yeni iddialar ve basın açıklamasıyla daha da ilginçleşmiş krizdir.
ekşide yazan ve olayın içinden olduğunu iddia eden arkadaşın tüm söylediklerini doğru kabul edelim ki sümeyye'yi en fazla destekleyen onun söyledikleri. orda söylendiği gibi bu oyuncu her oyunda birilerine takılıyor ve bunu insanlar küfür falan etmese de toplum içinde aşağılanmış hissettiklerinden "terbiyesizlik" olarak görüyorsa bile arkadaşın dediğine göre bugüne kadar kimse tepki vermezken sakız çiğnemesine söylenen laftan sonra tepki verenin "başbakan" kızı olması nedir? sümeyye "erdoğan" olduğundan tepki vermiştir diyorum ben. şahsen ben öyle biri olsam sırf benim gibi düşünmesinler diye öyle bir tepki vermezdim. ha sonra tepki verirsin tamam. hem o polisleri kaldıranın da amirleri olduğu söylenmiş. amirleri de olsa o amirin yaptığı abuk sonuçta.
hele o açıklama var ya! bildiğin tüy dikmiş. olayı başörtüsüne çekip aynen bazıları gibi mazlum namelerini şakımış. başörtülerini her şeye malzeme yapmalarına güzel bir örnek oldu tebrik ediyoruz. kendi kişiliğinin en önemli öğesi başörtüsü olmuş. sakızına laf edeni inançlarına laf etmekle suçlayan bu insan ne kadar da bazılarına benziyor. öyle değil mi?
edit: bu arada kendisinin sanatsal aktivitelerini yapamıyoruz. iş güç malum ve ayrıca babacığı bizim maaşların seviyesini belirli bir düzeyden yukarı çıkarmıyor. onun cep harçlığı kadar çalışıp kazanamıyoruzdur eminim.
Olayı bizzatihi yaşamayan, şahit olmayan biri olarak ne yemem gerektiğinin farkında olarak tespitler yapmak maksadındayım.
1. Bu kızımızın Başbakan kızı olması yapılanı iki kat abes göstermez. Bir ayıp yapılmışsa insan olarak yapılmıştır. Başbakan kızı olmadan yaşayan ve inanılmaz hakaretlere maruz kalan insanlar var.
2.Acaba Başbakan kızı olması yapılana sebep olmuş mudur bilmek lazım.
3.Gece gündüz milletin başındaki örtüyü kameralar karşısında insan hakkı ilan edip off the record durumunda saydıran sözde demokratlar bir taraflarına kına yakabilirler. Sayelerinde alakasız durumlarda başörtüsü koz olabiliyor ve gerçekten mağdur olanlar ,Başbakan kızı olmayıp içinden gelerek örtünen kızlar oluyor.
yahu kadıncağız kalkmış gitmiş kime ne niye anlamakta bu kadar zorlanıyorsunuz? kendisini sanatçı sanan o şaklaban gibi saygısızlık da etmemiştir. ve biraz düşünün azıcık bak çok düşünüp beyninizi yormayın; 150 koruma lafına gerçekten inanıyo musunuz? eğer cevabınız evetse başka bir şey demiyorum. ama hayırsa olayı düşünün. sizin annenize yapıldığını düşünün ya da kendinize yapıldığını. filmin ortasında kalkmaktan farkı nedir bunun? beğenmiyorsun ve kalkıp gidiyosun işte. ne saygısızlık var ne hakaret. kaldı ki bu konu hakkına sümeyye erdoan da hiçbir şey söylemedi. siz niye bu kadar yırtınıyosunuz yok sanat cahili yok bilmem ne...
not: yazmayacaktım ama kendilerini sanat eleştirmeni sanan ve bu hareketi de eleştirince süper solcu, devlet meselelerine duyarlı insanlar olan bazı yazarların yazdıklarını görünce dayanamadım.
oyunu iki kez izledim.oyunda tavsamış yeniçeri ocağını temsilen metin tuncer şarap içen,işrette dağıtan bir kapıkulu ağasını canlandırır ve bu bölümde seyircilerle iletişime geçer, şakalaşır,laf atar.Gerçekten modern seyirciler buna ya karşılık verir ya da güler geçerler.modernliğini türban kompleksleriyle ortaya koymak isteyen cahillerse,büyük bir saygısızlıkla peşinde 150 kişiyle salonu terkeder,tutar babası yoluyla bu oyuncuya dava açtırır.oyunun en iyi ve doğaçlama oynanan sahnesini mahvederler.
sanatsal bir etkinliğe onlarca polisle katılmak,şark kafasının bir ürünü olsa gerek.ayda 1000 tane halkın polisi bu aileyi korumakta,haydi babalarını geçtim adam başbakan ama 'sümeyye cadısı'nın durumunu kabullenemiyorum...
ulan ben 8 yaşında tiyatroda sakız çiğniyorum diye öz teyzemden enseme şaplak yedim, öğrendim. tiyatroda sakız çiğnenmez, ses çıkarıp dikkat dağıtılmaz. sen kocaman kadın olmuşsun, sanatı sevdiğini söylüyorsun. sana sormak istiyorum;
sümeyye sen bizi mi sikiyorsun?
oyunu izlemiş olan can dündar'ın da yazdığı gibi seyirci ile temasa geçmek oyunun senaryosunun bir parçası ve yüzlerce kez yapılmış her sahnelenmede. zaten padişah bu şımarıklığı cezalandırıyor finalde.
sakız çiğneme işaretini baş örtüsüne bağlamak ise tam bir kompleks ve ruh halinin bozukluğunu gösteriyor aslında.
