tiyatro

entry291 galeri37 video1
    141.
  1. 140.
  2. ezelden beri şöyle iyidir böyle acayiptir, kıldır, tüydür diye öve öve bitiremedikleri bu aktiviteden ben bir türlü zevk alamadım arkadaş.

    her şey çocuk tiyatrosu adı altında, ilkokulda götürdükleri şeyle başladı. o kadar kötüydü ki... hele biletlerin yanmış olduğunu öğrendiğimda iki kat üzülmüştüm. sonra bi arkadaşın arkadaşı oynuyormuş bir oyunda. dedi ki " gel hacı, yalnız koma beni" eyi dedik gittik. arkadaş, oyunu yazan Ekrem Dumanlı imiş. (...)

    en son gittiğim oyun ise "kargaşa" ( (bkz: #13808491)). kargaşa ironik bir şekilde bendeki tüm kargaşayı aldı götürdü. tiyatro konusu bana göre değilmiş aga böylece öğrendim bu oyun sayesinde.
    0 ...
  3. 139.
  4. eski yunan da dini bir faliyet olarak başlamış, daha sonra önemli bir kültür aktivitesi olarak hayatımızdaki yerini almıştır. kendine özgü bir edebiyet türü bulunan az sayıdaki aktiviteden dir. zaten başka bide FRP falan heralde.
    1 ...
  5. 138.
  6. 137.
  7. 136.
  8. tiyatro sevgisi tiyatrocuların için de olduğuna inandığım sevgidir benim. yani bu duygu ile doğarlar zamanı geldiğinde o duygu dışarı çıkar. tiyatroda olmak ruhunu doyurur, tüm boşluklarını doldurur, kendinden uzaklaşma fırsatı da verir bir meditasyondur adeta. istemeye rağmen tiyatrodan uzak kalmaksa yarım, esik yaşamaktır. acıtır, üzer. bir tiyatro severi ancak diğer bir tiyatro sever anlar ve tiyatro oyuncuları içinde durum aynıdır.
    0 ...
  9. 135.
  10. hep gitmek istedim, tiyatro kültürüm olsun, ilgim olsun, izleyeyim dedim ama bir türlü adım atamadım.
    0 ...
  11. 134.
  12. Evrim geçirme sanatıdır.
    Tiyatroyla ilgilenen birini Tiyatro öncesi ve Tiyatro sonrası olarak ayırabilirsiniz.
    Bağımlılık yapandır.
    0 ...
  13. 133.
  14. yazın gelmesini istememe nedenlerinden biridir tatile girmesiyle..
    1 ...
  15. 132.
  16. 131.
  17. her gün bir başka kişi olmaktır. tiyatro dışında tek bir mesleğiniz varken, sahnede fahişe de olursunuz, hırsız da. polis de olursunuz baba da. ve alkışlandığınız ender mesleklerden biridir. işte sırf bunu yaşamak için, sonuna kadar tiyatro...
    1 ...
  18. 130.
  19. 129.
  20. " kendine bakma sanatıdır. "
    0 ...
  21. 128.
  22. tiyatrocuya değer vermeyen bir toplum eksiklerini de göremez. lakin ülkemiz öyle bir hal almış ki tiyatrocu bile tiyatrosuna sahip çıkmazken, bizim oralarda bu sanat pek bi yavan kalmış.
    0 ...
  23. 127.
  24. ülkemizde pek rağbet görmeyen sanat dalı.
    birkere danı alındımı bırakılamaz tiyatro.
    0 ...
  25. 126.
  26. malesef ölmüş sanat. arkasından ağlayanı yok.
    0 ...
  27. 125.
  28. Turne kavramını çöpe atması gereken sanat dalı. Ulaşım imkanları bu kadar gelişmişken seyirciyi şehir dışından günübirlik oyuna getirmek * hem daha kolay hem daha az maliyetli. Hem konumu hem de kültürel zenginliği bakımından bu konuda Ankara bir merkez olabilir. Yeter ki gerekli yatırımlar yapılsın.
    0 ...
  29. 124.
  30. insanın * hayatından çıkarken özgüveni de beraberinde götüren. keşke hep aktif olarak kalsaydın hayatımda.
    0 ...
  31. 123.
  32. 122.
  33. doğaya ayna tutma sanatı.

    hayatımın geri kalanı.
    0 ...
  34. 121.
  35. sadece büyük bir aşkla yapılabilecek olan sanat dalı.
    1 ...
  36. 120.
  37. insanı insana insanca anlatma sanatıdır. shakespeare'in bu nacizane tanımını beğenmeyip içini boş bulanlar olacaktır. ancak yine de en kısa tarifi budur bu işin.
    0 ...
  38. 119.
  39. muazzam bir olay. hayatın idman yeri. hayata hazırlanmak için çok güzel bir fırsat.
    1 ...
  40. 118.
  41. insani, insana, insanla, insanca anlatma sanatidir. sahne üstünde de olsaniz, izleyici koltugunda oturuyor da olsaniz heyecan verir. bir kere temas etmisse yüreginize kopamazsiniz.

    bir gülen maskesini, bir aglayan maskesini takar duygudan duyguya sürükler sizi.

    - "romeo ve juliet" gibi duygu yüklü,
    - "ku$kent" in ku$lari (aristophanes) gibi yaratici ve komik,
    - "cyrano" gibi hayran olunasi, (bkz: cyrano de bergerac)
    - "kelami" gibi cin fikirli (beni ben mi delirttim - ferhan sensoy),
    - "grease" müzikali gibi hareketlidir.

    bazen sahnede oyun boyunca tekerlekli bir sandalyede oturan ve hic konusmayan kadinin oyunculuguyla sarsilmaktir.

    tiyatro sahnede yasar, dolanir kanli canli, siz de oturdugunuz yerden cekersiniz icinize bir derin nefes gibi..
    2 ...
  42. 117.
  43. tiyatro dünyadan kaçış gibidir bence. sanırım bu yüzdendir ki tiyatroya aşırı bağlanışım ve başıma ne kadar kötü bir olay gelse daha fazla sarılışım. düşünün bir kere; hayatınızda olamayacağınız bir rolü canlandırıyorsunuz ve bunu yaparken kimse sizi durdurup sen bu değilsin demiyor. daha sen bu kişiliğe bürünmeden herkes seni kabullenip öyle izliyorlar hatta. bazen cinsiyetin değişiyor. birkaç dakikalığına bile olsa karşı cinsin neler hissettiğini bağımsız hareketlerinle algılayabiliyorsun. bazen hiç edinemeyeceğin bir özelliğe sahip oluyorsun tiyatro yaparken. ve önceden o özelliğe sahip olan insanları kınarken bir nebze de olsa hak vermeye başlıyorsun. çünkü yaşamadan bilinmez derler ya, işte o anda yaşıyorsun aslında ve o insanların duygularını anlıyorsun. sonra bitince tekrar eski sen oluyorsun ama dışarı çıkınca seni tebrik ederlerken gerçek adını bile bilmeyip, roldeki adınla hitap ediyorlar. rolde aşırı duygusal, sorunlu biriysen tiyatro bitiminde yanına gelip sanki seni avutuyormuş gibi beğendiklerini söylüyorlar; üzülme çok güzel oynadın der gibi. gerçekten gördüm bunu. ve o anda anladım ki tiyatro insanların hayatlarından bir kesiti mutlaka gözler önüne seriyor ve o kadar içine çekmiş ki o oyun insanı, dahası çıkamamış bile ve sizi hala roldeki insan gibi sanıyor. başarınızı da bu sayede anlamış oluyorsunuz.
    tiyatro şu hayatta başıma gelen en güzel şeylerden biri diyebilirim. ve hayatta beş şeye tutkum varsa bunlardan biri de tiyatrodur ve hep yerini koruyacaktır. yaşadığım sürece -şuan yaşım çok küçük olmasına rağmen- gerçekten çok büyük mutluluk duyduğum ve çok büyük acı çektiğim şeyler oldu. ve tiyatroya eğilimim, tiyatrodaki duruşum, ilgilenişim bunlar sayesinde oldu hep. hatta yeteneğim bile buna bağlı gelişti.
    iki sene önce ilk oyunumda sevgilimin gülen gözlerinin bana çarptığını gördükten sonra yapmadım bir daha tiyatro. hatta seyircisiz boş sahneye bile çıkmadım. çünkü o ölmüştü ve rol yaparken karşıma baktığımda o kişiyi görememekten korktum hep. ama anladım ki hayatın kendisi bir tiyatro ve gerçek hayatta nasıl yoksa tiyatroda da olmayacak ama tek fark izleyecek. bu sayede bağlandım hayata ve tiyatroya; dedim ya ikisi de aynı şey.
    ve ilerde bana sorsalar neden tiyatroyu seçtin diye; sanırım cevabım ben onu seçmedim, o beni kendine çekti olur.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük