Geçen hafta burada açıklayamayacağım bir yerden aşırdığım şarabı ne olduğunu bilmediğim aşağı yukarı bir çivi boyunda yassı bir demirle parçalaya parçalaya açmıştım. içinede dökmedim. Azimle sıçan daşı deler.
kolay iş değildir. bir arkadaşımla dışarda bayağı bir içtikten sonra en sona sakladığımız şarabı içmeye hazırlandık. tirbuşon yok, kafalar iyi. arkadaşım "ver ben açarım" dedi. kendisine pek güvenmedim. taşın yanına gitti vurdu şişeyi taşa, taş yarıldı baştan başa. şişenin kalan yarısını sanki bordeaux şarabı getirirmiş gibi getirdi, içtik.
öncelikle şarabı 45 derece açıyla tutup ağzına kadar buz dolu bir kaba ucu girecek şekilde sokulmalıdır. ardından şişenin tam ortası sıkı bir şekilde iple bağlanmalıdır. ip elimizdeyken kulağımızı şişenin tabanına dayamalı ve aklımıza gelen ilk şarkıyı söylemeye başlamalıyız. bir süre sonra şişeyi buzdan çıkarıp mantara bakacağız. ve göreceğiz ki yaptıklarımız hiç bir işe yaramamış. sonra en yakın tekel bayisine şişemiz elimizde gidip (bu meseleyi anlatmadan) tirbüşonla açtıracağız.
milyon dolarlik kelebek in hünerli elleri sayesinde yapılması çok da zor olmayan eylem. ardından çay süzgecinden geçirilen şarap mantar parçacıklarından arındırılıp içilir.*
şu anda denenmiştir. hiç korkmayın çok basit bir çözüm. daha önce yazan var mı bilmiyorum.
ocakta başlığı kısık ateşte yaklaşık 35 sn ısıtın. fazlaya kaçmayın ardından elinizi değdirmeden bir çatal yardımıyla hafif eriyen tarafları alın. daha sonra bir 10 saniye daha tutun ateşe. o sırada zaten şişenin uç kısmı çok hafif çatlamış olacaktir. biraz soğuduktan sonra tık tık hafiften vurarak kırılan yeri alın ve şarabınızı için. soğuk içmeniz tavsiye edilir. iyi keyifler.
mantarı delik deşik etmiş fakat şarabı açma becerisini gösterememiş, 'şimdi ne yapacağız' diyen alkole muhtaç grubun içerisindeki muhtemelen bir mühendislik öğrencisinin ''olum içine bastıralım mantarın kırıntılarını da çay süzgeçiyle süzeriz bomba olur' dediği ve muhtemelen bulaşıkların yıkanmadığı bu öğrenci evinde çay esanslı içilen şarabın öz geçmişidir.
dünyanın en büyük işkencesidir. mantar ufalanıp şarabın içine düşer, daha da ötesi şişenin ağzı kırılır, cam kırıkları şaraba düşer, sittin sene sonra mantar çıkarıldığında mantar parçacıklı ve camlı şarap insanı doğduğuna lanet ettirir.
