olayları işine geldiği gibi, daha doğrusu kendi hisleri ne doğrultuda ise o yönde yorumlamak. aynı hareketi hem sizi kendini cinsel tatmin amacıyla kullanmakla suçlamak için öne sürerken başka bir gün gayet sıradan, "arkadaşların" arasında her zaman olabilecek bir hareketmiş gibi göstermek. yani yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya çekmek. iki tane örnek vericem kendi hayatımdan.
bu arada şunu söyleyeyim, ben sevgimi içimde tutamayan bir insanım. genelde bizim babalarımızdan da gördüğümüz üzere türk erkekleri sevgiyi fazla belli etmez. yani öyle sevgi sözcükleri, sırnaşmalar vs çok görmezsiniz. ama ben öyle değilim, sevdiğim bir insan olursa hem hareketlerime hem de dilime yansır. işte bazen böyle kartları açık oynamak kötü olabiliyormuş.
neyse laf uzadı. zamanında bir hatunla hoşlaşma durumu oldu. daha doğrusu ben çok bariz bir şekilde ilgimi belli ettim ve o da bunu kabul etti, ama karşılığında benzer bir itirafta bulunmadı. konuşmanın, buluşmaların devam etmesinden ötürü ben de zamanla olacağı gibi büyük bir yanılgıya girdim. bir gün istanbul'da istiklal caddesi'nde geziyoruz, benim istanbul'a ilk gelişim. beni galata kulesi'ne götürüp götüremeyeceğini sordum. "tamam," dedi. ama yolu tam bilmediğinden mi olsa gerek saçma sapan bir çıkmaz sokağa vardık. bu beceriksizliğine gülüşerek kaldırıma oturduk. kısa bir sessizlik oldu, ardından "hadi beni kucağına al aşağıya kadar indir". biraz garip bir istek gibi gelse de dediğini yapıp yokuşun aşağısına kadar indirdim. devamında gayet güzel geçen bir akşam oldu, hatta otobüste sarmaş dolaş giderek eve döndük.aradan birkaç gün geçince o kız tamamıyla değişti. mesajlara dönmemeler, buluşma teklifini geri çevirmeler falan. "ne oldu o gün o samimiyetten sonra?" deyince de beni beynimden vuran o cümle geldi. "ben arkadaşlarımla da o kadar samimiyim!". şimdi size dürüstçe soruyorum, sevgili olmayan bir kız arkadaşınızı hiç kucağınıza alıp gezdirdiniz mi sokakta? ya da kızlar cevaplasın, karşı cinsten bir arkadaşınıza otobüste sarmaş dolaş sarılarak gittiniz mi?
neyse ikinci hikayeme geçiyorum. bu sefer başka bir kızla yine aynı seviyeye geldik, ama bu sefer iki tarafın da hoşlandığı açıkça belli ama temkinli duruyoruz. bitter çikolatayı çok sevdiğini öğrendiğim için buluşmaya giderken bir paket çikolata götürdüm. görünce çok sevindi, ben de eğilip ufak bir öpücük kondurdum dudağına. neyse, o akşam da gayet güzel geçti. aradan geçen birkaç gün sonra ilişkinin geleceğine dair kesin bir şey diyemeyeceğimi belirtince bu hanımkız yaygara kopardı ve beni kendini kullanmakla suçladı. kanıt da tabii ki o öpücük.
iki benzer olay, ikisinde de sevgilivari hareketler var ama birinde türk kızı arkadaşlar arasında böyle şeyler olabileceğini savunurken diğerinde benzer bir hareketi sanki iki çocukla onu bırakıp gitmişim gibi lanse etmekten çekinmiyor. şimdi soruyorum, where is tutarlılık? işinize geldiği gibi olayları yorumlamak karşıdakini salak yerine koymak değil mi?
dipnot: sakın bana "ikisi farklı kişiler, biri daha rahat diğer daha muhafazakar ortamda büyümüş olabilir, ondan böyle farklı tepki verdiler" diye gelmeyin; zira ikisi de yaşadıkları hayat bakımından böyle ilişkileri daha önce olmuş insanlardı.
Toplu taşımada mutemadiyen surat asmak ve hep "ben bu fakirlerle nasıl aynı ortamda gidebilirim ya?" Dercesine bir ifade takınmak. Haspam sanki herkes o otobüse binse de yavsasak diyor.
kız teriminin yokolduğu, mantık denen şeyin komaya girdiği, yaratılışın yalan olduğu bir şeydir.evet bir şeydir diyorum çünkü terimlere hakaret olacak türk kızını tanımlamak.slav ırklarına ve hatta afrika kırsalına bakarsanız kız terimi tatlılığını sadeliğini, kültürünü korur ama ülkeme ne oldu ne yaptılar hala anlayamıyorum.kısacası (bkz: sabancı vah vah vah)