--spoiler--
'' Oyuncu öne geldikçe bana bakarak kaş göz işareti yapmaya başladı. Sonrasında ağzıyla sakız çiğneme hareketi yaptı. Adam aslen sakıza değil, başörtüsüne takmıştı.''
--spoiler--
altına yazılan entrylerin yarısından fazlası sözlük formatına aykırı olan, tanım içermeyen, sadece yazarı ilgilendirecek kadar subjektif olan başlık. Evet bu entry de başlığın sözlükteki konumuyla ilgili ve formata aykırı. Bu girdi silinmelidir ama yanında sözlüğün içine eden, sözlüğü iğrenç bir foruma çeviren girdiler de uçurulmalıdır.
Bu arada sümeyye erdoğan tiyatroda sakız çiğniyormuş diyorlar.
kişilerin siyasi görüşleri nedeniyle mantıksız yorumlar yazdığı, toplumumuzun ne kadar tez canlı, ne kadar araştırma-öğrenme merakından uzak, olayları nasıl işine geliyorsa öyle anlamaya ve yorumlamaya meraklı olduğunun göstergesi olmuş bir olaydır.
tiyatroda bir şeyler yemek, telefonun çalması hatta oyuncuların söylediğine göre seyircilerden birisinin telefonla uğraşması bile oyuncunun konsantrasyonunu bozuyor. Bir oyun için upuzun metinler ezberleyen oyuncunun kafası karışabiliyor. Bunu sadece tiyatro sanatını takip edenler değil neredeyse herkes bilir. Ama sümeyye erdoğan tiyatroda, ön sıralarda sakız çiğniyor. Bu davranış dikkat dağıtmasından çok oyuncuların icra ettiği işe saygısızlıktır. Bir kere buna oyuncu mutlaka tepki gösterir. Şahsen izlediğim oyunlarda ön sırada telefonla uğraşanlara vs tepki gösterdiğine çok defalar şahit oldum ve tiyatroda bunun olması normaldir diyebilirim.
150 koruma meselesine gelecek olursak o 150 kişi koruma değil polis okulu öğrencisi. Yani daha baştan bunların koruma olduğunu yumurtlamak, sonra buna inanıp entry girmek en az contorium'a inanmak kadar salakçadır. işte tam da bu bizim nasıl her duyduğuna inanan, boş konuşmayı seven insanlar olduğumuzun ispatıdır.
sanatın postal yalamaktan ibaret olduğunu sanan embesillerin tiyatro yapmasının davetiye çıkardığı olaydır.
yok aga , nasıl br nefret varsa artık , nasıl bir tiksinti varsa , nasıl bir şerefsizlik işlemişse damarlarına görmeye dahi tahamül edemiyorlar.
siz ne sanatçısınız, ne aydınsınız ne de insansınız. sadece kudurmuşsunuz. beter olun. adam edicez sizi.
baya adam oldunuz aslında arşivlerden görüyoruz 60 sene önceki gibi "ben ülkenin sahibiyim siz kimsiniz" ayaklarında dolanamıyorsunuz artık. o yüksek koltuklarınızdan aşşağı çektik sizi.
fazla değil bir 20 yıl sonra o ukelalığınızdan eser kalmayacak. tam adam olacaksınız. saygı göstereyi bileceksiniz.
hayatında tiyatro kapısından girmemiş barzolarca savunulan afet-i devran. (afeti felaket anlamında kullandım yoksa güzel bulacak kadar zevksiz değilim)
hayatında bir kere bile tiyatroya girmemiş çakma sanatseverlerce eleştirilen kişi.
mevzu bahis sanat yada tiyatro değil "ideoloji" bunlar için.
fazıl saya "sanatçı" diyenler sümeyye erdoğan ı da sanki eline meşaleyi almış , tiyatroyu yakmışçasına eleştiriyor.
mevzu bahis olan ideolojidir efendim. "chp liyse iyi" yoksa kötü hele tayyip erdoğan ın ailesindense en kötü.
sonrada sorarlar neden seçim kaybettik diye. aynaya bakarsan görürsün neden seçim kaybettiğini.
hayatında defalarca! tiyatroya gitmiş sümeyye erdoğan' ın, sanki hiç tiyatro adabını bilmezcesine, yanındaki korumaları aracılığıyla sahneye müdahale etme hadisesidir.
işte mevzu bahis olan ideoloji de tam burada başlamaktadır. eleştirmekten aciz, kayıtsız teslim, kaypaklığın dibini görev edinmiş olan adamlar için sümeyye erdoğan' ı korumak da sahnelenen başka bir tiyatrodur.
avrupa avrupa diye ağlaşan çakma tiyatrocularımıza "alın lan size avrupa modeli , hadi bakalım özele geçiyoruz. artık doldurduğun koltuk kadar maaş , yatarak, vererek bir yerlere gelmede yok " diyince bir anda morardıklarını görmemize vesile olmuştur.
al sana modern sistem , hadi bakalım fransanın mona lisasını sanatseverliğini alkışlıyor türkiyeye küfrediyordun ya ha işte aynı sistem geliyor.
hadi bakalım kime küfrediceksiniz bakalım bu sefer.
şimdi oyuncu bana göz kırpsa ben de ona göz kırparım dolayısıyla alınacak gücenecek bir durum olmaz. ama kompleks sahibiysem başka tabi. gereksiz yaratılmış krizdir.
