tinercilere* tinerci olmamalari icin minimum imkanlari saglayamayan devlet erkani da katilsin yalniz bu deneylere. ozellikle basur ve kabizlik tedavileri bu devlet böyüklerimizin uzerinde denensin.
sonuna kadar katıldığım önerme. aklını kullanan adam hayat nasıl olursa olsun, zorlukların üstünden gelir. gelemeyip başkalarına zarar veriyorlarsa ya ıslah ya imha edilmelidir.
bence her şeyden önce bazı sözlük yazarlarına parası neyse verelim psikolojik destek aldıralım.
arkadaşım adam tinerci olduysa illaki bir sebebi var. benim bildiğim kimse isteyerek tinerci olmuyor. adamlara yardım edeceğinize, veya o hale gelmelerine neden olan sebepleri kaldıralım diyeceğinize olan tinerci olsun onları da tıbbi deneylerde kullanalım diyerek saçmalamayın.
bu hakkaten faşizmi de geçen acayip sapkın bir düşünce.
kaldı ki o çocuk 5 tane tinerciye kapıyı neden açmış, hadi açmış neden kavga etmiş onu çözemedim.
öncelikle o insanların neden tinerci olduğunun sorgulanması ve toplumsal bir çözüm bulunması gerekmektedir. faşizan yöntemler hiçbir zaman çözüm getirmez, sorunları derinleştirir.
tinercilerin yaptıklarını kendilerince haklı görüp, önce neden tinerci oldukların sorgulanması, kendilerine imkan verilmesinden bahseden yazarların en kısa zamanda gaspa uğrayıp buna ek olarak giden trenden atılmalarını, akabinde 3. sayfa haberi olmalarını temenni ettiğim son derece haklı önermedir. **
O insanları rehabilite ederek topluma kazandıralım denileceği yerde, nasıl yazıldığı anlaşılmayan bir önerme.
isterseniz sabun ve düğme yapalım onlardan, veya uçakla akdenize götürüp 10 bin metreden aşağı atalım.
veya en iyisi çarmıha gerelim, millete ibret olsun.
tinercileri tinerci olmaya iten mekanizmalari elestirmeyi, "tinercilerin yaptiklarini hakli gormek" olarak anlayan bunyelerin desteklemekte oldugu bir sikimsonik kampanyadir.
bazi insanlar tum kotu sartlara ragmen suc islemezler demek, biraz utopik gorunse de yanlisligi kanitlanamayacak bir sey. o yuzden bir sey demiyorum. ama insanligin icinde "tum kotu sartlara ragmen suc islemeyecek" ornek bireyler bulunabilse de, ne yazik ki gerekli sartlar, (ki bunlar minimum yasam sartlaridir) saglanmadiginda suc egilimine girecek insanlar cogunluktadir. hatta burada bu insanlarin suc egilimlerinden once madde kullanma egilimleri daha on plandadir. madde kullanimina yatkinlik bazi mizac** ozellikleriyle iliskilidir. ve bu yatkinligin gercekten davranisa dokulmesi de baska degiskenlere baglidir. en basiti depresyon bu degiskenlerden biridir, insanlarin bir cogu depresyona girdiginde madde kullanimina yatkin hale gelir. simdi bu adamlarin hayat kulturleri depresyon, yani oyle klavye basindan konusanlar* gibi "vah 3 gun oldu sevgilim aramadi" diye depresyona girmiyo bu insanciklar. kaldirimlarda uyuyorlar, sidikli kopru altlarinda ates yakip isiniyorlar. icinde bulunduklari gerceklikten kacmanin en ucuz yolu tiner. ve kaciyorlar gerceklikten. sen, ben, sokaktaki hepimiz, bu adamlar tiner kullanmasa da "sokak cocugu" olarak bakiyoruz, yanlarina yaklasmiyoruz; sozlukte de ornekleri bulunan bir kismimiz daha da kotusunu yapiyor, toplum icin birer parazit olarak goruyor bu insanlari. e o adam icin ha yesilayci "sokak cocugu" olmus, ha "tinerci" olmus bir sey degismiyor, sen ona hep ayni sekilde bakiyorsun zaten. hem tinerci oldugu zaman senin ona nasil baktigini da onemsemez, hatta onun farkina bile varamaz hale geliyor. tiner kullanimi gayet mantikli onun acisindan.
iste onun o kacis yolu olarak gordugu tinerin ve benzeri maddelerin etkisi altinda yaptiklari da geliyor bu gazetelere haber oluyor. "senin basina gelirse gorursun" "senin anani bacini oldurseler" gibi seyleri soyleyenler sunu anlamiyorlar. arkadasim tabii ki igrenc bu insanlarin yaptiklari seyler, evet insanliga sigmaz seyler yapiyorlar goruyoruz okuyoruz, ustelik bunlarin ne kadar kotu seyler oldugunu anlamamiz icin senin zannettigin gibi basimiza gelmesine de gerek yok, insaniz, empati yapabiliyoruz. ama sizin de sunu anlamaniz lazim bu ulkede kurt sorunu "diyarbakir'a bi bomba atacaksin bitecek", turban sorunu "acsinlar arkadasim kafalarini", issizlik sorunu "senin de oglun issiz kaliversin canim", sokak cocuklari sorunu "tibbi deneylere sokulsun kobay yapilsinlar" denince bitmiyor.
istenmeyen bir olayin sebeplerinin cozulmesi gerektigini soylemek, o olayin hakli ya da istenilir oldugunu soylemek demek degildir. bu kadar zor olmasa gerek bunu anlamak.
tinercileri tıbbi deneylerde kullanalım, kürtler'den sabun yapalım, ermenileri kostiğe batıralım, askerleri hapse tıkalım, türkleri orta asya'ya sürelim, almanlar'ı 1. dünya savaşı'nda yenildikleri için fırınlara atalım, amerikalılar'ın şehirlerine atom bombaları dolduralım, iran'daki insanları yobaz, türkiye'deki insanlar laik, avrupa'daki insanları hristiyan, israil'deki insanları yahudi oldukları için kireç kuyularına dolduralım, fenerbahçeliler'i ortaköy'den denize dökelim, galatasaraylılar'ı kurşunlayalım, çinliler'in kalitesiz mallarını eritip boğazlarından huniyle akıtalım, yapalım bunları ve daha yüzlercesini.
yeter be! insanız biz!
her soruna, her çözüme, asmayalım da besleyelim mi mantığıyla yaklaşan insanlardan bıktım artık.
diyalog diyalog diye diye birbirlerini dinlemeden konuşan insanların arasında olmaktan usandım.
lütfen kitap okuyun, önyargısız şekilde doğruyla yanlışı ayırma basiretine kavuşmaya çalışın. bunu yaparken ırkları, dinleri, kültürleri baz almayın; önyargısızlığı, aklı, bilimi düstur edinin.
toplumun attığı safralar olarak hayatlarını tinerci olarak sürdüren insanların eylemlerini düşünürken, kısa bir süre önce gösterilen 2012 filminde milyarları verip milyarlarca insanın ölümünü seyrederek kendi popolarını kurtarmaya çalışan zenginleri düşünün, savaşları silah satmak üzere çıkarıp milyonların ölümünü hazırlayanları düşünün, halkın oylarıyla seçilip katliamlar yapan liderleri düşünün, en önemlisi de, sıcak yemeği, barınağı olan insanların, hangi insanların yaşamları pahasına bunlara sahip olduklarını düşünün! evet, ben, sen, bizlerden bahsediyorum.
kim tinerci, fahişe, alkolik, şizofren, katil olmayı ister? her eylemde sebep sonuç ilişkisi mutlaka vardır. tıpkı hangi sağlıklı zihniyetin ne menem bir sebebe dayanarak bu başlığı açtığını sorgulamak gereğinin varlığı gibi...
onun yerinde sende olabilirdinli klasik kelimelerle başlıyorum cümleme. ailemizi biz seçmedi. doğduk açtık gözümüzü bir de baktık sevecen gözler etrafımızda. mühendis, doktor, işçi, pazarcı, öğretmen, amele, esnaf... ebevynlere doğmak hiç birimizin insiyatifinde değildi. biliyorum şu an ahkam kesen bizlerin bile ailesinde problemleri var. bizimkilerde mükemmel değil. bende paris hilton gibi itlerime sarayımın bir küçüğünü yaptırayım ama benim itim bile yok.
bilebiliyormuyuz bu abiler sokağa düşmeden önce ne çekti. bana ne kardeşin kendi cahilliği diyorsan sende ekmek elden su gölden yaşarken sigara içmiyormusun. aynı şey mi deme evet aynı şey. o da bağımlılık yapıyor bu da. ben kimseye zarar vermiyorum diyorsan şöyle düşün. baban senin cebine harçlığı koyabilmek için kaç ağız kokusu çekiyor biliyormusun. kaç yolcuyla otobüste takışıyor, kaç şerefsize peki diyor ha? sen ayın 7sinde krediyi çekip babanın yolladığı harçlıklarla kral gibi yaşarken tinerciden hiç bir farkın yok. hadi o zaman sende de deneyelim ilaçları. artık kozmetik ürünleri tavşanlara bile denetmiyorlar. insan lan onlar. senin gibi. onlardan doğduğunda götüne şaplak yedi. onlarında ağzı süt koktu be. onlarda pes oynamak arkadaşının eline vermek ister. defol lan şimdi pazar pazar kafa açtırmayın bana.
