this war of mine

entry24 galeri12
    22.
  1. dünyanın en hüzünlü oyunu savaşı derinden hissetmenizi sağlıyor.
    0 ...
  2. 21.
  3. Savaşta hayatta kalabilmeyi sivil cephesinden ele alan oyunların en bilineni. Bosna savaşını konu alır, bosnanın asıl mağduru müslümanlar olmasına karşılık karakterler hristiyan olarak gösterilmiştir.
    2 ...
  4. 20.
  5. Mükemmel bir oyun olmakla beraber, oyuncuya savaşın gerçekliğini yansıtmak adına, istenen yerde saklama imkanı vermemeleri ve oynanan karakterlerin en küçük hatada kolayca ölmesi oyunun oynanabilirliğini çok düşürüyor. tamam böyle bir oyunda karakterlerin rambo olmasına izin vermek olmazdı ama istenen yerde tekrar yükleme imkanı olsa, hiç değilse karakteri gireceği riskli işlerden vazgeçirmemiz mümkün olurdu. Karakter öldüğünde ya aynen devam etmek ya da bir gün öncesine dönüp, aynı olayları tekrarlamak sıkıcı oluyor.
    1 ...
  6. 21.
  7. Zlata karakterinin gitarda çaldığı parça aylardır telefon zil sesimdir:

    Grzegorz Mazur - Time is running out.
    0 ...
  8. 20.
  9. Dün ülkemizde kısa filmi yapılan oyun. Sanıyorum Türkiye'deki ilk indie oyun uyarlaması da bu vesileyle yayınlanmış oldu.

    Film: https://www.youtube.com/watch?v=RuNeiloXm2c
    0 ...
  10. 19.
  11. Bu yaşıma kadar çok fazla oyun oynadım, çok güzel oyunlar oynadım. Kiminin grafikleri, kiminin mekanikleri, kiminin verdiği keyif beni o oyunları saatlerce oynamaya itti. This war of mine ise toplamda maksimum 100-150 saatimi ayırdığım bir oyundur heralde. Buna rağmen şimdi düşününce, bunca yıldır beni en çok etkileyen oyun sanırım this war of mine olmuştur. Savaş oyunları içinde savaşı en iyi anlatan oyunun bu 2 boyutlu oyun olması her ne kadar şaşırtıcı görünse de insanların en temel duygularını harekete geçirip, üzerlerinde derin etkiler bırakmak için yüksek kalitede oyun motorlarına, görsel şölene ihtiyaç olmadığını göstermesi bu oyunu kesinlikle eşsiz kılıyor. Zaten oyun sizi daha açılış ekranındaki ernest hemingway sözüyle içine çekmeyi başarıyor.

    Sözlerimi sadece üç kelime daha ekleyerek bitirmek istiyorum: arkada çalan müzik.
    9 ...
  12. 18.
  13. ernest hemingway'in "modern savaşta hiçbir sebep olmaksızın köpek gibi öleceksiniz" sözüyle başlayan depresif oyun.
    3 ...
  14. 17.
  15. Spoiler olabilir, olmayabilir de bilmiyorum. çok şeyimde de değil zaten göt olmuşum aq. Ben böyle oyunun devri devranını skeyim tamam mı? Bugün indirimdeyken şu ek paketleri hikaye modunu falan alayım dedim, ana oyuna daha önceden sahiptim oynamıştım. Yahu ağzıma sıçtı arkadaş. 28 yaşında adamım gözlerim doldu utanmasam ağlayacaktım. Hâlâ boğazımda bir şey var. Bir baba ve onun küçük kızını hayatta tutmaya çalıştım. Küçük kız günden güne gözlerimin önünde çöktü. Baba diyor annem nerde diyor. Kucak istiyorum diyor, arkadaşlarımı özledim diyor. Ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor. Bi de uyarılar geliyor sonra küçük kız katotonik belirtiler vermeye başladı falan diye sonlara doğru. Ya şu amk oyununu oynatın ergenlere cs go, cod ve bf yerine, ilerde dünya daha güzel bir yer olur. Skti belamı akşam akşam ya. Çocuklar savaş görmesin lan amına koduklarım.
    2 ...
  16. 16.
  17. hoşça vakit geçirmenizi saplayacak türden bir oyun değildir. yağma yaparken size suçluluk duygusunu tattırır. yiyecek ararken kitli bir odadan gelen bebek sesiyle içinizi sızlatır.

    zor bir oyundur ve üzerinizde bir etki bırakacağı kesindir.

