enfes atmosferi kaybolur giderse çok üzülürüm. Buna kim sebep oluyorsa iyi halt ediyor. Hükümete bulaşan sanatçı tayfasına mı kızayım, bunlar için yorgan yakan hükümete mii bilmiyorum.
iktidar yanlısı olmasam da ben olayı art niyetli eylem olarak bulmuyorum. Çoğu vatandaşımızın bir kez bile uğramadığı yer olan tiyatrolar özelleştirilcek deyince hükümet karşıtı herkes tiyatrocu kesildi. Devlet ödeneğinin kesilmesi demek tiyatronun biteceği anlamını taşımıyor. 3-5 liradan satılan biletleri almayanlar şimdi tiyatroculara sahip çıkıyorlar. Bu devirde kıçımızı devlete yaslayalım nasıl olsa bize bakar mantalitesi olduğu için kimse güvenceyi kaybetmek istemiyor. Aynı tekel işçilerinin boş tekel depolarında bekleyip devletten ayrılmak istemediği gibi. Özelleştirilsin kardeşim. Çok düşüncelisiniz o zaman siz her salonu her gösteriyi doldurun merak etmeyin hiçbir şey olmaz.
son derece yerinde karardır. millet asgari ücret kazanacak diye anası ağlayacak, sen yılda 2 boktan oyuna çıkıp yatarak maaş alacaksın, hortumun kesilince de ''atatürk nerede, cumhuriyet nerede'' diye ağıtlar yakacaksın, yok öyle bir dünya. alın size fırsat işte, şimdi gerçekten sanatını konuşturan kazanacak.
özellikle özelleştirme fikrinin temelinde, başbakanın "ama kusura bakma, geleceksin şehir tiyatrosunda hem belediyeden maaşını alacaksın, ondan sonra da istediğin gibi yönetime verip veriştireceksin. böyle saçmalık olmaz. düşüncesinin varolması beni çok güldürmüş olaydır.
efendim para bizzat halktan alınıyor, bizzat bende veriyorum devlet sanatçılarının maaşını, herşeyi de eleştirmelerini onaylıyorum. eleştiri olmadan yaşam mı olur, eleştiri olmadan gelişim mi olur?
kaldı ki saçmalık olan esasen böyle bir açıklama yapmaktır... parayı veren düdüğü çalar sözü yanlış anlaşılmış sanırım. *
Klasik tabiriyle aldığımız nefes karşılığı bile para ödetmeye çalışan bir iktidarın şaşırtmayan tavırlarıdır bunlar. Sırf halkı tiyatroyla aydınlatmak için 3-5 liraya oyun sahneleyen emektar tiyatrocularımız var bizim , hatta ücretsiz turneler yapan ve hatta sırf halka tiyatroyu tanıtabilmek için ulu orta meydanlarda oyun oynayan tiyatrocularımız var bizim... iktidarın hoşuna gitmeyen işte budur.Onlar halkı aydınlatmak için değil karanlık kuyulardan başlarını çıkarmamak için orada nöbet tutmaktadırlar.Bir halkın entelektüel seviyesinin yükselmesi demek; iki yüzlükleri, göz boyama çabalarını, din istismarını kısacası madalyonun asıl yüzünü görmesi demektir.istenmeyen tam olarak budur.Bunu gerçekleştirmenin yolları ise çeşitlidir. Yasaklar koyabilirler mesela fakat bu hem yanlış propaganda malzemesi hem de kar getirmeyen bir uğraş olur oysa özelleştirme çok daha ballı bir kapıdır.Her sınıftan insanın bir arada bulunabileceği nadir mekanlardan olan tiyatroları özelleştirmek sadece belirli bir zümreye hitap etmek demektir.
komünist perspektifleriyle, sanat a bile devlet hegemonyasını dahil eden pespaye zümrenin pek hoşuna gitmeyecektir.
