kültür ve turizm bakanı atilla koç'un sarf ettiği söz olan "devletin operası balesi olur ama tiyatrosu olmaz" ile; akp hükümetinin kültürden en iyi! anlayan milletvekilini kültür ve turizm bakanı yaptığının en açık göstergesi olmuştur. unutulmaya yüz tutmuş tiyatromuza bir darbe de devletin bu konuda en yetkili isminden gelmiştir.
sinemaya gitmek yerine izlenmesi daha sevap olan sanat dalı. nitelikli olanlar bir tarafa- sürekli gözümüze sokulan saçmasapan türk ve amerikan filmleri yerine bize bizi anlatan daha kaliteli tiyatro oyunlarını izlemek bizler için çok daha hayırlı bir çaba.
tiyatronun (komedya ile tragedyanın) eski yunan'da doğuşuna ilişkin olarak bugüne değin en geçerli varsayım ya da kuram, tanrı "dionissos" için yapılan dinsel törenlerin zamanla oyuna dönüşmesini ileri sürer. "dionissos" ölüp dirilen bereket tanrısıydı. onun ölmesi ile bitkiler soluyor, kuruyor, dirilmesi yeryüzüne bereket getiriyordu. bu kült eskiden çok yaygındı. sümer'de "tammuz" (bizim temmuz dediğimiz ay), hitit'te "telepinu", finike'de "adonis", mısır'da "attis", ölüp dirilen tanrılar olarak saygı görürlerdi. ama bunlar için yapılan dinsel törenlerin nasıl olup da eski yunan'da tragedyaya, komedyaya dönüştüğü, pek akla yatkın biçimde anlatılmış değildir. hep bir boşluk kalır arada. gerçi eski yunan'da bağbozumu bayramlarında tanrı "dionissos" için şiirler okunduğunu, keçi derilerine sarınmış birtakım insanların sıçrayıp döndüklerini biliyoruz. ortada bir kişi durur, halk onun çevresini alırmış. aristo, tragedyanın bu törenlerden yavaş yavaş doğduğunu söylemekle yetinir. 19. yüzyılda inanılan yunan mucizesi, arkeoloji, tarih çalışmaları ilerledikçe, bir mucize olmaktan çıktığını biliyoruz. örneğin yunanlılar heykeli mısır'dan öğrenmişlerdir.
Tiyatro iyi bir uğraş. Çünkü pek sıkılmana olanak vermez. Yani tiyatroyla uğraşanlar genelde mutlu insanlardır.En azından mesleki bir mutsuzluk yaşamazlar. Şu ana kadar işleri yüzünden mutsuz olan pek çok kişi gördüm ama oyuncu olduğu için mutsuz olan birisiyle karşılaşmadım.
Ama zor bir iş, biraz uğraştığım için biliyorum. Kendinde başka bir insanı var edebilmek için çok çalışmak lazım, çok duyarlı olmak lazım. En kötü yanlarından biri de iyi yapılmadığı zaman çekilmez bir iş haline gelmesi. Hayatta iyi bir oyun oynamak kadar keyifli, kötü bir oyun oynamak kadar keyifsiz iki şey daha yoktur herhalde. Aynı şeyi seyretmek içinde söyleyebiliriz.
Pek çok kişide oyuncu olmak ister. Neden? alkış yüzünden. Kimse bakkalı kalkıp çok iyi peynir kesiyorsun diye alkışlamaz ama oyuncu peşin peşin ödülünü alır. Bu da cezbedici bir şey.
çağdaşlaşma yolunda etkin olan kurumlardan biridir. bir toplumun asırlık tarihi kökenlerini içinde barındıran, gelişmişlik düzeyini ortaya koyan sanat dalı. işlediği konular, sergilenen diri oyunculuk, ortaya konulan mekan, metin ve sanatla çoklu bir yapı.
tiyatro adı altında bir disiplin olarak incelenmesinden önce de birçok kurama göre kökenini dini ritüellerde bulan ve (bkz: dram sanatı) ile tanım esnasında sıkça karıştırılan bir sanat-bilim dalı.
Kuramların en kalıcı olanına göre mitoloji ve ritüelden gelişmiştir.Ancak bu tiyatronun nasıl doğduğuna ilişkin tek kuram değildir. Bilginlerin bir kısmı tiyatronun kökenini öykü anlatıcılığında aramıştır. Onlara göre öykü anlatmak ve dinlemek temel insani niteliklerdir. Sonuç olarak önce kişileştirme, aksiyon ve diyalogda bir anlatıcının kullanımıyla, daha sonra da her rolü farklı bir kişinin üstlenmesiyle bir olayın, (av, savaş ya da başarının) hatırlanışının özenle işlendiği bir gelişim örüntüsü önerirler.Yine tiyatronun aslında tartımlı danslar ve jimnastikten geliştiğini söyleyen ya da hayvan sesleri ve hareketlerini taklitten evrimleştiğini de kabul ederler. (bkz: oscar g brockett) (bkz: tiyatro tarihi)
oyun sahnelemede kullanılan mekanların tiyatro adını alışını ise terentius'un eserlerinin baskılarında yer alan ve üzerlerinde "teatrum" yazan bazıları galerili, yuvarlak açık hava yapılarını gösteren resimler ile açıklayabiliyoruz.
Sahnenin tekrarlanma imkanı bulunmadığı için büyük ölçüde performans gerektiren, sanatçı ile izleyiciyi yakınlaştıran ve maalesef ki memleketimde kıymeti bilinemeyen sanat dalı !
nisan ayının 20-22-24ünde ilk kez çıkacağım sahnede sergilemeye çalışacağımız sanatın adıdır.
tiyatro eserini sergileyen kişinin tek çıkarı ve beklentisi karşısındaki koltuklarda oturanların alkışlarıdır ;)
Yunanca'da "seyirlik yeri" anlamına gelen theatron'dan türetilmiş, dilimize italyanca'daki teatro sözcüğünden dilimize geçmiş bir hayat biçimidir..
daha fazla bilgi için http://www.tiyatrotarihi.com
insan yaşamını,sahnede,izleyiciler önündecanlandırma sanatına tiyaro denir. tiyatro sözcüğü ayrıca,tiyatroda oynanmak için yazılan eser;tiyatro eserinin oynanması için düzenlenmiş yapı veya yer anlamında da kullanılır.