    ----edit----

    oyunu 2. kez bitirdim. oyun ile alakalı sanırım bir kaç tavsiye verebilirim.

    atölyeyi en kısa süre de son seviyeye çıkarın. 2. seviye de binadaki delikleri vs kapatmanız için bir seçenek çıkacaktır. 3. seviyede ise kapıyı güçlendirip bir de alarm takıyorsunuz. bu sayede gece daha az baskın yiyeceksiniz. oyunun en zorlu yanı gece evinize yapılan baskınlar. bunun için az önce bahsettiğim iki geliştirme haricinde bir de size doğru düzgün silah gerekecek. Bunu metal atölyesini son seviyeye çıkarıp yapma şansınız var. eksik parçaları yağmayla veya şehir merkezinden takasla alabilirsiniz. askeri üste de silah takası yapılabilir. benim önerim ise süper markete geçmeniz. burada yiyecek arayan bir kıza saldıran asker var. arkadan bu askere yumruk ya da bıçakla saldırıp işini bitiriyorsunuz ve sonra onun güzelim otomatik tüfeğine konuyorsunuz. epey de mermi çıkıyor. bundan sonra gece baskınlarında kendinizi savunmanız zor olmayacak. 2. bir silahı da bir şekilde edinirseniz gece artık hiç malzeme kaybı yaşamazsınız.

    hayvan tuzağı da işe yarar nitelikte. sağdan soldan çıkan çürük domates biçimli gübreleri satmayın. tuzakta kullanın. 2 birim et veriyor. 1 gübre = 2 et. epey karlı bence.

    bir de balta yapmayı unutmayın. evinizdeki gereksiz eşyaları veya gittiğiniz boş yerlerdeki eşyaları parçalayarak yakıt ve odun bolluğu oluşturabilirsiniz. kış geldiğinde odun hem aşırı gerekli oluyor hem pahalı oluyor. takasta da iş yapar yani. balta yapmıyorum malzeme yetmiyor diyorsanız garaj dan takas ile elde edebilirsiniz. bunun haricinde yaşlı çifte dokunmayın. gereksiz çatışmalara girmeyin. ben süpermarket harici hiç bir çatışmaya girmedim. sargı bezi üretip satmaya çalıştım çünkü epey getirisi oluyor. ilaçlarımın %90 ını yiyecek karşılığı sattım.

    fırını 2. seviyeye çıkarırsanız iki kişilik yemek için 2 birim su harcıyorsunuz. bu epey faydalı oluyor.

    eve gelen takas elemanı ve diğer kişiler hep aynı saatte geliyor. bu saati geçirmeden günü bitirmeyin. yardım ettiğim bir aile pompalı tüfek vermişti mesela.

    evimde iyi yağmacı, iyi aşçı ve iyi koşucu vardı. önceliğim hep yağmacı ve aşçı oldu. önce onları doyurdum :). daha sonra eve çocuk sever bir eski müdüre hanım abla geldi. pek bir işe yaramadı ama sağ salim atlattık. kimseyi öldürmediğim için veya sivillerden çalmadığım için depresyona da girmedi kimse. Radyo haberlerini takip edip hava durumunu izledim ve klasik müziğim daima çaldı. üzgün olana gitar çaldırdım, sigaram neredeyse hep oldu. koltukta kitap okudular vs vs.

    bu ekiple 43.günde savaş bitti.
    2 ...
  18. 15.
  19. the little ones ile ortalığı karıştıran yapım.

    şaheser.

    her ne kadar değerli bir yapım olsa da, hala gözümde underrated.
    0 ...
  20. 14.
  21. çok çok çok sevdiğim bir oyundu. ama mutlu sonu bir türlü göremedim.

    gün 17-18 falandı, gece yağmaya çıkmış adamı askerler öldürdü. ekip aç zaten, adamın biri sigara bağımlısı falandı birde aynı zamanda. hepsi bildiğin bitiklerdi. en son yemek de olmayınca şu yaşlı amcaların eve girmek zorunda kaldım, vicdan falan yapamazdım. silahım yok adam gibi, 2 adam kalmışız açız, kış geliyor tir tir titriyoruz. girdim eve, yiyecek malzeme falan çaldım ama orda bile vicdanım el vermedi, bir kısmını ayırdım (böyle survivor mı olur amk). sonra eve geldim, bir de ne göreyim. adam asmış kendini. benim elemanda çöktü, yemeden içmeden kesildi tepki vermiyor falan. tek bu kalmış ekipte. ve tabi sonraki günü de göremeden o elemanda kıydı canına. onca emekler falan hepsi gitti.

    ama sanki olayların içinde bende varmış gibi oynadım. savaşın nasıl bir bok olduğunu en başarılı şekilde uygulamış olan projedir gözümde.
    4 ...
  22. 13.
  23. insanı gerçekten etkileyen bir oyun.

    atmosferi , hüznü , sevinci apayrı bir oyun.

