658 olayı kitapta tam olarak çözüme ulaşamamıştır. sonuçta 10000 kişiye aynı not gönderilmiş ve aralarından sadece 658 i tutanlar çek göndermiş gibi açıklanmış. peki ya bu notu alıp sayıyı yanlış tahmin edenlerden bir kişi bile bu notu ciddiye almamış mı? ben hipnozla ilgili bi açıklama beklerken bu saçma sapan açıklamayla şoke oldum.
okumayı yaklaşık yarım saat önce bitirdiğim kitaptır. 658in sırrını çözmek için gerçekten çok uğraştım ve nasıl olduğunu okuduğumda çok mantıklı olduğunu düşündüm. özellikle 19 sayısını nasıl bildiğini okuduğumda 'fısıldamak' gerçekten mantıklı geldi. ayrıca uzun zamandır katili çözemediğim ya da kim olabileceği hakkında fikir üretemediğim ilk kitap diyebilirim. gerçekten çok iyi kurgulanmış ve okuyucunun aklını zorlayacak ya da o anda üzerinde durmayıp sonradan ne kadar önemli olduğunu anlayacak kadar iyi kurgulanmış.
ve şiirler. ilk okuduğumda anlamak için çok uğraştım. katilin hikayesini yani neden adam öldürdüğünü öğrendiğim anda şiirlere tekrar döndüğümde tüm taşlar yerine oturdu. ve kesinlikle kitabı okurken dave karakterinin eşinin kurguda ne kadar önemli bir yeri olduğunu kitabın son 20 sayfasında görüyorsunuz. kıssadan hisse, mutlaka okuyun ve okurken biraz sabırlı olun. ilk 100-200 sayfada kitabı asla bırakmayın.
--kitabı okumayanlar burayı dikkate almasın--
anlayamadığım ya da mantıklı yorum yapamadığım kısım şurası: katil kendisiyle telefonda nasıl konuştu? arayan aslında kimdi? cevabı olanlardan cevap bekliyorum..
Elle tutulur bir çok eksiği olmasına rağmen bir yazarın ilk kitabı olarak oldukça iyidir.
--spoiler--
Kitabın adı dolayısıyla sayılarla daha içli dışlı bir kitap bekliyorsunuz. Ancak durum biraz farklı. Kitap klasik polisiye romanlarından bu yönüyle ileriye gidebilecekken bu fırsat değerlendirilmemiş. Onun yerine çok daha fazla delil birleştirme, yapboz tamamlama üzerine kurulmuş. Bu yüzden yazarın kitabın son bölümünde teşekkür ettiği gibi, kitabın adını bulan editörüne katılmıyorum. Sanki daha çok ismi "delil", "yapboz" vs civarlarında olması gereken bir kitap.
--spoiler--
Kitapta kurgunun dışında çok farklı bir noktaya değinmek istiyorum. Yazarın karakter tahlilleri son zamanlarda az rastlanacak kadar mükemmel. Ana karakterlerin iç dünyalarını o kadar güzel yansıtıyor ki kitabın içinde geçen olayları okurken, o an ana karakterin hissettiği gibi hissedebiliyorsunuz. Özellikle kurguyla çok alakasız görünen, ana karakterin karısı üzerindeki betimlemeler o kadar güzel yapılmış ki kitabı bitirdiğinizde aslında olayların çözümlenmesindeki en önemli faktörlerden birinin Dave'in eşi olduğunu farkediyorsunuz.
Kısacası kesinlikle okumaya değer bir kitap. Zaman kaybı değil. Ancak "kesin ip var abi" mantığıyla okunmamalıdır.
