yerini akla gelen hiçbir maddi manevi şeyin dolduramayacağı tek sevgili, gerçek sevgili. mutlu eden, zor gününüzde size destek olan, yaşamak için, mutlu uyanmak için bir sebep veren kutsal varlık.
ilk okul 5 den itibaren oynadığım ünv den sonra bıraktığım bıraktığıma pişman olduğum yaşam tarzımdır çok seviyorum tiyatroyu ben o yetenekle doğmuşum zaten ne mutlu bana.
antik yunan da önce tanrıları yüceltip insanları dine yönlendirdi. sonra soylularla dalga geçmeye başladı. soylular durumu farkedip "ulan böyle iyi halk eğlensin, bize de bulaşmasın" diyerek göstermelik bir şekilde destekledi. ortaçağ da kilise yasakladı. sonradan yine dini empoze etme amacıyla kullandı. 2700 yıl sonra brecht geldi bu durumu yıktı ve "bilinçlenin katarsis yaşamayın" dedi. epik tiyatro -uzakdoğunun da etkisiyle- doğdu.
ya politik ya da dini öğelere kurban gitti garibim.
neyse ki çağdaş tiyatro anlayışı bu durumu yıkabilmiştir.
hiç sevmediğim sanat dalıdır. sinema varken yanına yaklaşılması gereksizdir. eski çağlardan kalma hala neden olduğunu bilmediğim bir sanat türüdür bu. neden hala sanatçılar bütün programlara çıkar da " tiyatromuzu yaşatalım!" tarzı şeyler söylerler? tiyatronun özelliği nedir? sadece iyi oyuncuların kendini kanıtladığı yerdir zannımca. bana katılmayanlar olacaktır, eminim.
tiyatroda çok abartılı mimikler, kıçı kırık 3 5 dekor vardır. günümüzün teknolojisinde son sürüm efektler kullanmak varken, gerçek mekanlar varken neden tiyatro olsun ki? şimdi hiç tiyatroya gitmeden yorum yaptığımı sanıyorsunuzdur. gittim. çok kasıntı oyunculuklar gördüm. belki hiç iyisine denk gelmedim, bilemem. demode olmuştur. eskimiştir, boku çıkmıştır. tiyatrocular da parasız kalmama adına orda burda çırpınmaktadırlar, yazıktır. oysa ki onlar güle oynaya sinema filminde oynayabilirlerdir ancak hala nostalji peşindedirlerdir.
tiyatro, yardım et bana!
uyuyorum. uyandır
karanlıkta kayboldum, bana en azından ışığı göster
tembelim, utandır
yorgunum, ayağa kaldır
kayıtsızım, vur
kayıtsızlığım devam ediyor, yüzüme patlat bir tane
korkuyorum, cesaretlendir
bilgisizim, eğit
canavarım, insana dönüştür beni
kendimi bir şey zannediyorum, gülmekten öldür beni
iyiliğe inanmıyorum, beni şaşkına çevir
aptalım, değiştir
kötüyüm, cezalandır
zalim ve zorbayım, benimle savaş
darkalıyım, dalga geç benimle
kabayım, bilinçlendir
dilsizim, dilimi çöz
artık rüya görmüyorum, enayilik ve korkaklıkla suçla
unuttum, hatırlamamı sağla
kendimi yorgun ve yaşlı hissediyorum, çoçukluğumu yeniden yaşat bana
ağırkanlıyım, bana müziği armağan et
üzgünüm, neşeyi bul bana
sağırım, sancının şiddetini haykır
huzursuzum, bilgeliğin büyümesini sağla
güçsüzüm, dostluğu alevlendir
körüm, ışık ver
çirkinliğe tabiyim, fetheden olarak güzelliği kabul et
nefretin kölesi oldum, var gücümle sevgiyi sunmama yardım et
( ariane mnouchkine'in 2005 "dünya tiyatro günü" bildirisi )
dünya üzerinde insana direkt olarak ulaşabilen ve bu sebeple en çok ilgi gören sanat dalıdır.
"insanı, insana anlatmaya çalışırken sevişilmesin" diyen arkadaşların kurduğu fantezilerden, yüzlerce milyon kez daha fazla "sanat"dır.
sözlüğün bir problemi olan sanat dalı. hocam yeteneksizseniz ve tiyatro yap(a)mıyorsanız ya da tiyatroya gitmiyorsanız en kötü ihtimalle tiyatroya gidip tiyatroda çekirdek çıtlayıp oyunun yarısında uyuyup kalıyorsanız ne diye amaçsızca tiyatroya ya a tiyatro okuyan kızın bekaretine takıyorsunuz.