kadında şöyle 1960'lı yıllardan zaman makinesi ile günümüzde ışınlanmış gibi bir silüet ve kasvetli bir yüz kompozisyonu olduğu için inandığım bildiridir. ne yalan söyleyim.
kadın zaten hülya koçyiğit'in yeşilçam'a ilk merhaba dediği yıllardaki hali gibi bir tip var. genelkurmay sekreteri gibi de hafif maskülen ve militarist bir hava ve aynı zamand gülgün feyman gibi de bir diksiyon, mimik uyumu var.
bu kadın yeni gülgün feyman'dır. gülgün feyman da 28 şubat askeri müdahalesini haber verirken aynı tonajlamadaydı, bu da aynı. kadın geçmişten günümüze ışınlanmış bir çeşit hülya koçyiğit-gülgün feyman karışımı bir mutant gibiydi.
pazartesi işe gidemeyecek miyim? burdan istanbul'a nasıl gidicem? atm'den para çekebilecek miyim? marketler de kapalı olur mu yarın? ne yiyip ne icicez? bu arada sunucu da taş gibiymiş.
ilk söylediğim laf " sana okutacagina bu bildiriyi kim yazmissa götü yiyorsa çıksın kendisi okusun " oldu.
sokağa cikma yasağı lafını duyunca ilk hissiyatim bir an önce sokağa cikmakti. ailevi nedenden dolayı çıkamadım.
Doğruyu söylemek gerekirse.
"güzel kadınmış aslında.
dünyada güzel kadınlar, çiçekler ve mutluluk yaşayabilirken niye insanlar hep saçma saçma birbiriyle savaşıyor acaba?"
Sonra diyetimi bozup bir tabak çerez yiyip film izledim.