"the melancholy death of oyster boy" isimli bir şiir kitabı olduğunu yeni öğrendiğim muhteşem ötesi yönetmen.
kitaptaki şiirlerden bazıları ;
woodoo kız
beyaz bezdendir teni
yamalar her yerinde
ve rengarenk iğneler
saplanmış kalbine
sahip olduğu güzel
hipno-disk gözlerle
erkekleri hemen
alıyor etkisine
çeşit çeşit zombiler
hep etkisi altında
içlerinden birinin
memleketi fransa
ama voodoo kız lanetli
hem de sonsuza kadar
biri ona yaklaştığında
iğneler daha da derine batar
...
leke çocuk
çeşit çeşit, malum
süper kahramanlar
en tuhaf kahramanın
ne gücü ne arabası var.
süpermen, batman hayranları
onu hiç takmadı
ama bence çok özel;
leke çocuk adı.
uçamaz gökdelen etrafında,
geçemez hızlı trenleri.
doğrusu tek yeteneği
lekelemek her yeri.
bazen tedirgin eder onu
koşup yüzememesi, uçamaması.
ama hep astronomiktir
kuru temizleme faturası
çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı
çöp çocuk bayılıyordu
kibrit kız'a
hele çok ateşli duran
sevimli hatlarına
ama ne kadar sürebilirdi
bir çöplr kibritin aşkı
çöp çocuktan geriye
sadece külleri kaldı
kendisine ait olduğu iddia edilen -okuyunca ben de onun olabileceğine inandım- çok güzel bir şiir;
adam ilan-ı aşk için kum tepesini
düğün için deniz kıyısını seçti.
ve dokuz günlük balayı
capri adasında geçti.
ilk akşam yemeği: balık yahnisi
doğrusu çarpıcı bir yemek.
adam yumuladursun
kadından bir dilek.
dileği yerine geldi: bir bebek
ama bir sorun doğdu o an:
bir insan mıydı bu doğan?
gerçi beşer parmak vardı
ellerde ayaklarda
işitip hissediyordu da
öyleyse
mesele neydi ki?
ah bu çocuk
öyle tuhaf bir şeydi ki!
o aşk hikayesinin sonu buydu
bu doğum o mutluluğun sonuydu
çıkıştı doktora kadın:
''benim olamaz bu. çok farklı huyu suyu.
kokusuna bakın:
okyanus, yosun ve deniz suyu!''
doktor içerledi
''hanımefendi,
kabahat benim mi oğlunuz yarı-istiridyeyse
siz yine şanslısınız dün bu ilde
gagalı bir kız doğdu. üç kulaklı. her neyse. siz
en iyisi şirin bir eve taşının: sahilde
uygun isim arandı epey. sonunda
sam oldu adı. tabii aslında
''midyeye benzeyen o şey''
sonra herkeste bir merak bir merak
istiridye çocuk ne zaman kabuğundan çıkacak?
bir gün thompson dördüzleri onu görünce
"çift kabukluuuu" diye alay edip kaçtı çabucak
bir bahar günü sokakta unuttular
sam yağmur altında kaldı.
biriken suyun mazgaldan gidişine
baktı-daldı.
annesi arabayı otobanda durdurmuş
ön panele vurup duruyordu
keder,
hüsran,
ızdırap.
tahammül etmek zordu.
bir gece "hayatım" dedi kocasına
"sakın alay ettiğimi sanma
bana tuhaf gelen bir şey var
kızmaca yok ama. anlaşılan
yataktaki sorunlarından ötürü
oğlumuzu suçluyorsun her an"
adam perişan.
macunlar merhemler denedi
umutlanıp zaman zaman
iksirler losyonlar
ve kaşındıkça kaşındı kan-revan.
doktor dedi ki adama
''kesin bir şey denemez ama, belki
derdinizin devası derdinizin sebebi.
istiridye seks gücünü arttırır derler. kim bilir,
oğlunuzu yerseniz
saatlerce sevişmek size vız gelebilir.''
gece adam usulca
süzüldü oğlunun odasına
gözünde kan,
alnında ter,
dilinde yalan.