3 kuruşluk finansman gücüyle, entelektüel bir zümreye hitap eden çalışmaların, devlet tekelinde sağlıklı şekilde yürütüleceğini öngörmek; alenen pollynnalıktır. toplumdaki bu özel sektör düşmanlığını anlamak mümkün değil.. sanki, devlet tiyatroları özelleştirilmese, her kesimden insan akın akın tiyatroya gidiyor da, karar sonrası gidemeyecekmiş gibi bir ambians oluşturulmuş.
bu özelleştirmeden dolayı devletin kasasına 359 milyar 999 milyon 999 bin dolar girecekmiş. 200 değil, 250 hiç değil, 300 de değil tamı-tamına 360 milyar dolar.
ben konuyu mu karıştırdım. yarın giyim kuşamada el atarlar gibime geliyor.
levis ceo luğuna istanbul belediye başkan yardımcısı(hafızı) mehmet atmehmet atandı.
Tiyatroların özelleştirilmesi kadar saçma bir şey duymadım. Devlet kontrolünde olması bile daha mantıklıydı. Kötünün iyisi diyebiliriz.
Pardon ama neyi, kimi özelleştiriyorsunuz? Binaları mı? Tiyatrocuları mı? Tiyatroları mı? Düşünceleri mi?
Devlet desteğiyle bizim ayağımıza kadar gelen klasik eserleri hangi özel tiyatro, hangi bütçeyle şehir şehir dolaşarak bizlere sunabilir ki? Tiyatro sahipleri demez mi bu oyun oynanmayacak, mali kaygı gütmezler mi? Acaba başarı sağlayacak mı diye?
Düşüncelerinde bir art niyet aramak istemiyorum, bir art niyet olduğunu da savunmuyorum. Ama bir şeyleri düzeltmek isterlerken durumu daha da bok ediyorlar.
Bu da benim fikrimdir; Gün geçmiyor ki her gün yeni bir saçmalığın daniskasıyla karşılaşmayalım.
sağlık ve adalet bakanlığı da özelleştirilsin ki bir halta yaramayan bakanlıklar işlerlik kazansın, aldıkları parayı haketsin.
aksi takdirde işini yapmadan aldıkları maaşları sırtımıza kambur olmaktadır.
he tiyatroyla alakası nedir dersen de bağlantıyı kuramadınsa ben napayım be kardeş.
vaybe bir anda bütün millet tiyatrocu oldu. lan hiçbiriniz de teknolojiden, bilimden bahsetmiyoo. a.q mun batısının balesini,tiyatrosunu,operasını aldınız teknoloji deyince yaya kaldınız. sizin sanat sevginize sokayım.amacınız yalnızca hükümeti eleştirmek. bu yaşına gelmiş ama kafatasının içindeki beyni keşfedememiş beyinsizler.
galiba tiyatroların özelleştirilmesinden sonra sırayla devlet hastaneleri, camiler, anayasa mahkemesi, devlet üniversiteleri ve okulları, en son olarak da türkiye cumhuriyeti vatandaşları gelecek.
"Efendiler... Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hattâ cumhurbaşkanı olabilirsiniz; fakat, sanatçı olamazsınız. Yaşamlarını büyük bir sanata adayan bu çocukları sevelim..."
Atatürk bu sözü, elini öpmek isteyen tiyatro sanatçılarına söylemiştir: "- Sanatçı el öpmez; sanatçının eli öpülür!"
Büyük Atatürk bu sözleriyle sanatçıya verilen değeri anlatmak istemiştir. Sanatçı olmanın ayrıcalığını, bunun için kariyer ya da mevki gerekmediğini, özel yetenek olduğunu vurgulayarak anlatmıştır.
Bursa'da temsil veren tiyatro sanatçılarına söyledikleri: 1926
"Sizleri çok takdir ederim. Devrimimizde sizin de önemli hizmetleriniz vardır. Sanatınızı meslek edinerek engelleri yenmeye kararlı olmanızı, arkadaşlarınızla samimî olarak geçinmenizi bilhassa öğütlerim. Sizin vatana en büyük hizmetiniz, Anadolumuzu baştan başa dolaşıp halkımıza sanatın ne olduğunu anlatmanız olacaktır."