öncelikle şarabı 45 derece açıyla tutup ağzına kadar buz dolu bir kaba ucu girecek şekilde sokulmalıdır. ardından şişenin tam ortası sıkı bir şekilde iple bağlanmalıdır. ip elimizdeyken kulağımızı şişenin tabanına dayamalı ve aklımıza gelen ilk şarkıyı söylemeye başlamalıyız. bir süre sonra şişeyi buzdan çıkarıp mantara bakacağız. ve göreceğiz ki yaptıklarımız hiç bir işe yaramamış. sonra en yakın tekel bayisine şişemiz elimizde gidip (bu meseleyi anlatmadan) tirbüşonla açtıracağız.
kolay iş değildir. bir arkadaşımla dışarda bayağı bir içtikten sonra en sona sakladığımız şarabı içmeye hazırlandık. tirbuşon yok, kafalar iyi. arkadaşım "ver ben açarım" dedi. kendisine pek güvenmedim. taşın yanına gitti vurdu şişeyi taşa, taş yarıldı baştan başa. şişenin kalan yarısını sanki bordeaux şarabı getirirmiş gibi getirdi, içtik.
Geçen hafta burada açıklayamayacağım bir yerden aşırdığım şarabı ne olduğunu bilmediğim aşağı yukarı bir çivi boyunda yassı bir demirle parçalaya parçalaya açmıştım. içinede dökmedim. Azimle sıçan daşı deler.