harun tekin in "emperyalizm e karşıyız" deyip e eline amerikan malı fender stratocaster ı alıp çalması, sokakta bildiri dağıtan komunist kızımızın ayağında converse olması... (kız bunu sallamıyor çünkü dağıttığı bildirinin içeriğinden bihaber) gibisinden uzatılabilir. tikky lerin devrimci olması mantıksız falan da değildir efendim. ki devrim demek zaten "amerikan düşmanlığı" olarak adlandırılmaz. o anın şartlarına göre o isim koyulur. ülkemizde son 45-50 yıldır bir amerikan baskısı* hissedildiği için devrim emperyalizm e karşı durmak, amerian mallanı boykot etmek gibisinden uzatılabilecek eylemlere dayatılmıştır. ama insanların kafası bir çok şeyi "modellemeye", "sorunsallaştırmaya" "zihniyetleştirmeye" çok meraklı olduğu için o tanım o isim üzerine yapışır kalır.
önce devrimin tanımını yapabilmemiz gerekir. sonra bakarız kim devrimci kim devrimci değil.
bunlar ayaklarında converse'le adidasla bildiri dağıtan solcu tiplerin değişik versiyonudur.amerikaya karşı olan bir insanın amerikan malı kullanması gerçekten ilginç...
sadece türban takarak müslüman olduğunu söyleyen yada bayrağını seven herkes ülkücüdür diyen zihniyetin uyduracağı safsatadır, devrimci olmayı becerebilmiş kişiler adidas, nike vb. şeyler elinde varsa elbet tükedecektir-kullanacaktır, ekonomik olarak bunları almaya-kullanmaya gücü yeten kişiler devrimci olamaz diye bir kural yoktur ki, devrimci olmayı becerebilen kişi tiky diye adlandırılsa bile inandığı şey eğer sosyalist bir devrim ise herkesle beraber nike yada hede giyeceğini bilen kişidir.
genellikle 17-18 yaşının getirdiği özentiyle ortaya çıkar bu tipler. daha sonra gözleri açılır, özüne döner, adliyenin arkasında içilen çaylar madoya taşınır, halahopp.
bunlar, saçlarına jöleyi sürer, raiban gözlüklerini takar, yanına göbeği açık bol dekolteli, ağzında sakızı olan konuşmasından, çocuğa yavşamasından kaşar kıvamına geldiğini anladığımız sevgililerini de alırlar, bayrak taşırlar mitinglerde. sonra da sana bayrak tutturmaya çalıştıklarında sen kendindeki ve halktaki yozlaşmayı gördüğünde, utancından tutamazsın o bayrağı ve birden o beyfendi tarafından türk olmadığın yüzüne çarpılır.
ya harbi?
sen devrimleri koruyorsan, sen türk'sen, sen atatürkçü isen, ben neyim? atatürk devrimleri yapılırken, amaç olarak önemli olan şeylerden birisi de ekonomindi canım, senin türk sermayesine yardım etmen gerekiyordu. ben o mitinge katıldığımda utandım halimden, üstümde ne varsa, o karşı olduğunuzu söylediğiniz amerikan, fransız mallarıydı. bak iş o noktaya geldi, sen düşman bellediğinin malını kullanmak zorundasın çünkü bitmişsin. bir de bana türklük tavlıyorsun, neymiş milliyetçiymişsin, hadi ordan! yazın o marmaris'e amerika'nın uçak gemileri geldiğinde, o küfrettiğin amerikan bayrağını çekmiyor musun dükkanına? el açmıyor musun o adamlara? o ermeni soykırımı var diyen fransa'nın malını boykot etmeliyim deyip, renault formula 1 şapkası takmadın mı mitingte?
şekilci olmak istenirse budur şekilcilik, geldiğimiz nokta budur. sen o mitinge katılmayı haketmiyorsun, savunduklarınla yaptıkların bir değil. ya adam gibi bir şey yap, yabancı malları kullan, çünkü elinde o imkan var, ama bunu değiştirmek için çabala, ya da yok ben özeneceğim dersen, atatürk devrimlerini koruyorum deme.