    şahsen beni oldukça etkiledi. hatta eski takıldığım inci sözlük'te bu oyundan esinlenerek bir hikaye bile yazdım.
    3 ...
  24. 12.
  25. Steam de summer sale ile 6 tl ye düşmüş harika oyun. Savaşın görünmeyen yüzünü konu alıyor. Çok etkileyici, Öneririm.
    0 ...
  26. 11.
  27. gerçekten psikolojik olarak da beyin olarak da insanı oradan oraya sürükleyen oyun. ofiste aklım oyunda eve gitsem de yemekleri az kalmıştı yemek bulmaya çıksam diye saate bakıyor gözüm. savaşın kötü yanını ve kahramanlıklar dan çok acılara gebe olduğunu anlatan çok başarılı oyun. bu arada yeni versiyonuna (bkz: this war of mine the little ones) çocuklar da eklendiği ve kötü bir durumda çocuğun saatlerce ağlaması da çok başarılı bir ekleme olmuş. içim karardı 2 günde.

    Edit: ilk oyunumda şuan gün 32. sadece katia kaldı zavallım.
    0 ...
  28. 10.
  29. Defalarca bitirdiğim ve co-op eklenmesini merakla beklediğim oyundur. Ayrıca yanlış bilmiyorsam bir dlcsinin gelirinin tamamını savaş çocuklarına bağışlıyorlardır.
    2 ...
  30. 9.
  31. tam bir yaprak dökümü simulator dır. önce biri akşam yemek ararken ölür ardından diğerleri bundan etkilenir ve karamsarlığa sürüklenir. sonra bir bakmışsınız sizden biri tüm yemeğinizi ilacınızı çalmış. geri kalanlar iyice ölüm moduna girmiş. artık karakterleri yönetemiyorsunuzdur. yerde oturmuş kafasını ellerinin arasına almış... evdeki diğer insanlar teselli etmeye çalışır. ama işe yaramazsa ertesi sabah kendini asmış bir şekilde bulursunuz. işte böyle bir bir ölür karakterleriniz.
    0 ...
  32. 8.
  33. en ziyan karakteri brunodur.Seni sızlanıp duran ispanyol pezevenk.az önce evden kaçtı ve 20. günününde bitti maceram.
    4 ...
  34. 7.
  35. işsiz güçsüz bazı yavşakların günlerce oynayıp bitirmeye çalıştığı oyun.

    Savaş çok kötü bir şey derler bu yavşaklar, bilmezler ki savaş türk'e bayramdır.

    Kürt sempatizanlarınım oynamayı sevdiği oyun, onlar bodrumlarda saklamayı iyi bilirler...
    1 ...
  36. 6.
  37. Artık resmen türkçe olan oyun. Daha önce türkçe yaması güncelleme geldiğinden kurulduğunda sıkıntı çıkarıyordu direkt oyuna entegre ederek bu sorunu çözmüşler. Üstelik an itibariyle steam'de indirimli olarak satılıyor. Savaşın ne kadar kötü birşey olduğunu görmeleri için gençlerimize oynatılmalı.
    0 ...
  38. 5.
  39. (bkz: this war of mine/#29746873)

    Bugün oturup incelediğim oyun. 10 üzerinden 8.

    Steam'de 22 adet steam başarımı ve 11 dil desteği (evet, türkçe de var) ile ₺31,00.

    Oyun gerçekten savaş psikolojisini çok iyi işlemiş ve epey zor olmuş. iç savaşın gittikçe büyüyüp insanları evinden yurdundan etmesini anlatarak başlayan bu oyunda sanki biraz zombi istilası havası varmış gibime geldi. Aynı sorunlar var çünkü, açlığı gidermede ve güvenliğimizi sağlamada diğer insanlara kötülük yapmak veya yapmamak arasında gidip gelen bir vicdan muhasebesi.

    Oyunun bir iyi yönü; müziklerin ve atmosferin hakikaten çok başarılı olması, 10 üzerinden 10 diyeyim. Bir kötü yönü de zamanı hızlandıramıyor olmamız. Yani evet Günü ileri sarabiliyoruz ancak direkt geceye bağlaması ve işte yağma veya nöbetle uğraşmamız hoş değil. The sims gibi, zamanın birkaç tık daha hızlı akmasını sağlayabilseydik güzel olurdu.

