sanatların en yücesi, ilk insanla birlikte insanın bir başka şeyi taklit etme güdüsüyle başlayan iş, başlı başına bir disiplin.
öyle bir şey ki bu tiyatro, bi başlayınca bırakmak çok güçtür, içini kemirir insanın.
dile kolay seneleri devirdim bu iş için, ilkokulda attılar beni sahneye, o gün bugün nerede olursam kovaladım, kurslara gittim kendi cebimden aidat verdim, oyunları izledim kulislere girip oyunculardan akıl dersi aldım, öğüt dinledim, yol çizmeye çalıştım, lisede türlü festivallerle övgüye değer oyuncu ödülü, oyunculuk ödülü ve özel oyunculuk ödülü kazandım, son sınıfta üniversite sınavının önceki gecesi sahneye çıktım, sabah sınava gittim, fazla çalışmadan iki okula gittim biri özel biri devlet konservatuvarı, özel %50 burs verdi, yerim lan sizin ticarethanenizi dedim gitmedim, devlet konservatuvarı olmadı, zaman daralmıştı bi yere gitmem gerekiyordu, üniversite puanıma göre tercih yaptım, bi bölüm kazandım, bölümde ilgimi çeken derslerle de karşılaştım, fakat geldiğim günden beri ufak ufak beynimi kemirmeye başladı tiyatro, bu bölüm bitince iyi paralar kazanabilirim, tiyatroyu tekrar deneyebilirim, bu defa kazanacağıma inanıyorum çünkü şu an ders almaya devam ediyorum, gidersem aç kalacağımı da biliyorum lakin ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, bölümü okurkende bi iş sahibi oluncada tiyatroyu yapamaz mıyım? yaparim, amatör olarak devam edebilirim evet, ama her seyimi feda etmeli miyim, hayallerimin peşinden sonuna kadar koşmalı mıyım, sanırım bu kış benim için bi nadas olacak, dayanamıyorum, fikrim değişmezse sınavlara gireceğim...
gençlerin yaşatılması için desteklemesi gereken sanat dalıdır. tiyatrolara da sinemalar kadar rağbet olmalı ki kültür sanat aktivitelerimiz eksilmesin. sesimiz kısılmasın.
Ankara da çok az sayıda özel tiyatro bulunmakla birlikte, hepsi üstün nitelikte tiyatrocular barındırmaktadır. Devlet tiyatrolarıysa efsane niteliğindedir. kişisel tecrübelerime dayanarak diyebilirim ki; o sahne ışıkları altında aldığınız alkışın tadınıysa hiçbir başarı size tattıramaz. Can sıkıcı provaların, çalışmaların her anına değer olduğunu size kanıtlar. Ankara da öğrenciyi mutlu eden asli unsurlardan biridir.
her ne kadar en cok "sinema mi tiyatro mu?" diye bir kiyaslamaya girilse de tiyatro sinemayla asla ama asla kiyaslanamayacak kadar emek isteyen bir sanat dalidir.
insani,insanla anlatma sanatidir. her seyden once tiyatro izlenmekten cok hissedilir. beyaz perdedeki efektlerin,montajlarin alip goturdugu tum dogalligi,samimiyeti karsiniza serer.
güzel sanatlar içinde en güzelidir.
hem bu işle uğraşana, hem seyircisine.
bazen kendinizi düşündürtür, içinize döndürtür; bazen her şeyi unutturur.
en kıytırık işe yaramaz oyunda bile, param çöpe gitti be diyemezsiniz. sahnede seyrettiğiniz kötü de olsa bir emektir, istemeseniz de bunu fark edersiniz.
ama yine de seçici olmakta fayda vardır.
Evrimini metin içeriği ile sağlayan sanat. Elbette sadece drama algısı tiyatroda evrimi, gelişmeyi imlemez ama metin tiyatronun bu anlamda olmazsa olmazıdır. Antonin Artaud'nun, Shakespeare döneminin, antik yunanın, Bertolt Brecht ve stanislavski'nin sahne düzenleri belli başlı yenilikler getirir ama çoğunda önemli nokta oyunculuk ve bunun teknikleridir. Bunun yanında Eugene ionesco ve Samuel Beckett'in getirdikleri yenilikler de sahne üzerindeki yenilenmelere imkân tanımıştır. Lâkin tiyatro metinlerinin devrimci yapısı asıl devrimi, evrimi sağlayan birer dinamodur.