Edit: kitabı yeni okuyacaklara bir tavsiye; ilk 200 sayfada sıkılıp bırakmayın. Kitap asıl 200.sayfadan sonra başlıyor ve son 100 sayfada tavan yapıyor.
john verdon kitabı nisan ayında raflara yerleştirdik inanılmaz bir okuyucu kitlesine sahip oldu nisan ayından beri kitabın satışlarına bakıyorum inanılmaz. bugün tekrar baktığımda halen çoksatanlarda yerini alması beni çok mutlu etti.
john verdon'un ilk kitabıdır. türü polisiyedir. yorumlara göre bir hayli akıcı, dikkat çeken ve de sürekleyici kitaptır. yeni almış ve bir an önce okuma hevesiyle yanıp tutuşmaktayım. arka kapak:
Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: "Aklından herhangi bir sayı tut. 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı." Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: "Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç.""Aldıklarını geri vereceksinVermiş olduklarını aldığın zaman. Biliyorum ne düşündüğünü, Ne zaman uyuduğunu, Nereye gittiğini, Nereye gideceğini. Seninle bir randevumuz var, Bay 658."Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap "Aklından Bir Sayı Tut" kolay kolay unutmayacağınız bir roman.
John Verdon'dan sürükleyici bir roman. Sabırsızlıkla sayfaları çevire çevire bırakmak istenilmeyecek bir kitap. Olayların çözülüşünü anlatırken hadi bitsin gitsin kimmiş şu katil denmiyor. Okunalası kısaca.
John Verdon'un iyi bir yazar olduğunu kanıtlayan kitap. Kırmızı dosyamla geldim, belgelerim var:
Şöyle ki;
*John Verdon'un yarattığı karakterler çok sağlam. Mesela dave gurney. Dave'in eşiyle ilişkisi, geçmişinin onu rahatsız eden detayları... Verdon isterse bu kitaptaki karakterlerin yer aldığı başka romanlar yazıp bir seri oluşturabilir. Aklından bir sayı tut, bu temeli veriyor zaten. Kitapta ana karakterlerin iç dünyasına, psikolojik durumlarına, duygu ve düşüncelerine de ağırlık/önem verilmiş, yazar sonradan bunları kullanacakmış gibime geliyor. (Çoktan kullanmış zaten, ikinci bir kitabı varmış aşağılarda belirttiğim üzere.)
*Kurgusu itibariyle hoş bir kitap aklından bir sayı tut. Sayılarla ilgili çok gizemli bir şey olacakmış izlenimi veriyor, ama sayılar çok da önemli değil. Zaten sayılarla ilgili bir şey olsa çok zihinsel kalacaktı, sonuçta aklından geçen sayıyı bilmek başka neyle mümkün olabilir ki? soyut birtakım şeyleri katması gerekecekti yazarın. O zaman da kitabın sonu hoş olmazdı. Ne düşündüğünü bilen birini nasıl alt edecekti bizim yaşlı dave? Sonra öyle biri alt edilmezdi ve öyle birinin gerçekten eski alkoliklerle uğraşmasının bir sebebi olmazdı. Yok yok, Böylesi daha iyi olmuş. Yalnız bu bölümle ilgili kafama takılan küçük bir şey var:
Kitapta dave ve arkadaşları katilin mark'a gönderdiği mektuplardan on bin kişiye falan gönderdiğinden bahsetmişlerdi, kurbanlarsa tüm bu kişiler arasından gerçekten 658 sayısını tutmuş olan kişilerdi. Peki geri kalan kişiler ne olacak? Yani demek istediğim şu; bana bir mektup gelecek, aklından bir sayı tut denilecek, diyelim ki 145 tutacağım. Sonra mektupla beraber gelen küçük zarfı açacağım, 658 tuttuğum ima edilecek. Ama tutmadım. Mektubu öylece kaldırıp atar mıyım, hayır. Başımdan geçen bu aptal olayı aileme, arkadaşlarıma anlatırım ve benim gibi böyle bir mektup almış geri kalan binlerce kişi de aynısını yapar. En sonunda bu olay internette vs bir yerde yayılır. Yayılır yani, on bin az bir sayı değil. Gerçi mektubu alan kişilerin eskiden alkolik olması bu durumu güçleştirebilir ama yine de olağanüstü bir durum burdaki bence. Kırmızı kalemle, güzel bir el yazısıyla yazılmış bir mektup falan... Neyse. iyisin con iyisin. *
--spoiler--
*Katilin neden öldürdüğü sorusu bir polisiye/gerilim kitabı için çok çok önemlidir ve aklından bir sayı tut'un katilinin cinayet işleme sebebi gerçekten mantıklı. Yani hiç tanımadığın birini öldürmek için hiçbir sebep mantıklı olamaz da, bu kitabı okuyunca diyorsun ki, "tamam, bu gayet normal bir sebep cinayet işlenmesi için". Harlan Coben, Asla Vazgeçme'nin sonunda şahsen ben "Yuh, böyle bir sebepten cinayet mi işlenir harlan? Allah seni bildiği gibi yapsın" demiştim. işte John'un kitabı böyle bir şeyi dedirtmiyor, okuyucuyu tatmin ediyor. Cinayetin işlenme şekliyle, katilin gönderdiği mesajlarla örtüşüyor ve okuyucunun aklında hiçbir soru işareti kalmıyor.