    Şöyle görelim,

    Bu oyunun başlangıcı ve bir şekilde özet kısmı diyebiliriz;

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857699/+

    Bu oyunun kamera açısı, bu şekilde oynanıyor. Sims gibi demiştim;

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857703/+

    Şehirden hava durumu ve savaşın gidişatı ile ilgili haberleri almak için kendiniz bir radyo yapıp yine kendiniz ayarlarıyla oynayarak az da olsa bir şeyler öğrenmeye çalışıyorsunuz;

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857705/+

    3 kişiyi yönettiğimiz oyunda her gece yağmaya çıkılıp çıkılmayacağına, eğer çıkılacaksa kimin çıkacağına ve yanında ne götüreceğine, evde kalanlardan kimin nöbet tutacağına (nöbet tutturmayabilirsiniz de) kimin uyuyacağına, uyuyacak olanlardan kimin yatakta kimin yerde yatacağına siz karar veriyor ve geceyi planlıyorsunuz;

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857700/+

    Ve o gecenin sabahı yerde yatanlar "kötü uyuduğu" için demoralize oluyor. Bu yüzden yatakta yatma sırasında adaleti sağlamanız gerekiyor. * Ya da atölyede daha fazla yatak yaparak bir gecede birkaç kişinin yatakta yatıp iyi uyku çekmesini sağlayabilirsiniz. Aynı atölyede soba, ocak, sandalye, radyo ve yakıt yapabiliyorsunuz.

    Yağmaya giden arkadaşı yine siz kontrol ediyorsunuz. Zaten zurnanın zırt dediği yer de burası. Bazen yağmaya gittiğiniz evde başkaları oluyor o zamanlar iş yağma olmaktan çıkıp hırsızlığa giriyor ve karakteriniz eğer bir şeyler çalarsanız bunun vicdan azabı ile yaşıyor bir süre.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857704/+

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857706/+

    Karakterlerinizin "bio" kısmına tıklayarak birkaç satır bilgi edinebiliyorsunuz. Oyun ilerledikçe her şey daha derinleşir diye düşünüyorum.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857702/+

    Siz bir yeri yağmalarken malesef birileri de sizin evinizi yağmalamış ve karakterlerinizden birini yaralamış olabiliyor. O durumda eve döndüğünüzle şununla karşılaşıyorsunuz.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857701/+

    Ve kapınıza bir şeyler takas etmek isteyen ya da sizden yardım dilenen insanlar gelebiliyor. YArdım edip etmemek sizin elinizde ama cidden insanın duygularını falan sömürüyorlar hep şrfszlr.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857708/+

    MEsela ben bir evi yağmalamaya gittim ve içerde insanlar vardı. Gizli gizli mutfağa ulaşıp bütün yiyeceklerini aldım. O an düşünemedim ama eve döndüğümde karakterim evde kalan ailenin onlara bıraktığım yiyecekle hayatta kalamayacaklarını düşünüp depresyona girdi. Sanırım biraz da arkadaşının gözünden düştü.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857707/+

    Kabaca oyun bu şekilde. Dediğim gibi günler geçtikçe haritaya yeni yağmalanacak yerler ekleniyor, yeni tehlikelerle karşı karşıya kalıyoruz. Evimiz gelişiyor ve gerekli araç gereci tedarik edebilirsek halihazırdaki sobamızı, ocağımızı ve atölyemizi geliştirebiliyoruz.

    The Sims oyununun x100 zoru ve x1000 karamsarını hayal edin, işte size this war of mine. *

    edit: ekleme.

    Arkadaşlar izninizle sizlerle steam'de gördüğüm en başarılı arka planlardan biri olan "this war of mine: people in war backround"ını da paylaşmak istiyorum.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/857755/+
    15 ...
  40. 4.
  41. Doğum günümde hediye gelen muhteşem oyunlardan bir tanesi.

    Buraya bir inceleme yazmak için sabırsızlanıyorum. *
    5 ...
  42. 3.
  43. herkesin oynayamayacağı oyunlardan biri.
    2 ...
  44. 2.
  45. fazla stres yapıcağım için oynamaktan kaçındığım anlamlı oyun.
    0 ...
  46. 1.
  47. oynayanların sivil rolünde olacağı yeni bir savaş oyunu.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük