Alışageldiğimiz casus filmlerinden değil, bu film diğer tüm casusluk temalı kitapların atası sayılan john le carre'ın 1974 yılında yayınlanan casusluk romanından uyarlanmıştır. Gary oldman'ın fevkalade oyunculuğu insanı mest ediyor resmen, hele koltuktaki sahnesi yok mu! Tek başına En az 2 oscar gücündeydi, tabi akademinin götlüğü yüzünden sadece adaylıkla yetindi. Ayrıca son sahnesi mükemmeldi*
çekim açıları, kadrosu, oyunculuğu, mekanları, müzikleri vs her bişeyi on numara olmuştur. Anlamak için bir kez izlemek yetiyor, sadece biraz sabır ve dikkat gerekli.
"ben, süper casusların hastasıyım. minareden atlayacak, kibrit kutusuyla gemi patlatacak, 43 adamın arasından sağ çıkacak, bir de tom kuruz, bired pit olacak" diyen arkadaşlar bu filmden sıkılabilir.
kitaptan uyarlanmış. harika bir film, ihmal etmeyin.
en az 2 defa izlenmesi gereken çok le carre uyarlaması.
gary oldman yaşlı kurt rolüyle girmiştir bu sefer gönlümüze. ayrıca ne gereksiz aksiyon sahneleri ne de aman canım bu da olur mu denilebilecek bir sahne vardır.
şimdiye kadar izlediğim en iyi casus filmi. istanbul sahnelerinde dönem görüntüsü çok güzel yakalanmış. izlerken mutlu olmamak elde değil zira çağan ırmak dışında dönem filmlerimizde duyguyu yakalayabilen nadirdir.
filmi başından sonuna dikkatle izlemek gerekiyor çünkü her şey birbiriyle ilgili ve konunun çözülmeye başladığı bir yer var orayı kaçırınca bi cacık anlamazsınız filmden.
dikkatli bir izleyiciyseniz 1 defada anlarsınız filmi. hollywood tarzı filmlere meraklıysanız biraz monoton gelebilir.
telefon sahnesinde keşke türkçe dublaj yapsaymışlar diye düşündürüyor. neticede adam ajan ve istanbul'da o aksanla kendisinin ajan olduğunu anlamayacak kimse olamaz herhalde.
tekrar düşününce istanbul sahneleri hakikaten çok güzeldi. her detay incelikle düşünülmüş ve gerçekten 70li yılların havası verilmişti. izlerken sanki eski bir film izliyormuşum gibi hissettim.
soğuk savaş dönemini anlatan ingiliz casusluk filmi. kadrosunda ki müthiş oyunculara rağmen klasik amerikan tarzı bol aksiyonlu casusluk filmlerinden hoşlanıyorsanız bu film size göre değil. filmi izlemek isteyenlere şöyle bir tavsiyem var; beklentinizi düşük algılarını yüksek tutun zira kolay anlaşılır bir film değil. ilk izlediğimde birkaç beyin hücremi kaybettim kim öldü? ne oldu? casus kim? ben kimim? gibi sorularla baş başa kaldım. itiraf etmek gerekirse film sonrası izleyenlerin yorumları okuyunca 'oh be anlamayan tek salak sadece ben değilmişim' diye rahatladığım olmuştur. bu rağmen yine de filmi kapatamadım nedense durağan ve karışık yapısına rağmen seni içine alan merak uyandıran bir filmdi. tam olarak anlamak için ikinci hatta üçüncü kez izlenmesi gerekir. yani en azından ben öyle yapmayı düşünüyorum gurur meselesi yaptım. gerekirse kitabını alıp okuyacağım o denli.
son olarak filmin istanbul sahnelerine bayıldım çok güzel olmuş.
john hurt, gary oldman, tom hardy, mark strong, colin firth, benedict cumberbatch gibi müthiş bir ingiliz oyuncu kadrosuna sahip en beğendiğim ajan filmlerinden. bir kere james bond gibi sahtelik, abartı kokmuyor film. soğuk savaş zamanında geçen ingiliz istihbaratındaki köstebeği bulmaya çalışan bir ajanın çevresinde şekillenen fim. bir kısmı istanbul'da geçiyor filmin.
control: a man should know when to leave the party.
george smiley: He's a fanatic. And the fanatic is always concealing a secret doubt.
george smiley: We're not so different, you and I. We've both spent our lives looking for the weakness in one another's systems. Don't you think it's time to recognize there is as little worth on your side as there is on mine?
