Evet bazı yazarlarımız yazmışlar lakin tekerrürde fayda var, tabi ki de zekası.
Hatta bazen dış görünüşe bakmaksızın sadece zekaya aşık olabilen hanımlar vardır.
Ayrıca; Hepimiz sağ elimiz dolayısıyla sağ kolumuzla ilişki yaşıyoruz ama evlenmiyoruz, kolumuza helalimiz olarak bakmıyoruz, ona kaşar muamelesi yapıp kullanıp atıyoruz, helal olsun iboya. Büyük bir erdem.
Elbette zeka, ikna becerisi falan filan iş gorur. Fakat onumuzde en az 100 yil kullanisli gorunen, ordinaryus derecesinde ornek teskil edecek ali agaoglu abimiz mevcutken neden burda birbirimizi yiyelim ki?
Burada yazılan zeka dış görünüş gibi şeyler asla bir kadını aşık ettirebilecek parametreler değildir. Belki kendi görünüşünü beğenmediğin için kızların sana aşık olmadığını düşünüyorsun ya da paran olmadığı için aşık değiller. Bunlardan dolayı bir kıza yaklaşamadığın için aşık değiller. Halbuki bir kere yaklaşabilsen durum böyle değil göreceksin.
Bir insanın çevresinde çok güzel kızlar yakışıklı erkekler zenginler zeka küpleri vardır. Hepsine aşık mıdır peki?
Hiç hayatınızda bir kıza güzel şeyler hissettirdiniz mi? Ya da onun için özel biri olmak adına çabaladınız mı? Beraber hayaller kurdunuz mu? Onu hayatınızda atlamanız gereken bir level olarak görmeyi değil de hayata karşı onunla omuz omuza verip savaşmayı denediniz mi? işte insan inanın böyle aşık oluyor. Hayatın sıradanlığına karşı özel hissetiren birine, kalbine dokunabilen birine aşık oluyor. Gözü hiçbir şey görmüyor çünkü aşk mantıklı bütün değişkenleri sıfırla çarpar. Zaten bunların olmadığı ilişkilerde aşk olması mümkün değil. Birbirine aşkım diyen bütün çiftlerin gerçekten aşık olduğuna mı inanıyorsunuz?
Siz istiyorsunuz ki kız ben isteyince gelsin sevişsin, gitmesini isteyince gitsin, güzel yemek yapsın, anneme iyi bir gelin adayı olsun, daha önce hiç sevişmemiş olsun vs. Resmen robot arıyorsunuz. Ee böyle olunca da kızlar diyor ki madem hiçbirine aşık değilim o zaman neden paralısını tercih etmeyeyim ki, ya da tipsiziyle yakışıklısı aynı bokun lacivertiyse neden tipsizi seçeyim diyor.
Teomanın dediği gibi sevmeye yeteneksiziz. Ama sevilmeye gelince savaş kazanmış galip devlet kadar şart koyuyoruz.
Para yazanlar var; sonradan görme bi parasallık varsa çekilmez.
Zeka yazanlar var; her konuda konuşan, sürekli karşındakinin ilgi alanı haricinde konulardan, bilimden bahseden!! Çekilmez.
Çalışkanlık yazanlar var; insanın tembelliğede ihtiyacı vardır. Çalışmaktan başka birşey düşünmeyen insan!! Çekilmez. (iş yerinde, okulda böyle tipler yok mu var elbette. siz sadece uzaktan gördüğünüz için çekici gelebilir. Ama bununla zaman geçiricen be sen)
Yani; yerine göre zeka, yerine göre para (param var diye bim'i küçümsemicek) yerine göre çalışkanlık. işin sonu herşeyde dengeye çıkıyor. Hani bi söz varya; espiri anlıktır diye. Heh iş onun gibi. Espiriyi uzatınca boku çıkıyor ya. Bu özellikleride uzatınca işte o yukarda dediğim oluyor.
Kadınların tipe baktığını zanneden dangalakların aradığı kriterlerdir. Kadınların zaten tipe falan baktığı yok. Eğer Brad Pitt falan değilseniz üç aşağı beş yukarı hepimiz aynı tipteyiz. Yani bir hatun bir kafede otururken 3/10 luk bir adam gidip tanışalım mı derse kabuk etmeyen kız 5/10 luk adamı da kabul etmez. Ya da ederse her ikisini de kabul eder.
Bu konuda atalarımız ne demişler; güzellik on'dur, dokuzu don'dur. Donu da parayla aldığın için asıl mesele paraya sahip olmaktır. Zaten parası olan çirkin olmaması da bu duruma örnektir.
O yüzden entrymi bir veciz ile kapatmak istiyorum;