Habertürk e göre GALATASARAY anlaşmış. Bu Habertürk e göre Lucescu da her şartı kabul etmişti GALATASARAY a gelmişti amk. Neyse psikoloji konusunda iyi ve futbolcuların dilinden iyi anlıyor diyorlar bu hoca icin. 4. Yıldızı ve şampiyonlar liginde başarıyı getirsin yeter
buradaki stres ve medya baskısı yüzünden başarılı olamayacağı öngörülen teknik adam. türk futbolunu da bilmiyormuş.
işte bunlar hep bir asırdır dönüp dolaşıp daum'u getiren zihniyet. türk futbolunu bilmiyor diye kimse gelmesin o zaman amk türkiye'ye. yılmaz vural'la, samet aybaba'yla idare edelim, onlar türk futbolunu da çok iyi biliyor çünkü. hem zaten lucescu türkiye'ye ilk geldiğinde türk futbolunu ezbere biliyordu. eric gerets de öyle, türk futbolunun içinden gelmiş bir adamdı zaten.
1973 doğumlu, alman teknik direktör. bir dönem futbolculuğu da olmuştur. bundesliga'da 2013-2014 sezonunda 1 fsv mainz 05'i 53 puan ve -2 averajla 7. sırada tamamlamıştır.
pek beraberlik teknik direktörü değil. galibiyet ve mağlubiyet arasında gidip gelir. böyleleri doğru takımda başarılı olur. yani ruhuna uygun olmalı. iyi niyeti suistimal edilmemeli. şu aralar pişip ileride iş yapar bu adam.
henüz 40 yaşındadır. eğer haberler gerçekse kendisiyle uzun süreli bir sözleşme yapılmalı ve başarısız olunsa da kafasındaki sistem ve anlayışı sahaya yansıtması için sabır gösterilmelidir. belki 1 sene gider ama 5 sene kazanılabilir.
futbol görüşü sığ olanların burnunu kıvırdığı teknik direktör.
evet türkiye sistem ülkesi değil, türk futbolcusu akılsız, taktik disiplini sıfır, türk insanında sabır diye bir şey yok, saha dışı olayların hiçbir zaman bitmediği bir ülkeyiz.
ancak farklı olmak istiyorsan, avrupa' da kalıcı olmak istiyorsan bu adamlara sabır göstereceksin ve dediği her şeyi yapacaksın, güveneceksin. tabi bunu ünal aysal ve yönetiminden beklemek çok yanlış olur.
derwall' e zamanında bu sığ kafa yapısıyla baksaydı yönetim galatasaray belkide avrupa' da bu büyük başarılı kazanan bir kulüp olamayacaktı. eğer farklı olmak istiyorsan ülke şöyle, ülke böyle demeden başarı için o sabrı göstereceksin.
yok hala takım şampiyon olsun gerisi önemli değil gibi sığ bir düşünceye sahipseniz bu takımdan büyük bir başarı beklemeye hakkınız yok. gene başlarız 6- 7 sene avrupa' da hiçbir şey yapmamaya, arada da şampiyon oluruz bir kaç kere olay biter.
taraftarların artık bunu anlaması lazım. türkiye standardında olan futbol ülkeleri, galatasaray kalibresindeki futbol takımları ancak düzgün planlama ve sabırla avrupa' nın devleri ile yarışabilir. ama bizim kronik sorunumuz olan kendini dünya devi sanma durumu bizi hep b*k yoluna götürüyor.
sanıyoruz ki bizim kulüpler real madrid, barcelona, chelsea, bayern münih vs. çıkın artık şu kafadan hiçbir zaman biz bu kulüplerin seviyesinde olamayacağız. o yüzden ne zaman portekiz kulüpleri gibi bir strateji benimseriz, ne zaman lucescu' nun shaktar' ı gibi bir strateji benimseriz, ne zaman kendi klopp' lerimizi, simeone' lerimizi yaratırız işte o zaman gerçekten başarı yakalarız.
ilki löw'ün bizim fb'de olan etkisini hiç unutamam. O zamanlar bu kadar tanınan bir hoca değilken, yine 40lı yaşlarda gelip, lig'de bir ara fırtınalar estirmişti. 90. dk 5-0 öndeyken bile golü arıyordu o takım. Sonra ne olduysa artık haluk ulusoy'lu, mesut yılmazlı dönemlerin etkisi midir artık alavere dalvere derken 2.olduk ve aziz başkan löw'ü şutlar. Löw'ün şu anki durumu ise malum. Mesleğinde üst klasman..!
Gs'de de bu etkiyi gösterme ihtimali var bence.
Ama 2. Olasılık ise daha ön planda. Bu abimiz yanılmıyorsam 5 senedir aynı takımın başında. Ve aynı ligde. Daha lig ve takım dışına çıkıp da bir şey yapma tecrübesi de yok. Bu hataya türkiye'deki takımlar sık sık düşer.
Del bousqe
rijkaard
aragones
bunlar çalıştırdığı takımlarla bir şeyler yapabilmiş ama bunun dışında hep sönük kalmışlardır. Mesela tomas şaf vardı werder bremen'e yıllarını veren efsane bir adam vardı. Şu an nerde bilen duyan?