Oliver Lacon: There's a mole, right at the top of the Circus. And he's been there for years.
yaklaşık olarak %60'ını anlamadığım, durağan, vurdusuz kırdısız bir film. fakat ilgimi çekmedi değil. sanırım birçok kişinin yaptığı gibi 2 hatta belki de 3. kez izleyeceğim. kitabını okumayanlar için daha zormuş bu film.
gary oldman da olmasa napardım bilmem.
ek: istanbul sahnelerinde ise insan mutlu oluyor. filmi izleme şevkim tam kaçmıştı ki, imdadıma türk'ler yetişti.
kitabını yada vakt-i zamanında yayınlanan dizisini görmediyseniz (benim gibi) takip etmesi oldukça zor bir film olmuş. iki saatlik süresinin, kitabın pek çok şeyini atmak zorunda kaldığını rahat rahat anlayabiliyorsunuz yani. yine de daha önce herhangi bir john le carre uyarlaması izlediyseniz ya da kitabı okuduysanız ortaya çıkacak filmin aşağı yukarı böyle bir şey olmasını bekleyebilirsiniz.
oyunculuklar, mekanlar, görüntüler çok iyi. hele ki 70 lerin istanbulunu yabancı bir filmde görmek ayrı bir heyecan verici.
hiçbirşey anlamadığım bir filmdi. çok fazla isim, kodisim geçiyor. konunun ağır ilerleyişi ve hiçbir aksiyon olmaması biraz yorucu. bir ghost writer gibi giriş-gelişme-sonuç bariz değildi. the ides of march kadar bende bir iz bırakmadı maalesef.
oyunculuklar ve dönem ortamlarını yansıtma (istanbul için bile) yönleriyle döktürmüş film. özellikle gary oldman abi donuk ifadeleri müthiş başarılı kullanıyor. hikaye de merak uyandırıcı ve entrikalı, lakin anlaşıldığı kadarıyla o derece çetrefil bir romandan sinemaya uyarlaması biraz zor olmuş. özellikle sonları detaylara çok dikkat ederek takip etmekte yarar var.
ali arıkan tarafından dipnot.tv'de gayet güzel yorumlanmış son zamanlarda izlediğim en iyi ajan, casus filmidir hatta en iyisidir. filmin bir kısmının istanbul'da geçmeside türk izleyiciler için ilgi çekicidir.
gary oldman oscar'da bir şeyler süpürmeli bu filmle diye düşünüyorum.
istanbul sahneleri fena olmayan filmdir. ajanlı majanlıdır. konusu basit olmasına rağmen nasıl karmaşık bir dille ele alırızın peşine düşmüş gavatlar. iyi görüntüde izledim de sıkılmadım.
(bkz: the taylor of panama)*
(bkz: the spy who came in from the cold)*
şahsen kitabı okunan filmlerin çok fazla hayal edildiği gibi olmamasından ötürü çok iyi yorumların yapılmayacağı filmdir. hele john le carre gibi farklı bir kurgu yükleyen adamın yazdıklarıysa bu beklentinizin çok çok altında kalacağını gösterir.
o sebeple böyle kitaplar filme dönüştürülmemelidir, sadece okunmalı ve insanın şahsi muhayyilesinde bir yer edinmelidirler. bu bakirliği bozduğunuz anda işin ucu kaçmış demektir. şahsi fikrimdir tabi.
en iyi yardımcı erkek oyuncu ve özellikle en iyi müzik kategorilerinde 84. akademi oscar'larında aday olan yapım. adaylıklarını sonuna kadar hakeden bir yapım.
filme gelince; evet bu bir casusluk filmi. ancak filme bir hollywood filmi gözüyle bakanlar, filmle ilgili ciddi hayalkırıklığı yaşayacaklardır. zira bu bir aksiyon filmi değil, bir casusluk filmidir. yani, sessizliklerin, durağanlıkların ve dialogların anlam kazandırdığı bir hikayedir. diğer türlü bir beklenti içerisinde olanlar mission impossible ghost protocol için koltuklarına yerleşebilirler.
1979 tarihli dizisinin altında ezim ezim eziler yapım. ciaran hinds ve bir alec guiness olmasa da gary oldman iyiydi, tom hardy yetecek kadar oynamış, mark strong da rolünün hakkını vermiş ama geri kalanı oldukça gereksizdi. john hurt bile eski control ün yanına yaklaşamamış, dizideki ruhu yakalayamamış.
toby, percy ve peter hiç olmamış, bill hayden aynı şekilde. colin firth kral olmaya devam etsin bence.
film çok kopuk kopuk oldugu için sıkıyor. ileri alırsanız da mevzu dağalıyor. en iyisi mi izlemeyin. aslında güzel film ama allah sabır verecek önce...