1. sezon 16. bölüm'ü izleyip duygusallıkta nirvanaya ulaştıktan sonra yazıyorum bu entryi.
güzelim dizi. her bölümü kısa film tadında, her bölümde sıcacık bir gülümseme, biraz da burukluk bırakıyor insanda.
--spoiler--
rebecca ve jack birbirine aşık olur ve evlenir. rebecca üçüzlere hamile kalır ve doğum sırasında bebeklerden biri kordon boynuna dolandığı için ölür. aylarca 3 bebek için hazırlık yapmış olan çift yıkılır. tesadüfen aynı gün bir siyahi bebek de babası tarafından itfaiyenin önüne bırakılmış ve itfaiyeci tarafından hastaneye getirilmiştir. doktorun da gazı ile jack ve rebecca çifti siyahi bebeği evlatlık edinir ve 3 bebekle evlerinin yolunu tutar; kate, kevin ve randall.
dizi ise bu üçlünün 36. yaş günleri ile açılıyor. kate bir morbid obez, kevin işinden bunalmış ünlü bir sitcom oyuncusu, randall ise yüksek maaşlı bir özel sektör çalışanı.
--spoiler--
her bölüm bu üçlünün ilişkisi ara ara geçmişe de gidilerek detaylandırılıyor. hikaye de tadından yenmez bir hal alıyor.
içinde fantastik,suç, gizem gibi öğeler bulunmayan izlediğim en güzel dizilerden.
Bu öğeler olmadan gözünüzü alamadan sıkılmadan izlemek büyük bir başarı.
Kesinlikle takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Nerden de sardım dediğim muhteşem dizi. Kendime hayır senin sınavina odaklanman lazım biraz uzak kal şu dizilerden dediğim bir gün bu diziyi keşfettim. Ve bağımlılık yaptı. Böyle naif bir dizi yani hüzünlü huzurlu keyifle izlettiren cinsten.
Yakın zamanda izlediğim en iyi aile dizisi. Bilim kurgu yok aksiyon yok saçma sapan şeyler yok gerçek aile ortamı ama yine de başından kalkamıyorsun. Sürekli bir sonraki bölüme tıklarken buluyorum kendimi.
Dün başladım şuan 1.sezon 9.bölğme geçtim. Ve her bir bölümde hem gülüp hem ağladım. inanılmaz bir dizi. Yüzde yüz tavsiye ederim.
Tam da Turkiye uyarlamasinin yapilacagi donemde diziye baslayan biri olarak bu sene fox tv'den kose bucak kacacagim buyuk ihtimalle. Zira ben uzun zamandir kalbimdeki kucuk catlaklari bu kadar sizlatan bir seyle karsilasmadim. Berbat giden hayatimdaki en guzel sey, ustelik her bolum mutlu anlarina bile hungur hungur aglamama ragmen. Pembe dizivari entrikalardan uzak, ozlem duydugum, keske olsaydi dedigim o kucucuk anlarla icimi isitan, her bir karakterin hayal kirikligini, cikmazlarini icimde hissettigim, hayat senaryosunun biz ve digerleri kismindaki 'biz'in icinde oldugum icin hem sukrettiren hem ah ettiren benim canim dizim. Aglayacak omuz, derdini paylasacak bir arkadas, sarilacak bir dost arayanlar; boslukta hissedenler, cocukken berbat giden bir gunun sonunda maaile bir yatakta sarilarak huzurlu bir uykudan guc bulmayi hic tadamayanlar ve sonbahara yakisacak bir guzellik arayanlar bu diziyi izlesin ve kiymetini bilmeyecek kimselere sakin ha onermesin.
This is us, sana dizi demek icimi burkuyor..