''mutlu musun evlat? doğrusu
cennet dururken
çekilmez böyle hayat
düşün bi kere bezip de bu hayattan
ölmek istemez mi insan?''
gözlerini kırpıştırdı sam
ama cevap vermedi.
babası iyice kavrayıp bıçağı
gevşetti kıravatı.
tam tutmuş kaldırırken
oğlu ceketine damladı
adam kabukları ağzına dayadı
ve gidiverdi sam boğazından aşağı
sam'dan arta kalanları
hemen götürüp gömdüler
deniz kıyısına, kumsala.
bir damla gözyaşı, bir dua.
ve pürtelaş döndüler yuvalarına.
istiridye çocuğun mezarı:haç
sahile vurmuş olan
bir tahta parçasından
ve kuma yazılmış bir söz:
''kurtarır hazret-i isa''
ama silindi haritası
denizin ilk kabarmasıyla.
ah. hiç bitmeyecek hayranlığım. karakterleri ile kurguları ile yeri ayrıdır.
25 ağustos 1958 doğumludur tim burton. yönetmen, yapımcı, senaristtir. sıradışı ve tuhaf bir tarzı vardır. filmlerinde kullandığı stop-motion animasyon tekniği ile abartının en dik alası ondadır, gotik' tir, kraldır.
jonny deep favori oyuncusudur. filmlerinin çoğunda o vardır.
sweeny tood, big fish, corpse bride, sleepy hollow, the nightmare before christmas ve son olarak gösterime girmiş olan alice in wonderland seyredilmesi gereken filmleridir.
herkesin sevgilisi beetle juice vardır birde. favori değildir fakat tim burton yapmıştır. ne güzel de yapmıştır.
bu arada yönetmenliğini veya yapımcılığını üstlendiği tüm uzun metraj, kısa metraj filmlerini seyredene charlie and the chocolate factory (çarli' nin çikolata fabrikası)'de gezintiye çıkaracakmış.
yaptığı her filme çocuk filmi muamelesi yapan kitleden dolayı artık filmlerini sinemada izleyemediğim başarılı yönetmen.
''bir şey biliyorsan söyle adam sansınlar, bir şey bilmiyorsan sus da bir şey biliyor sansınlar.'' sözü çok uygundur rahatsız olduğum şu durum için ; adam izliyor filmi 'ne bu böyle renkler saçma karakterler...' filan diyor mesela. birader madem renkleri, uçuk karakterleri sevmiyorsun ne işin var tim burton filminde.
gotik filmler yapan ve filmlerinde müzikale önem veren bir yönetmendir. renkleri donuk filmlerinde johnny deep'i oynatmayı pek sever... biz de kendisini pek severiz...
şiddetin yakışmadığı adamdır. olayı karanlık bir masal anlatırmışçasına kurguladığı öykü sunumu daha güzeldir. bu yüzden sweeney todd gibi gereksiz (ve aşırı müzikal) bir film çekme hatasına düşmüştür. neyse ki alice ile bu farkı kapatacaktır.
Fimleri toplumun acizliğini, içinde bulunduğu çıkarcı durumları, yeni dünya düzeninin getirdiği durumu gözler önüne sermek için birebirdir. bu durumları Edvard Scissorhans, sweeney todd vb. adlı filmlerde net bir şekilde görebiliriz. filmlerindeki sahneler daha çok gotic mimari tarzındadır nitekim karanlığın hakim olduğu fimlerinde bunu en iyi şekilde uygulayan yönetmendir. hayal dünyası geniştir. kaliteli ve akılda kalıcı filmlerin yönetmenliğine imza atmış kişidir. ek bilgi olarak: johnny deep ve helena bonham carter'ın baş rollerinde oynadığı filmler tavsiyedir. zaten çoğunlukla bu isimlerle çalışır.
Fimleri toplumun acizliğini, içinde bulunduğu çıkarcı durumları, yeni dünya düzeninin getirdiği durumu gözler önüne sermek için birebirdir. bu durumları Edvard Scissorhans, sweeney todd vb. adlı filmlerde net bir şekilde görebiliriz. filmlerindeki sahneler daha çok gotic mimari tarzındadır nitekim karanlığın hakim olduğu fimlerinde bunu en iyi şekilde uygulayan yönetmendir. hayal dünyası geniştir. kaliteli ve akılda kalıcı filmlerin yönetmenliğine imza atmış kişidir. ek bilgi olarak: johnny deep ve helena bonham carter'ın baş rollerinde oynadığı filmler tavsiyedir. zaten çoğunlukla bu isimlerle çalışır.
film çekerken casting operatörüne ihtiyaç duymayan yönetmen.
yeni filminde de johhny depp ve helene bonham carter oynacakmış, biraz sıkılıyormuyuz artık ne ?