2. dünya savaşı'ndan sonra japonya buna benzer bir çalışma yapmış ve 10.000 mahkumu deney hayvanı olmaya mahkum etmiştir. hatta hamile kadınlar canlı canlı kesilip * incelenmiş, buhar odalarına konulan mahkumların gözlerinin kaç dakikada pörtleyeceği hesaplanmış ve deney hayvanı ile elde edilen sonuçlardan çko daha objektif ve verimli sonuçlar elde etmiştir. 10.000 kişi ile yetinmeyen japonya 260.000 çinliyi de biyolojik silah kullanarak öldürmüş. hatta ölen çinlileri yakmışlar ki; çinliler dna testi istemesinler diye *
aslında söylendiğinde masum bi önerme gibi dursa da onlar da insandır efendim. keşke kazandırılabilseler.
edit: 1. dünya savaşından sonra başlayıp 2. dünya savaşından sonra sona ermiştir.
siktirin gidin bir hafta sokakta kalın aklınız başınıza gelsin önermesi. bu ülkede pisi pisine stadlarda insan ölür kimse hiç bir gerizekalı çıkıp demez ki diyemez ki stadların kapatılsın maç falan yapılmasın. bu ülkede trafikte terörden daha çok insan öldürülür bu gerizakalılar gene demez ki [gerizekalılığın da bir sınırı vardır çünkü adamı akıl hastanesine kapatırlar götüne götüne elektrik verirle ] araçlar trafiğe çıkmasın arkadaş. ama tinerciler adam öldürür hemen tinercileri itlaf edelim kampanyası başlatırlar. eh gerizekalılık grip gibi bulaşıcı ki destekçisi çok oluyor demek ki.
ne diyorduk tıbbi deneylerde kullanılsın. evet cinsel gücü artıran ilaçlar verilsin bu teklifi ortaya atan arkadaşlara çöksün tinerciler. belki hoşlarına gider.
Tinerciler sistemin(yönetim) dayattığı ve insanların robot olarak yaşaması için sokaklarda çürüttüğü gençlerdir. aile kavramı ortadan kaldırılınca buna benzer olaylar(sosyotrajik) ortaya çıkacaktır. Çocuklar tiner veya eroin kullanarak hapse giren tinercilerin yerini dolduracaktır ve ve böyle sistemler istikrarsız olmaya mahkumdur.
soğuk bir kış gününde tinercilerle beraber sokakta yatan sağlıklı düşünebilen bir bireyin katılmayacağı kampanya. o çocukları sokakta yaşamaya mecbur eden şartlara, o şartları oluşturan zihniyete sözümüz yok, varsa yoksa cinayeti işleyen ve cinayette gidenler üzerinden amaçsız bir çekişme.
aslında sözlüklere murat bardakçı bakışıyla bu kampanya bizi de alıyor. tiner çekmiyoruz ama potansiyel bir tehlikeyiz. öyle diyor. yenilmişiz hayata, iflas etmişiz. her türlü melanet beklenirmiş bizden.
devletin sahip çıkmaması, sosyal sorumluluk, çocuk esirgeme kurumundaki sorunlar gibi sosyal eksiklikler üzerinden madde bağımlısı çocukları savunan kişiler, aslında haybeye ortada yer kaplamaktan başka bir işe yaramazlar. çünkü kendi çevresinde veya ailesine karşı bir tehdit yada tehlike geçirmemiş üstüne bu tip bir sorun üzerine hiçbir çalışmaya katılım sağlamamış, maddi manevi destek vermemiştir.
bu demek değildir ki, bu çocuklara bu tip bir nefreti haklı kılsın. ancak bir gerçek var ki, o çocuklar sokak şartlarında sizin değil geçmek, uzaktan bakmaya korktuğunuz o bilinmezde yaşamak zorundalar. kendilerini dışlanmış hissediyor, istenmediklerini düşünüyorlar. bunlar onları daha agresif ve daha da kızgın yaparken aldıkları uçucu maddeler suçu ya da nefretini dizginleyebilecek her duyguyu da bastırıyor.
bir tiner veya bali paketine kötü niyetli olan insanların neler yaptırabileceğini düşünün. annnenizin babanızın kız arkadaşınızın canına kastedildiğini düşünün.yıllar önce genç bir öğretmen ve annesine tecavüz edip öldüren o grubun arasına bir bayan olarak kendinizi koyun ve tecavüzün yanında işkenceyede maruz kalın. daha sonra oturup o yazdıklarınızı tekrar yazın.
bunlar yaşanmaya devam edecek, insanlar korkarak daha da o çocuklardan uzaklaşacak. bu tip olaylardan sonra çözüme yönelik adımlara da katılmamaya başlayacaklar. çözüm ise daha kendi arkasını toparlayamayan bir iktidar ve 30 çocuk yapıp kahvede okey oynayan zihniyet ile imkansız görünüyor. siz ne kadar uzak dursanız bile o an bir ihtiyaçları var ise sizden almak için tereddüt etmeyeceklerdir. bunu yaparlarken etrafınızdaki hiç kimse de size yardımcı olmayacak yada olamayacaktır.