daha önce ticaretle hiç alakası olmayanlar için abesle iştigal.
buna rağmen hayatımı garanti altına aldığım an, gittiğinde ardından yanmayacağım bir meblağı ayar edeceğim. girişeceğim ticarete. güreşeceğim, uğraşacağım onunla. aklımda atık kağıt toplama işi var. el mi yaman, bey mi yaman? göreceğiz. eğer parasal açıdan alır, vurursam sözlüğü bile satın alırım. belli mi olur.
zordur.
şimdi insanların aklındaki ticaret birinden bir malı 3 liraya alıp diğerine 5 ya da tutturabildiğine satmak gibi gelebilir ama böyle değildir.
böyle düşünen biri hiç girmesin. zira devletin ticarete girmek isteyen birine uyguladığı vergi o kadar çok ki, bir aya kalmaz anarşist olursunuz. nerden vergi kaçırabilirim i düşünmeye başlarsınız.
daha işletmenizi açar açmaz vergi dairesinden siyah ceketli biri kapınıza gelir bir iki denetlemeden sonra resmi olarak vergilendirir. olurda eksiğiniz varsa cezanızı keser gider. sonra belediyeden birileri gelir. tabela için ruhsat için elektrik su için falan. o da sizi vergilendirir gider. sonra ticaret odası var. gerçi o kadar çok para vermiyorsunuz. yıllık bir aidatı var o kadar. sonra hizmet vereceğiniz sektörün odasıdır birliğidir o var. ona üye olup para bayılmak zorundasınız.
en önemlisi siz dahil her çalışanın sigortası olmalıdır. sonra her ay fatura kesmek zorundasınız. gelen gideni iyi ayarlamazsanız cort ! bu işler için bir muhasebeci tutmak zorundasınız. tabi babanızın hayrına yapmaz bu işi.
yani çok basitinden bir kuruyemişçi dahi açsanız sabah dükkanı açmanız nerden baksanız 150 liraya mal olur. o da en iyi ihtimal.
kaba taslak hesapladığınızda devlete ve işi yapmak için sağa sola verdiğiniz para sizin cironuzun yaklaşık %30-40 ı oluyor. cironun %30-40 demek sizin batıyor olmanız demektir. zaten yapılan bir araştırmaya göre vergi kaçırmayan küçük bir işletme en fazla 2 yıl sonra batar.
zaten ticaret yapmanın temel mantığı elindeki parayı döndürmektir. dönen paradan bir iki kağıt sana geçse senden iyisi yoktur.
ha birde diyelim battınız, ya da devredeceksiniz. o da kolay değil. kapatma vergisi dahi alıyor devlet.
(bkz: ticaret yapmak) bir daha düşün.
yapan nasıl yapıyor dediniz sanki. yapanın para akışı bir dursun anında çöker. yapanda böyle yapıyor.
Eğer kayıt içinde çalışıyorsanız ya büyük bir şirket yani yeterli bir nakit akışınız olmalıdır ya da derin bir cebiniz. yoksa adım atsanız devlet para talep eder. yanınızda insan alıştırırsınız, devlet para talep eder. mal satarsınız, devlet kdv ister. kar edersiniz, devlet para ister. zarar edersiniz, devlet yine para ister. buna ek olarak, sigortasıydı kirasıydı, stopajıydi yine devlete doğrudan ve dolaylı yoldan para bayılırsınız.
yani kısacası: sürekli "devlet ne der" diye düşünmektir.
" dürüst esnaf ahirette peygamberlerle, şehitlerle olacak" diye Bir hadis olduğuna göre; vicdanlı ve imanlı bir insan için " ateşten gömlek" giymek demektir.
Ama imanı çıplak, vicdansız bir adam içinse " güzel para kazanmak" demektir.