Henüz erken ama gelirse de hayrlı olsun. Birkaç mağlubiyette fatura zaten yönetime kesilir. Başarı ise kendisine ait olur.
futbola geniş kafayla bakanların jupp derwall'le kıyasladığı kişi.
adama yazık ulan. jupp derwall galatasaray'a geldiğinde federal almanya milli takımı ile 1 avrupa şampiyonluğu ve 1 dünya kupası finali vardı. 84'te takım ilk turda elenince bıraktı ve galatasaray'a geldi.
edit: sen bunu eksileyince gerçekler değişmiyor. mainz adlı hiç bir stres unsurunun olmadığı kulüpte 7. olmak başarı görülebilir lakin galatasaray gibi her sene şampiyonluğu arayan kulübe gelmez. her zaman derim a takıma yarışmacı alt yapıya eğitici teknik direktör.
galatasaray ile 3 yıllık ön protokol imzaladığı ve önümüzdeki hafta resmi sözleşme imzalamak üzere istanbul'a geleceği söylenen teknik direktör.
gelirse etkisi ne olur, söylendiği kadar etkili mi bilemem ama kendi görüşüm eric gerets etkisi yaratacağı yönünde. bizim takıma lazım olan genç ve heyecanlı profiline uymakta.
skib bırakmasından korkulan teknik direktör.
bu sene 4. yıldız savaşı olacak ve en büyük teknik direktör adayı tuchel.
zaten sorsan haritada ülkenin yerini gösteremeyecek adamları getirip bir de üstüne geldiği gibi başarı bekleyen yöneticiler ve sabırsız, düz bir taraftar grubu var.
ben kendisinin yerinde olsam hiç bulaşmam.
kendisi başarılı biri olabilir, uzun vadede galatasaray'a çok şey kazandırabilir ama sabredemezler. burası türkiye.
aklın varsa gelmezsin.
Her neyse, bugün ciddi (ama harbiden ciddi) söylentilere göre hikmet karaman bile düşünülüyormuş.
Şu ffp nerden çıktıysa artık, kulübün belini çok bükmüş galiba.
Zaten şu durumdaki takıma da anca bu şartları kabullenecek, sesini çıkarmayacak ve düşük bütçeyle iş yapacak ama sistem kazandıracak genç biri lazımdı.
Alman sistemi her daim iş götürür.
Lucescu'dan sonra kimse sistem getiremedi zaten. O kadar övdüğümüz fatih terimin ekolü, sadece kaotik gaz futbolu. Skip bişeyler yapıp bıraktı. Onun dışında mancini'nin italyan stili'nin daha aykut hocadan beri bu ülkede iş göremez bir sistem olduğunu gördük.
Tutarsa hayrlı olsun. Tutmazsa zaten o yönetim yeteri kadar işin içine etmiş.
galatasarayın başına geçeceği söylenen teknik direktör. nedir, ne yapar pek bilemiyorum. açıkçası lucescu'nun gelmesini o kadar çok istemiştim ki şimdi kim gelse iş yapar diye düşündüğümde cevap bulamıyorum. ancak tuchelin ismi, nedendir bilemiyorum, beni biraz da olsa heyecanlandırdı. yeni bir skibbe faciası olabilir mi? olabilir. ama öteki türlü de olabilir.
http://devrimderki.blogsp...er-thomas-tuchel.html?m=1 şurada bir arkadaş, tuchelin bir röportajını çevirmiş. çok güzel kısımlar var. özellikle taktiksel dizilimle ilgili söyledikleri önemli. aslında biraz da ürkütücü, çünkü mancini için yapılan "sürekli dizilim değiştiriyor" şeklindeki eleştirilerin bir benzerinin bu adam için de yapıldığını görüyoruz. ancak o kısımda anladığımız bir şey daha var ki, bu adam hem kendi takımını hem de rakipleri iyi analiz eden, "çalışkan" ve "disiplinli" bir hoca.
gelirse, galatasaray bu adamın kariyerinde önemli bir basamak olacak. burası kesin. kendisinin genç ve hırslı bir teknik adam olduğunu da düşünecek olursak eğer, galatasarayda büyük başarılar kazanmak istememesi için hiç bir sebep yok. yani her ne olursa olsun, yeni bir rijkaard vakası, mancini vakası olmayacak. öte yandan, galatasarayın ihtiyacı olan şey, sistem ve bu sistem etrafında kurulu disiplinli ve çalışkan bir takım. yabancı sınırının düşürülmesi de bizi daha çalışkan bir takımla eksikliği kapatma yoluna itecek, bu sırada da sneijder, selçuk, melo gibi kaliteli oyuncuların takıma katkısının artmasını beklememize sebep olacaktır. bu yüzden de bizim takımı disiplinli bir şekilde çalıştıracak bir taktisyene ihtiyacımız var. bu bakımdan da alman ekolü ideal bizim için.
takımı ve ligi tanımaması çok çok büyük bir handikap değil bizim için bence. çalışkan bir hocanın sadece bir iki ayını alır takımı ve ligi tanımak, kurallara alışmak. hele ki bir de iyi bir yardımcısı olursa. bakmayın manciniye falan. mancini gibi büyük isimler, türkiyeye geldiklerinde eski reçetelerini kopi peyst yapmaktan fazla öteye gitmiyorlar. çok fazla da çalışmıyorlar. ama tuchel gibi bir adam, öyle zannediyorum ki çalışacaktır. rakiplerini ezberleyecek, kime nasıl önlem alması gerektiğini hesaplayacaktır. avrupada da tek şansımız, iyi bir kaç takviye yapıp (bunlar da büyük ölçüde yerli olacak zaten) eldeki malzeme ile rakipleri iyi analiz edip, onlara iyi önlemler alarak elimizden geleni yapmaktır. grubun zorluğuna göre 3. olup uefaya gitmek ve uefada çeyrek final veya son 16ya kalmak falan da iyi bir sonuç olabilir.
ama gelirse, yönetimin ve taraftarın her ne olursa olsun sene sonuna kadar sabretmesi ve işler iyi giderse de yetkilerini artırarak daha uzun vadeli düşünmesi gerekiyor. artık yeter, zırt pırt hoca değiştirmek, yeniçeri ocağının eline koz vermekten ve her sene aynı senaryoları tekrar yaşamaktan başka işe yaramıyor.