*Kitabın sonuna ölürüm!!!!!!!!!! Verdon kitabın sonunu, evin hikayesini, katilin geçmişini kitabın sonuna doğru öyle bir yerleştirmiş ki gerilim sona onlarca sayfa kala başlıyor, kitap bitene kadar da zirve yapıyor. Hele Dave'in katille konuşmaları falan...
*Bir polisiye/gerilim kitabı için katilin kişiliğinin güçlü olması, hata yapmaz bir görüntüsünün olması, kararlı ve zeki olması okuyucuyu doyurması açısından çok önemlidir. Burdaki katil de öyle; X.Arybdis isminden tut, polislerle dolu bir evde olmasına rağmen hiç açık vermemesine kadar hem de. Bir ohne dich sterbe ich daha ne ister? *
***
Özet: ilk romanını yazmış biri için John Verdon gerçekten başarılı.
Özetin özeti: John iyisin sen. Good boy.
~~
AMAN TANRIM!!! John Verdon'un görünüşüne bakmak için araştırma yapayım dedim ve ne buldum: Adamın bir kitabı daha varmış "Shut Your Eyes Tight" diye. Hem de Dave gurney'in içinde olduğu bir kitap. Yani benim birinci maddem doğrulanmış çoktan. Biliyordum, biliyordum! *
şimdi efendim, gerçekten de akıcı bir dille yazılmış, çevirisi de aynı şekilde, çok iyi yapılmış. ancak, katilimizin, kurbanlarının aklındaki sayıyı nasıl bildiğinin açıklanmasından sonraki kısımlar, önceki kısımlar kadar ikilemde bırakmıyor okuyanı. şahsen ben, bu sayı bilme olayının işleyişi konusunda daha yaratıcı bir şeyler beklemiştim. zira, kitabın arka kapağını okuyan birisi, bütün kitabın bu sayı bilme mevzusuyla alakalı olduğunu düşünebilir.
meselam, kurbanların geçmişiyle ilgili birazcık daha fazla bilgi verilip, kurbanlar arasında daha somut bir bağ kurulabilirdi. böylece sayı bilme mevzusuna hem daha fazla çekicilik katılmış olurdu, hem de gerçekten önemli bir mesele haline gelirdi. şu durumda, sayı bilme mevzusunun diğer olaylardan önem açısından pek bir farkı olmadığını düşünüyorum.
john verdonun zeki, heyecan dolu , şaşırtıcı ve akıcı bir dille yazılmış romanıdır. sonunu merak etmekten son sayfaları açıp okudum, bu hataya kimsenin düşmemesini sabretmesini ve hemen okunmasını şiddetle öneririm.
John verdon'un şu anda çok satanlar listesinde olan gerçekten okunmaya değer şifreleri çözümleme, ipuçlarına bulma üzerine bir kitap. Okurken 'vay be' diyebiliyorsunuz.
arka kapağında yazan yazıyla merak uyandıran ve okunması gereken kitaplar arasında yerini almış olan john verdon kitabı.
Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: "Aklından herhangi bir sayı tut. 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı." Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: "Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç." "Aldıklarını geri vereceksin Vermiş olduklarını aldığın zaman. Biliyorum ne düşündüğünü, Ne zaman uyuduğunu, Nereye gittiğini, Nereye gideceğini. Seninle bir randevumuz var, Bay 658."
