gezicilerin atası olan timur'un yapmış olduğu hadisedir malum bu geziciler bayezid hanı ataları olarak kabul etmezler.eee bunların ataları ne ki kendileri ne olsun malum kendileri de camiye ayakkabılarıyla girmişti.
kadir mısırogluna ait bi iddadır. en son karl marx'ın kapitalinide cinler yazdı onu demişti. bu denli akıl sağlığı yerinde olan bir tip. osmanlıcı gibi davranmasının sebebi akp'ye yaranmak istemistir.
orta asya sovyet dönemine kadar dünyanın en geri yerlerinden biriydise bunun nedeni timur'un, rehberleri müslüman şeyhleri olan torunları yüzündendir. timur'un soyundan bi uluğ bey, bi babür bi de hüseyin baykara dışında hepsi osmanoğullarından daha dindardır ve türkistan'da akıl, medeniyet, bilim vs adına ne varsa sikip atmışlardır. koskoca osmanlı medeniyetini kendi primatif görüşlerinin kaynağı sanan gerzek islamcılar , timur tayfasının osmanlıdan çok daha dindar olduğunu da bilmez tabi. ama örneğin ünlü gökbilimci ali kuşçu, sike sürülecek aklı bulunmayan adamların yönettiği timurlu ülkesinde kafirlikle suçlanmış, soluğu fatih'in yanında almış o'nun en sevdiği bilim insanlarından olmuştur.
özet: tosunların kafirlikle suçladığı timurlular, osmanlıdan çok daha din esanslıdır. tam da bu yüzden osmanlı medeniyetinin yanında sönük kalırlar.
"kaynak; götüm" denilse daha inandırıcı olacak iddiadır.
kaynak: kadir mısıroğlu.
kimdir bu adam; türk tarihini kasıtlı olarak çarpıtmaya çalışan, ismi lazım değil bir emperyalist ülkenin istihbarat teşkilatı ile bağlantıları olan,deli raporu bulunan bir süper salak.
timur, hoca ahmet yesevi gibi bir üstada gönül bağıyla bağlanmış, yaptığı pek çok işi ona danışarak yapmıştır. tamam tıpkı yavuz'la şah ismail arasındaki gibi yıldırım'la savaşmıştır. her iki olay da türk tarihi'ndeki acı olaylardır, bir daha yaşanmaması hepimizin istediğir. ancak tutup da bir delinin söylediklerine bakarak, hiç bir kaynak olmayan bir konuda timur kağan'a iftira atmak adilikten başka bir şey değildir.
rte'nin, camiye botlarıyla dalan, kuran yakan abd askerlerinin başarısı için dua etmesini görmezden gelen iki yüzlü sahtekarların, 600 yıl önce vuku bulan, aslında yaşanıp yaşanmadığı da net olarak bilinmeyen olaylara karşı pek bir hassas geçinmesidir.